On üç

261 22 6
                                    

Kim Taehyung...

Hayatının şokunu bir ayna sayesinde keşfettikten sonra zoraki bir şekilde kendine gelebilmiş ve kralın isteği üzerine aşağıya inmişti. Yarası hafif hafif sızlıyordu ama bunu umursamayı çoktan bırakmıştı. Sidelya yine yoktu. O, yanına geldiğinde yani omegasının varlığını hissettiği an acısı biraz daha hafifliyor ve her şeyi unutuyordu. Ona bu kadar çabuk bağlanmış olması ayrı bir trajediydi aslında.

Bir çok omega, cinsleri belli olduktan sonra omegasını hissetse dahi bir müddet ona, alışamazdı. Ama Taehyung öyle değildi.

Sanki uzun yıllardır omegası varmış gibiydi.

Adımları yavaş ve aksaktı. sanki her an düşebilecekmiş gibiydi ama düşmezdi de. Sadece öyle hissediyordu. Üzerinde bir durgunluk vardı ve bu hissin içine,aynaya baktıktan sonra düştüğüne yeminler edebilirdi. Gerçek Taehyung bu değildi ona göre. Ama şimdi herkes gerçek görünüşünü görmüyordu, sahte gibiydi şuan.

Nedenini bilmediği bir şekilde her yeri ağrıyordu. Sanki, sanki ilk günler kızgınlığa girdiği gibi bir ağrı vardı bedeninde. Yeniden kızgınlığa gireceğini sansa da ki bu kavramı henüz adam akıllı bilmiyordu, kızgınlığa girmezdi. Kızgınlığını geçireli sadece bir kaç hafta oluyordu ve bu kadar çabuk bir hızda kimse kızgınlığa girmezdi. Girmemeliydi çünkü bu bir sorun olduğu anlamına gelirdi. Neyse ki şuan bir sorun yoktu omegada. En sonunda ağır aksak olan adımları merdivenlerin sonuna ulaştığında karnının acıktığını hissettiği için mutfağa ilerleme kararı almıştı. 

Her ne kadar aklında ki manzara boş bir masa ve atıştırabileceği ufak şeyler bulma yolunda olsa da karşısında bulunan masanın köşelerine kadar yiyecekle dolu olması yutkunamamasına neden oldu. Demek ki kralda bir şeyler yiyecek diye düşünse de arkasından gelen ses bütün algılarını yok etti. 

"Buyrun efendim, kral Jeon yemeniz için bir şeyler hazırlattı." Tamam kabul edilmesi gereken bir gerçek vardı ki karşısında ki bütün yemekler küçük için yapılmıştı lakin akıllara kazınan bir soru da vardı ki  sadece on beş dakika içerisinde bu kadar hazırlık nasıl yapılmıştı?

Yine de bazen bir şeyleri sorgulamak gerekiyordu öyle ki Taehyung, düşüncelerine karşı omuz silkmiş ardından büyük bir iştahla yemeğini yemeye başlamıştı.

***
"Bakma öyle." Kralın sert sesi omegayı olduğu yerde titretmişti. Nasıl baktığı hakkında bir fikri yoktu ama boğuk ve derin olan bu sesten sonra daha da farklı baktığına yeminler edebilirdi.

Bedeni nedensiz bir şekilde titredi. Oturduğu koltuktan biraz ayırdı sırtını. Ve ciğerlerine dolan yoğun toprak kokusu karşısında bacaklarına kadar titrediğini hissediyordu. Eski hayatında hiç bir koku onun etkilemezdi ama burada kralın olduğunu öpüşürken anladığı koku karşısında aciz düşüyordu.

Kral, çok... Çok huzur verici kokuyordu.

Yemekten sonra kralın odasına geçmişlerdi. Bir amaçları yoktu. Kral, omeganın yanında olmasnı istemişti ve olmuştu bu kadar.

"Nasıl bakıyorum?" Bunu derken bile titreyen gözkapakları omega için eziyetti. Buna rağmen net bir soru sormuştu. Eğer aynaya baksa emindi ki bakışları gayet normal gelecekti ama krala farklı gelmiş olmalı bi böyle bir cümle kurmuştu.

Hem iyi bir şekilde mi yoksa kötü bir şekilde mi dediğini Taehyung kestiremiyordu. Kralı anlaması şu zamanlarda pek olsaı değildi zaten ama neyse.

"Garip." Aldığı cevap bir anda donmasına neden olmuştu. Garip? Nasıl bir bakış atmış olabilirsiniz ki karşınızda ki kişi size garip bakıyorsun diyor?

Omega | TaekookWhere stories live. Discover now