delirmek

472 29 0
                                    

Ertesi sabah dersten sonra prova için konferans salonuna indiğimizde, Selen biz senaryoyu yazdığımız için kostüm işini devralmış ve iki poşet kıyafet getirmişti.
"Kardeşimin okulundan kalan lise kıyafetleri. İçinde benim olanlar da var ama onlar Arif ve benim için. Yalnız kravat bir tane bulabildim onu artık siz evden bir şekilde halledeceksiniz."

"Tamam ya sorun değil, hallolur o. Haber verseydin seni evden falan alırdık bu kadar kıyafeti getirmen zor olmuştur."

"He yok arabamla geliyorum ben zaten."

Hepimiz birkaç saniye göt olmuş daha sonra ise devam etmiştik.

"O zaman hadi giyinelim."
Onu onaylamış ve peşinden kabinlere doğru gitmiştik. Üç adet tek kişilik kabinler vardı ve mecburen iki kişi girmeliydik. Selen tek giriyordu, doğal olarak. Ömer ve Emre de birlikte sol kabine ilerliyorlardı. Ben sağdakine doğru giderken Cenan da peşimden geliyordu. Kabinden içeri girdiğimde peşimden gelmiş ve kapıyı kilitleyerek bana doğru dönmüştü.

"Başım çatlıyor adeta varya." Şakaklarını ovarken poşetin içine doğru bakmış ve kendi beyaz gömleği ile gri pantolonu çıkarmıştı. Diğer poşette de benimkiler vardı. Üstümle altımı çıkararak poşetten önce gömleği sonra da eteği çıkarmıştım. Ama eteği görmemle nevrim dönmüştü adeta. Cenan pantolonunun fermuarını ve düğmesini bağlayıp kafasını kaldırdığında eteği görmesiyle ağzı bir karış açılmıştı.

"Ananı sikeyim bu ne?"

"Sus küfür etme. Ama cidden, bu ne?"

Etek abartısız bir karıştı. Cenan'ın önce muzip bir gülümseme dudaklarına peyda etmiş, daha sonra ise kaşları çatılmıştı. O sırada ise ben eteği bacaklarımdan geçirip gömleği içeri sokmakla meşguldüm.

Eteğin kenarındaki ince fermuarı çekip üzerimde düzeltmiş ve kafamı kaldırmıştım. Cenan koyulaşmış gözleriyle bana bakıyordu.
"Cenan şöyle bakıp durma, nasıl duruyor onu söyle. Gerçek bir sahnede oynayacağım sonuçta."

"O iş tutmaz Arif. Bu şekilde sahneye falan çıkamazsın, olmaz."

"Cenan kötü bir durumu mu var? Olmaz ne demek? Bir yerim mi görünüyor?" Elimi eteğin etrafında gezdirmiştim. Baldırlarımın hafif üstündeydi. Ama sonuçta sahne için giyiniyordum.

"Şuan görünmüyor ama eğildiğin an mal mülk ortalıkta olacak. Seni bu şekilde göremezler, hele ki sınıftaki diğer abazalar."

Oflayarak göz devirdim.
"Saçma sapan konuşma, ben de çok memnun değilim herhalde. Ders için giyiniyorum. Hem bu prova sadece bizimkiler olacak."

Gözleri bir anda parlamıştı.
"Gerçek oyunda giymeyeceksin o zaman?"

"Bakarız. Hadi bizi bekliyorlar, gidelim."

Yanından çekilip kapıyı açmış ve hızlıca çıkarak sahneye doğru ilerlemiştim. O ise arkamdan sırıta sırıta geliyordu.

-

Prova boyunca hep dibimde durmuş ve hareketimi kısıtlayacak eylemlerde bulunmuştu. Böyle halleri istemsizce komiğime gitse de, neticesinde bu bizim mesleğimiz olacaktı ve bu denli kıskanması bize sorun yaratabilirdi.
Tamam, etek fazla kısaydı. Belki ona birazcık hak verebilirdim. Herkes üstünü değişip geldiğinde biz de giyinme kabinlerine doğru yürümüştük. Cenan'ın adımlarını arkamda hissedebiliyordum. Kalbim yine anlamsızca hızlanmaya başladığında, salak salak gülümsedim.
Kabine girdiğim gibi arkamdan gelerek kapıyı örtmüş ve ellerini duvara yaslayarak beni duvarla arasına almıştı. Çapkın bir gülümsemeyle bana bakarken, kıkırdadım.

"İçeride yaptığın neydi? Emre ve Ömer sürekli bizi inceleyip durdu. Kıçımdan ayrılmadın resmen."

"O kıçın- görünmesin diye yavrum. Sen hiç merak etme ben sana daha güzel etek alacağım."

Kollarımı göğsümde kavuşturarak yan yan ona baktım. Gözleri dudaklarıma inmiş, alt dudağını yalayarak bana biraz daha yaklaşmıştı.

"Bir insana herşey mi yakışır? Anlamıyorum.."

Söylediği şeyle yumuşamış ve cilveli bir şekilde tek elimle göğsüne vurmuştum.

"Bak, bak. Hareketlere bak ya. Yavrum sen beni delirtmek mi istiyorsun?" Tek eli belimi sararak kendine yapıştırmış, diğer eli yanağımı okşamıştı.

"Ne yapıyorum ki?" Kollarımı uzatarak boynuna doladım ve kafasını kendime doğru çektim. Diğer adımı o atarak dudaklarımızı buluşturmuş, alt dudağımı emmeye başlamıştı. Her iki eli kalçalarıma inerek sıkmasıyla vücudum yukarı doğru havalanmış kasıklarına baskı yapmıştım. Bir eli baldırıma inerek bacağımı yukarı doğru kaldırmış ve okşamaya başlamıştı. Kalçamdaki eli, eteğimden girerek baksırıma ulaşmış oradan da içeri girmişti. Ağzına doğru inlediğimde, kendini bana daha çok bastırarak dudaklarımı sömürme işine devam etmişti.

Buranın sonunun nereye gideceğini bildiğimden, onu kendimden uzaklaştırmaya çalıştım ancak o benden ayrılır ayrılmaz yüzümü duvara dönecek şekilde çevirmiş ve kalçalarıma kendini bastırmıştı.
"Şuan seni burada o kadar inletmek isterdim ki.. ama maalesef her an basılabiliriz bebeğim."

"Cenan.."
Kalçalarımı istemsiz bir şekilde arkamdaki sevgilime doğru ittiğimde, ağzından bir küfür kaçmış, bir elini duvara dayamışken diğer elini belime sarmıştı. Kendimi ona doğru tekrardan ittim. Titrek nefesini boynumda hissediyordum. Hızla benden kısa süreliğine ayrıldığında ona dönecektim ki kemer sesini duymamla duraksamıştım. Arkamdaki yerini tekrar aldığında, eteğimin altından baksırımı sıyırmış ve beni hazırlamadan içime girmişti. Bağırmamak için kendimi zor tutarken, o hareket etmeye başlamasıyla yavaşça alıştığımı hissettim. Kafasını boynuma gömerek her girişinde bir nefes bırakıyor, beni daha da delirtiyordu. Kısık sesli inlemelerim duvara çarpıp bana dönerken kafamı arkaya atarak omzuna yasladım.

"Seni seviyorum.. çok seviyorum."

"Ben de seni.. hem de çok."

-Bölüm Sonu-

just friends | arcenWhere stories live. Discover now