•19•

933 87 150
                                    

Alican kapının çalınmasıyla hafif uykusundan sıçrarken içinden küfür etmeyi ihmal etmedi. Sabahın köründe kim geldiyse büyük bir şekilde sövecekti.

Gözlerini avuşturarak ısrarla çalınan kapıya doğru gitti. Köpeği Aris bile sesten uyanmış onunla birlikte geliyordu.

Kapıyı açmasıyla kaşları istemsiz havalanmış, üzerindeki ters dönmüş tişörtünü düzeltmeye çalışmıştı. "Selam Aykut abi." dedi gülümsemeye çalışarak.

Ancak karşısında duran adam pek de mutlu görünmüyordu. Kalın kaşları, kafasından büyük göbeği ile tam bir aile babası görünümü verse de, kendini beğenmiş alkoliğin tekiydi.

Bazen kendi statünde olmayan birine çok iyi davranmak zorunda kalabiliyordun ve Alican şuan tam olarak o ânı yaşıyordu. Bu adamdan zerre haz etmese de ev sahibi olması ona karşı saygılı olmak zorunda bırakıyordu.

"Bu kaçıncı Alican?" dedi Aykut kalın kaşlarını çatarken.

"Ne kaçıncı abi?"

Aykut elindeki sözleşmeyi ona doğru sallarken gözlerini devirdi. "Kirayı ödemiyorsun oğlum. Bu kaçıncı oldu!"

Alican aklına gelen şeyle gözlerini yumdu. Yaşanan onca şeyle birlikte kirayı ödemeyi tamamen unutmuştu. "Abi iki saniye bekle atayım sana parayı kusura bakma unutmuşum." dedi suçlulukla. Ev sahibinin ne kadar gaddar bir adam olduğunu mahallede bilmeyen kalmamıştı. Kira konusunda da oldukça titiz olması onu çekilmez bir ev sahibi yapıyordu.

"İstemez!" dedi Aykut salladığı sözleşmeyi geri çekerken. "Ben gençlere ev emanet edilmeyeceğini hep biliyordum. Sorumsuz oluyor bu zamane gençleri! İlk başlarda tamam dedik zaman verdik işe girmeni bekledik. Beyefendi işe girdi hâlâ daha ortada kira yok!"

Alican daha kendine gelemeden bu yaşanan karmaşayla bir süre adamın dediklerini tarttı. Kendini kesinlikle sorumsuz biri olarak tanımlamıyordu. "Abi diyorum ya bekle atayım kiranı!"

Aykut sözleşmeyi Alican'ın gözüne sokarken cıkladı. "Sözleşmede bitti. Kusura bakma Alican ama benimde ödemelerim var gelen kiraya göre ayarlıyorum. Sana güvenemem."

"Yani yeni evlenen oğlunla ilgili değil?"

Adam bunu beklemiyor olacak ki eli ayağı birbirine dolaşmış, hızlıca kafasını iki yana sallamıştı. "Ne alakası var oğlum? Sen çıkınca o oturur babasının evi sonuçta."

Alican gözlerini devirerek çoktan Aykuta kurulmuş olan köpeğini ayağıyla içeri sokmaya çalıştı. "Tamam abi zaman ver çıkarım evinden oldu mu?"

"Bir haftaya ayarlayabilir misin?"

Alican'ın gözleri duyduğu süreyle şokla büyürken içinden büyükçe küfretti. Ne bok yiyecekti?

"Orospu çocuğu ya!"

Alican arkadaşı Emrenin sinirle konuşmasıyla kafa salladı. o adama ne kadar küfür etse az kalırdı. Şuan arkadaşının evine sığıntı gibi gitmesi de onun yüzündendi. Ev zaten kendinden eşyalı olduğu için kendi kişisel eşyaları dışında bir şey almamış, Aris'i kaptığı gibi evden çıkmıştı. Süre istemesinin tek nedeni apar topar çıkmadan bir ev bulup öyle çıkmak istemesiydi. Sıkıntılı bir nefes alırken ne yapacağını düşündü. Hengâmeden dolayı işe de gidememişti. o kadar aklından çıkmıştı ki Cemre aramasa müdürünü arayıp durumu anlatmayacaktı. neyse ki tahminlerinin aksine Volkan bir şey dememiş yapabileceği bir şey var mı diye sormuştu. alican onun bunu Daniloya yetiştireceğini biliyordu. ancak kafası o kadar doluydu ki bunu düşünmek bile istemiyordu

Chance | Danilo & Alican Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin