•5•

1.2K 103 108
                                    

Danilo'dan

Ezbere bildiğim yoldan giderken arkada uyuyakalan Alican'a da bakmaktan çekinmiyordum.

Aşık olduğum o gözlerini
kapatmış, tatlı tatlı uyuyordu.

Aklında soru işaretleri olduğunu biliyordum. Aptal değildi. Bu kadar dikkatli davranıp işler tam istediğim gibi gidince heyecan yapıp batırmıştım.

Daha iyi düşünmem gerekirdi.

Alican'ı uzun zamandır tanıyordum. Nerelere iş başvurusu yaptığını, günlerini nasıl geçirdiğini, köpeğini saat kaç da gezmeye çıkarttığını, arkadaşlarını, ondan uzakta yaşayan ailesini, neleri sevdiğini, nelerden nefret ettiğini..

Her bir ayrıntısına kadar biliyordum. Bu kadar başarılı bir aşçı olup neden sürekli red yediğini de iyi biliyordum.

Benim yüzümdendi.

Bu kulağa biraz bencilce gelebilirdi. Ama benim restorantıma başvuru yapana kadar önüne çıkan bütün engelleri kapatmıştım. Tek şansım buydu.

Bir anda karşısına çıkıp "Ben sana aşığım!" demekten daha mantıklı gelmişti bu.

Bu zamana kadar bir erkekle birlikteliğini asla görmemiştim, görmek de istemezdim zaten. Bu kafamı karıştırıp kendimi geri çekmeme neden olmuştu. Ne tepki vereceğini bilmiyordum.

Yine de işler beklediğim gibi gitmemişti. Aklıma gelebilecek her yere iş başvurusunda bulunup benim restorantıma bir kere bile bakmamıştı. O kadar red yemenin özgüvenini düşürüp benim restoranımı düşünmeyeceğini tahmin etmem gerekirdi.

Neyseki şans yüzüme gülmüştü ve hiç beklemediğim bir anda onu görmüştüm.

İlk başta sadece yemek yemek için geldiğini düşünsem de işler tahmin ettiğim gibi olmamış, o olmayan iş başvurusuyla karşımda dikilmişti.

Bu fırsat ayağıma kadar gelmişken geri tepemezdim. Ortada büyük bir yanlış anlaşılma olduğu belliydi, yine de ayak uydurarak onu işe almıştım. Aylarca hayalini kurduğum şey gerçekleşmişti. Alican tam yanı başımda olacaktı.

Tam istediğim her şeye kavuşmuşken ona nasıl bir cevap vereceğimi hesaba katmamıştım.

Hâlâ daha biliyor sayılmazdım tabii.

Tüm bunları geri plana atarak yarın düzgün bir kafayla düşünmeye karar verdim.

O arkada bütün masumluğuyla uyurken can sıkıcı konuları düşünmek yerine ânın tadını çıkartmak daha cazip geliyordu.

Sonunda evinin önüne geldiğimizde arabadan inip arka kapıyı açtım. Alican uyanacak gibi durmuyordu. Nazik hareketlerle biraz hareket ettirdim ve ceplerini
karıştırdım. Sonunda istediğim anahtara ulaşınca gidip evin kapısını açtım.

Sabah uyandığında, "Evimi nereden biliyorsunuz." diyebilirdi. Ancak şuan bunları düşünmek kesinlikle istemiyordum.

Alicanı hafifçe dürterek biraz da olsa kendine getirmeye çalıştım. Ama çabam boşunaydı. Bu çocuğun uykusu gerçekten beklediğimden daha ağır çıkmıştı.

Uzun uğraşlar sonucu biraz kendine gelmeye başladığında, biraz doğrulttum ve arabadan çıkartmayı başardım. Onu kucağıma alırken ayağımla kapıyı kapatıp eve doğru ilerledim.

Alican bir şeyler mırıldanıyordu ama kesinlikle anlaşılmıyordu. Onun bu haline istemeden sırıttım.

Sonunda eve girip yatağına yatırmayı başardığım oğlanın ayakkabılarını da çıkartıp yorganı üzerine örttüm. Ona güzel bir
duş aldırıp kıyafetlerini değiştirtirmek istesem de sabah uyandığında yüzüne bakabilecek halde olmayı istiyordum.

Chance | Danilo & Alican Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin