sahil kenarı

500 38 7
                                    

Yorum ve oy atarsanız çok mutlu olurum, bilin istedim🩵🙃

Yeşil kargo pantolonumu ve üzerime beyaz tişörtümü giyip tişörtümün eteklerini pantolonumun içine koymuş ve ikili gümüş kolyelerimi takmıştım. Favori parfümlerimden birini de sıkmış ve blazerlarımı ayaklarıma geçirip evden çıkmıştım. Aşağı indiğimde Cenan arabasına yaslanmış sigara içiyordu. O da siyah kargo pantolon ve siyah kapüşonlu sweatshirt giyinmişti. Beni görünce sigarasını söndürmüş ve gözlerini üzerimde gezdirmişti.

"Üşümeyeceksin umarım, akşamları hava esmeye başladı artık."

Arabanın ön kapısını açıp yerleşmeden önce arabanın üzerinden ona bakmış ve gülümsemiştim.
"Sen ısıtırsın beni."

"Yarrak ısıtırım."

Aynı anda arabanın içine yerleştiğimizde ben kemerimi bağlıyordum. Cenan ise her zamanki gibi kemerini arkadan geçirmiş ve arabayı çalıştırdıktan sonra vites topunu birkaç kez oynatmıştı. Araba hareket ettiğinde bana nereye gitmek istediğimi sordu.

"Sahile gidelim. Akşam olunca da Polero'da oturur birşeyler içeriz, ne diyorsun?"

"Makul hocam."

Polero; sahilde olan sakin, tatlı bir cafeydi. Planımın onaylanmasıyla gülümseyerek ona bakmaya devam etmiştim. Cenan'ı araba kullanırken izlemek aşırı keyifliydi. Kafamı kapımın camına yaslayıp onu izlemeyi sürdürdüm. Araba kullanırken tam bir kıro oluyordu. Vitesleri atışı, ışıklarda verdiği ara gazları, kendi hatası olsa bile karşı tarafa savurduğu küfürleri.. içinden resmen başka biri çıkıyordu.

"Yavrum sigara içsem rahatsız olur musun?"

Evet bu tarz kelimeleri de çok kullanırdı. İlk zamanlar duyduğumda elim ayağıma dolaşıyordu ama artık alışmıştım.

"Arabanın içi olduğu için koku çıkmaz ki ama."

"Rahatsız olmazsın yani?"

"Olurum Cenan."
Ona bakışıma son verip önüme dönmüş ve yolu izlemeye başlamıştım. Bu söylediğimle ara ara bana bakmış ardından ise makas almıştı yanağımdan. Bunu da sık sık yapardı. Temas etmeyi seviyordu. Ben pek hoşlanmazdım açıkçası önceden, ama Cenan resmen huyumu değiştirmişti. Artık aldırmıyordum hatta hoşuma bile gidiyordu.

Sahile geldiğimizde ikimiz de arabadan inmiştik. Yan yana yürürken ben alışık olduğum o çarşaf gibi olan denizin görüntüsüne yine hayranlıkla bakaduruyordum. Hiç bıkmayacağım bir manzaraydı, çok seviyordum. Cenan'a döndüğümde ellerini cebine koymuş, benim gibi dalgaları izliyordu.

"Neredeyse haftanın üç günü buradasın ama ne zaman gelsen o sincap suratın 5 karış gülüyor. Ne yapıyor bu deniz sana ki böylesine hoşuna gidiyor?"

Gözlerimizi buluşturmuş ve sorduğu şeyi gülümseyerek cevaplamıştım.
"Ben söylemeden ne derdim varsa anlıyor ve dalgalarıyla o içimdeki derdi kısa süreliğine bile olsa alıp götürüyor. Çoğu insan bunu yapamaz."

"Evet, çoğu insan seni sen konuşmadığın sürece anlayamaz. Ama kelimelere döktüğün an herşeyi çözmek için yanında olacağım."

Herşeyi değil Cenan. Herşeyi çözemezsin.

"Teşekkür ederim."

"Hadi yürüyelim biraz, sahilin başında durmayalım."
Beni belimden tutarak yön vermiş ve bir süre sonra elini çekerek tekrar cebine koymuştu. Birlikte sohbet ederek ilerliyor, gelecekteki planlarımız hakkında konuşuyorduk. Ben mesela hep bir tiyatro salonum olsun ve bunun okulundan mezun olan herkes yazdığı ya da beğendiği gösterileri belirli günlerde bu salonda oynasın isterdim. Halen daha istiyordum. Okulum bittiğinde başka birinin tiyatrosunda çalışacak, para biriktirecek ve kendi salonumu açacaktım.

Cenan ise hep bir film yazarı olmak daha sonra ise o filmin yönetmenliğini yapmak istiyordu. Birkaç denemesi vardı ancak bunları bastırmaya cesareti yoktu. Hepsi bilgisayarında bir gün gerçek birer film olmayı bekliyorlardı.
Uzunca bir yürüyüş ve sohbetin ardından gün batmış, yerini usul usul esen soğuk rüzgara bırakmıştı. Hafiften gelen üşümeyle beraber Cenan'a doğru yaklaşmış ve kollarımı koluna sarmıştım. Kafasını bana doğru çevirip göz ucuyla bakmış daha sonra ise kolunu benden kurtararak omzuma sarmıştı. Ben ise boşta kalan kollarımı beline dolamış yürümeye devam etmiştim. Birkaç dakika sonra Piyale'ye geldiğimizde içeri geçmiş, sıcak çikolatalarımızı alarak cam kenarında ki geniş bir koltuğa kurulmuştuk. Cenan bacaklarını açarak oturmuş yavaş yavaş sıcak çikolatasını içerken ben çok sıcak içemediğim için masaya bırakmış ve kafamı Cenan'ın omzuna yaslamıştım.

"Üşüyor musun hala?"

Kafamı olumsuz anlamda salladım.
"Sadece çok rahat."

Kıkırdamasıyla kafam oynamıştı.

"Uykum gelmeye başladı sanırım."

"Vizeler geliyor, uyumak yok bir süre."
Koca bir yudum almadan önce konuştuğunda kafamı kaldırarak koltukta ona doğru dönmüş ve bağdaş kurmuştum. Kaşlarımı çatıp ona doğru bakarken o gülümsemiş ve masanın üzerindeki içeceğimi bana uzatmıştı. Elinden alırken konuştum.

"Neden hatırlatıyorsun? Güzel anılarımın katilisin."

"Güzel anılarında bulunuyorsam ne mutlu bana yavrum." Ardından göz kırpmış ve kalbimi tekletmişti.

"Şu yanaklarındaki pembelikler favorim."
Bana doğru elini uzatarak baş parmağı ile yanağımı okşamış daha sonra aynı elini bacağımın üzerine doğru indirmişti. Kafasını arkaya yaslayarak göz ucuyla bana bakarken ben sokakta yürürken gördüğüm bir köpeği, yağan yağmurda ıslanışımı, izlediğim filmi gibi aklıma gelen her türlü saçmalığı anlatmaya koyulmuştum. Dikkatle beni dinliyor, ara ara yorum yapıyordu. Çoğu zaman ise kafasıyla onaylıyor, mimiklerimi inceliyordu.

Saat yavaş yavaş geç olurken içeceklerimizi bitirmiş ve ayaklanmıştık. Dışarı çıktığımızda hava biraz daha soğumuştu. Artık ağaçlar ciddi manada hareket etmeye başlamıştı.
Ben yine Cenan'a doğru hamle yaptığımda o beni durdurmuş ve üzerindeki sweati tek hamlede çıkarmıştı. Altındaki tişörtle kaldığında ben üzülerek ona baktım.
"Sen üşüyeceksin ama."

O beni dinlemeden kafamdan sweati geçirmiş ve kapüşonunu takarak omzumdan beni ittirerek ilerletmişti.
"Üşümem ben sen kendine bak"
Kansızlığım olduğu için çabuk üşürdüm ve hiçbir zaman doğru düzgün dikkat etmezdim giydiklerime.

Birlikte arabaya geldiğimizde çabucak yerleşmiş ve yola koyulmuştuk. Ben telefonumdan müzikler açıyordum, birlikte eşlik ediyorduk ve eğleniyorduk. Bir süre sonra evimin önüne geldiğimizde, Cenan'a teşekkür etmiş ve sweatini geri vermek amacıyla üstümden çıkarmaya çalışmıştım. Ama arabada olduğum için biraz zorlanmış, altımdaki tişörtü de göğüslerime kadar kıvırmıştım. Hızlı bir çırpınışın ardından sonunda çıkardığımda, Cenan üzerimi inceliyordu. Sweat üzerimden çıkar çıkmaz tişörtüm eski halini almış ama Cenan bir süre sonra gözlerime çevirmişti bakışlarını.

"İyi geceler, okulda görüşürüz."

"İyi geceler."

Arabadan inmiş ve ona son bir kez el sallayıp apartmanıma giriş yapmıştım.

-Bölüm Sonu-

just friends | arcenWhere stories live. Discover now