•18•

795 84 86
                                    

Normal de biriktirerek atıcaktım da aktiflik düşüyor bölüm atmadıkça o yüzden iyi okumalaaar😀

Alican aklındaki soru işaretleriyle durduğu yerden ayrılıp da içeri gidemedi. Gidecek gücü de yoktu zaten. Danilo şef ile yüzyüze gelmenin düşüncesi bile karnına sancı girmesine sebep oluyordu.

Derin bir nefes alarak restorantın önünde durmayı kesip içeri adımladı. Kalbi hızlanmış, yüz kasları gerilmişti.

İş arkadaşlarının onu soru yağmuruna tutacağını biliyordu. Onlara ne söylemeyeceğini de düşünse de 'Hastayım' yalanından daha ileri gidememişti. Cemre'ye her şeyi anlatmış olsa da diğerlerinin yaşanan olaylardan haberi yoktu. Tabii Kaan anlatmadıysa.

Bu düşünce dudaklarını stresle ısırmasını yetmiş, topukları üzerinde dönmesini sağlamıştı. Az önce girdiği kapıdan çıkmaya çalışacağı sırada gelen sesle gözlerini yumup kaderine teslim olmuştu.

"Biz de seni bekliyorduk."

Müdür Volkan sahte bir sinirle konuştuğunda, Alican arkasını dönerek gergince gülümsedi. İnsanlara ne yalan uyduracağını seçemiyordu. Kovulup kovulmadığını dahi bilmiyordu.

"Selam." Dedi gergin sesini bastırmaya çalışarak.Volkan ona kısa bir bakış atıp, "İşinin başına dön." Demişti düz bir sesle. Sorgular gibi bir hali yoktu. Bu Alican'ın kafasını karıştırırken zaman kaybetmemiş mutfağa adımlamıştı.

Anlayamıyordu, normal de iş arkadaşlarından biri bir gün gelmese müdürleri onları arar, sebebini sorardı. Kendisi tam bir haftadır buranın önünden dahi geçmiyordu. Hiç bir şey olmamış gibi geri geldiğindeyse de Volkan her hangi bir tepki vermemiş, nedenini dahi sormamıştı.

Kafası eğik bir şekilde mutfağa girdi. İnsanların ona döndüğünü hissedebiliyordu ancak kafasını kaldıracak cesareti kendinde bulamıyordu. Ne kadar az konuşursa insanlar da ona o kadar az soru sorardı.

Sakince Cemre'nin yanına geçtiğinde, esmer kız dayanamamış arkadaşına kısa bir sarılma vermişti. Olaylardan haberi vardı, Danilo şef'in suratını gördüğü anda anlamıştı zaten. Alican için de durumun ne kadar kötü olduğunu biliyordu. Genelde temastan nefret eden biri olarak bu kısa sarılışı onun 'Yanındayım.' Deme şekliydi.

Alican anlayışla gülümseyip önlüğünü üzerine geçirdi. Göğsündeki ağrıyı görmezden gelmeye çalışarak, "Neler yaptın bensiz?" Dedi arkadaşına yönelik. Kendisi bir şey demese Cemre'nin sus pus olacağının bilincindeydi. Sanki bir şey dese Alican'ı kıracakmış gibi bir ifade takınmıştı.

Cemre omzunu silkti. "Hiç bir şey. Burada da her şey aynıydı." Dedi. Sonrasında aklına bir şey gelmiş gibi duraksadı ve heyecanla arkadaşına doğru döndü. "Kaan kovuldu."

Alican'ın kaşları ondan habersiz çatılırken şaşkınlıkla Cemre'ye doğru döndü. "Nasıl yani?"

"Bildiğin. Geçen gün Danilo şef geldi sinirle. Kaan'ı odasına çağırdı artık ne yaşandı bilmiyorum ama Kaan çıktığında ağlıyordu. Sonrasında hiç birimiz onu göremedik zaten. Müdür de gelip Kaan'ın kovulduğunu söyledi."

Alican böyle bir şeyi kesinlikle tahmin etmiyordu. Ne diyeceğini bilemeden öylece durdu. Olasılığı olan bir durumdu tabii ama Danilo'nun onu onca zaman kovmaması aklını karıştırmış, kovulma ihtimalini arka plana attırmıştı.

"Yazık olmuş." Dedi sahte bir üzüntüyle. Cemre de bunu anlamış olacak ki alayla gülmüştü.

Kısa sohbetleri Kıvanç'ın araya girmesiyle bölünürken Alican daha öncesinde yaptığı gibi garsondan siparişi öğrenip, yapılacak yemeğe gömmüştü kafasını. Bir kulağı sohbet eden Kıvanç ve Cemre de iken aniden sessizlik oluşması dikkatini çekmiş kafasını kaldırmasına sebep olmuştu.

Chance | Danilo & Alican Where stories live. Discover now