•1•

1.6K 116 107
                                    

İçeri girdiğimde heyecanla kasılan karnım bu işin olmasını ne kadar çok istediğimi ele vermişti.

Yumuşak adımlarla Danilo şefin karşısında bulunan koltuğa yerleştiğimde bana bakıp büyükçe gülümsedi.

Samimi bir adam olduğunu biliyordum yine de işe alma konusunda ne kadar katı biri olduğunu bildiğimden korkuyordum.

"Merhaba, Alican değil mi?"

Evet anlamında kafamı salladım. Sanırım çoktan bilgilerim eline geçmişti.

"İşe alındın."

Dediği şeyle gözlerim büyüdü. Şaka yapıyordu değil mi? bu kadar basit olmamalıydı.

"Anlamadım şefim?"

Danilo gülümsemesini bozarak ciddiyetle, "işe alındın, Yoksa istemiyor muydun?" dedi.

Heyecanla kafamı iki yana salladım. Tabiki istiyordum sadece bütün Türkiye gibi buraya girmenin ne kadar zor olduğunu biliyordum ve kafam dehşet karışmıştı.

Anlam veremeyerek, "Sadece, buraya girmenin ne kadar zor olduğunu biliyorum. Direkt işe alındın diyince bu yüzden şaşırdım." dedim.

Danilo önündeki kağıtlardan gözünü ayırmayarak ağzının içinden bir şeyler mırıldandı. Ne dediğini anlayamıyordum. Hatta şuan tam olarak ne yaşadığımı da anlayamıyordum. Büyük bir sevap mı işlemiştim yoksa karşımdaki adam benimle dalga mı geçiyordu?

"Daha önce çalıştığın yerleri ve potansiyelini biliyorum. İyi bir aşçısın. Senin gibi bir cevheri kaçırmak istemem." diyerek kendini açıkladı Danilo
şef.

Yine de dedikleri yeterli gelmemişti. İyi bir aşçı olduğum aşikardı evet. Ancak buradan çok daha düşük yerlere yaptığım başvuruların hepsi red yiyince kendi kendimi gözümde büyüttüğümü düşünmüştüm. Bu yüzden karşımdaki adamdan bunları duymak beni normalden daha da şaşırtmıştı.

"Böyle düşünmeniz beni çok mutlu etti şefim." diyerek gülümsedim. Üzerimdeki şaşkınlığı atmam gerekiyordu. Karşısında ağzı açık halde duruyordum resmen.

Danilo şef, önünde bilgilerimin yazdığını düşündüğüm kağıtlara iyice göz gezdirerek, kendi kendine mırıldanmaya devam etti. Bu sefer, "gerçekten iyi." dediğini seçebilmiştim.

Göğüsüme giren sancıyla kendimi tutmaya çalıştım. Hayallerimin işini kapmıştım ve bu sandığım daha da basit çıkmıştı. Mutluluk dansımı eve saklayacaktım.

"Haftaya pazartesi seni burada görmekten mutluluk duyarım. Bilgilerinde telefon numaran var, arkadaşlarım seninle iletişime geçip çalışma saatlerin gibi gerekli bilgileri sana söyleyecektir. " dedi Danilo şef sonunda kağıtlardan kafasını kaldırıp benimle göz göze gelince. "Hayırlı olsun."

Kendimi tutamadan büyükçe gülümsedim ve teşekkür ettim.

Bu akşam kesinlikle bunu kutlamam lazımdı.

Bana karşılık gülümsediğinde odadan çıktım ve üzerimden büyük bir yükün kalkmasıyla birlikte derin bir nefes verdim. "Başardın alican." diyerek gülümseyerek etrafta dolaşıyordum.

Beni gören deli derdi ama kesinlikle umrumda değildi. Bana iş vermeyen o aptal patronların alnından öpebilirdim. Eğer o işlerden birine dahi kabul edilseydim burada olmazdım.

çıkışa doğru mutlu mutlu ilerlerken, görüşmeye girmeden önce benimle konuşan garsonu gördüm.

O da bana doğru döndüğünde alaylı bir sırıtışla yanıma yaklaştı.

"Bu kadar hızlı çıktığınıza göre alınmadınız sanırım." dedi alaylı gülümsemesini silmeyerek.

Suratına yumruk atmak istesem de istifimi bozmayarak gülümsedim.

"Aslında işe alındım, Yeteneklerim göz önüne alınınca fazla uzatmaya gerek duymadık." dedim gururla.

Düşen suratıyla kahkaha atmak istesem de bir şey demeyip arkamı döndüm. Göt gibi ortada kaldığını biliyordum. Bu iyice keyiflendirmişti.

Restoranttan çıktığımda arabama doğru yürüdüm. O sırada da en yakın arkadaşım Emreye mesaj atıp işe alındığımı belirttim. Buraya girmem de onun da etkisi
yüksekti. Alınmayacağımı söylesem de benim için başvuru yapıp uğraşmıştı. Ona kesinlikle bir teşekkür borçluydum.

Sonunda arabaya binip çalıştıracağım sırada emrenin aramasıyla durdum.

Sırıtarak telefonu açtığımda "Kardeşinin artık değeri biliniyor." diyerek giriş yaptım. Kesinlikle herkese hava atıcaktım.

Ancak emreden beklediğim enerjiyi alamayınca duraksadım. Sadece, "Sana söylemem gereken bir şey var." demişti.

Kaşlarım istemsiz çatılsa da kötü bir şey çıkmaz umuduyla "Devam et." dedim.

Emrenin telefonun diğer ucundan sıkıntılı bir nefes aldığını duyunca gerilmiştim. En mutlu günümde kötü bir şey çıkması beni kesinlikle düşürürdü. Şimdiye telefonda akşam nasıl bir parti verebiliriz diye tartışmamız gerekirdi.

"Dostum lütfen bana kızma ama, dedi emre. "Ben sana yalan söyledim."

Duyduğum şeyle anlamsızca güldüm. "Hangi konuda?"

"Uzun bir süre seni hiç bir yer kabul etmeyince dayanamadım ve Danilo şefin restorantını ortaya attım ama başvuru yapamadım bile. Sen heyecanlanınca telefonu dahi açmadıklarını söyleyemedim de, Gerçekten üzg-"

Devamı dinlemeden telefonu suratına kapattım. Kafam çok karışmıştı. Emreye kızmıyordum gerçekten kötü bir kaç ay geçirmiştim işsizlikle baş ederken. Kiramı dahi zar zor ödeyebiliyordum. Beni düşünerek az da olsa mutlu olmamı sağlamıştı, yine de yalan atması hoş olmasa da beni küçük duruma düşürebilirdi. Danilo şef beni kabul etmeseydi ve ortada kabul edilen bir başvuru dahi olmadığını söyleseydi kesinlikle hayatımım en utanç verici anını yaşardım.

Danilo şef aklıma gelince zaten çatık olan kaşlarım daha da çatıldı. Anlam veremiyordum. Başvuru dahi ortada yoksa Danilo şef neden potonsiyelimi bildiğini veya daha öncesinde nerede çalıştığımı bildiğini söylemişti? Önündeki kağıtlarda bilgilerim yazmıyorsa neden yazıyormuş gibi davranmıştı?

Chance | Danilo & Alican Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin