özür

326 27 5
                                    

Cenan'ın evinin önünde durduğumuzda, ikimiz de arabadan inmiş ve kapısının önüne gelmiştik. Zile basmadan önce Oğuz'u kenara alarak kameralı otomatiğin onu görmemesini sağlamıştım.
Zil bir süre çalmış, ardından otomatiğin ışığı yanmıştı.

"Cenan, benim. Lütfen açar mısın kapıyı?"

"Bu saatte nasıl geldin sen buraya? Gelip seni eve bırakacağım. Sonra konuşuruz."

"Cenan ben şuan konuşmak istiyorum. Kapıyı aç. Arabaya da binmem otururum bu soğukta buraya görürsün o zaman."
Birkaç saniye sessizlik olmuş ardından kapı büyük bir gürültüyle açılmıştı. Kameranın ışığı söndüğünde Oğuz'u tutarak içeri sokmuş ve birlikte yukarı çıkmıştık.

Cenan kapıyı açmış önünde bekliyordu. Düz ifadesi Oğuz'u gördüğünde sinirle gerildi ve bana 'sen ciddi misin?' manasında bakmaya başladı.

"İçeri girebilir miyiz? Müsaade etmezsen burada da açıklarım kendimi."
Fısıltı eşiğinde konuştuğumda, yutkunmuş ve kenara çekilerek bize yol vermişti.
İkimiz de içeri girdiğimizde salona geçip oturmuş ve Cenan'ın kapıyı kapatıp yanımıza gelişini izlemiştik. Karşımıza oturmuş yüzündeki o geçmeyen sinir ile bize bakarken, derin bir nefes almıştım.

"Oğuz benim liseden arkadaşım. Eve girdiğim sırada beni aradı, evimin yakınlarında olduğunu ve birer kahve içmeyi teklif etti. Onu ilk başta reddettim ama ısrar edince kırmamak için kabul ettim. Ne kadar yorgun olduğumu sen de biliyordun."
Cenan beni dikkatli bir şekilde dinlerken konuşmamayı seçmişti.

"Cidden ben ısrar ettim, onun bir suçu yok onun üstüne gitme. Dediği herşey doğru. Bizzat ben gelmek istedim sana durumu anlatmak için."

Gözleri tekrardan benimle buluştuğunda, kafamı hafifçe yana eğdim.
"Özür dilerim. Sana yalan söylediğimi düşündün."

Bakışları bana bakarken yumuşadığında, Oğuz gülerek konuşmuştu.
"Sen de naz yapma işte enişte."
Oğuz'un dediği şeyle gözleri fal taşı gibi açılırken, ben gülmemi tutamamıştım.

"Oğuz biliyor bu arada. Keşke bunu baştan söyleseydik. Kalpten gidecek çocuk."
Oğuz'a pişmanlıkla bakıp şoka girmiş Cenan'a adımlamış ve yüzünü avuçlarım içine almıştım. Bakışları bana döndüğünde, sinirli ifadesinden eser yoktu.

"İyi misin hayatım?"

Kafasıyla onaylayarak ellerimin üzerine ellerini koydu. Gözleri Oğuz'a döndüğünde, ben de kafamı çevirerek bakmış ve sırıtarak bize doğru bakan bir Oğuz ile karşılaşmıştım.
"Tipe bak ya, palyaço."
Cenan dediğim şeye güldüğünde, ben de gülmüştüm.

"Affettin mi beni?"

"Seninle nasıl uzun süre ayrı kalabilirim ki?"
Tek elimin avuç içini dudaklarına götürüp öpmesiyle Oğuz'dan bir 'yiaa' nidası gelmişti.

Ben tekrar geçip yerime oturduğumda, o gece üçümüz de lise anılarını yad etmiştik. Cenan Oğuz'un kötü bir niyeti olmadığını anlamıştı. Bu yüzden daha rahat görünüyordu. Ben ise ikisi arasındaki gerginlik bittiği için mutlu hissediyordum. Bir süre sonra ikisi hala sohbet ederken ben yorgunluğumun esiri olarak daha fazla göz kapaklarımı açık tutamadım ve derin bir uykuya daldım.

-

Ertesi gün gözlerimi açtığımda Cenan'ın yatağında uyuduğumu fark ettim. Oğuz da bu gece burada kalmıştı. Hep birlikte kahvaltı yapmış, daha sonra ise Oğuz işinin olduğunu söyleyerek yanımızdan ayrılmıştı. Cenan ile ikimiz ise drama için giyeceğim eteği almak üzere alışveriş merkezine çıkacağımıza karar vermiştik. Alt kattan başlayarak tek tek mağazalara giriyor, ancak hüsran ile ayrılıyorduk. Çoğu mağaza lise kıyafeti satmadığını söylüyor ve bir yerlere yönlendiriyordu. Üst kata çıkarak başka bir mağazaya girdiğimizde buranın yılbaşı konseptli eşyalar sattığını fark ettim. Hayranlıkla etrafa bakarken, Cenan da beni takip ediyordu.
Noel babanın çorabı şeklinde 3 adet mum setini gördüğümde Cenan'a heyecanla göstermiştim.

"Güzelmiş, alalım istersen."

Onu sepete ekleyip devam etmiş, siparişini verdiğim ağaç için birkaç ağaç süsü bakmıştım. Kurabiye adam desenli kupalardan da iki tane almıştım, bunlarda sıcak çikolata içmenin hayaliyle gülümsedim. Giyim bölümüne geldiğimde, iki tane pijama takımı dikkatimi çekti. Biri uzun kollu ve eşofmanlı kırmızı beyaz çizgili önünde kocaman bir kardan adam olan pijama takımıydı. Diğeri ise onun şortlu ve önünde led ışık desenleri olan versiyonuydu. İkisi de birbirinden tatlı görünüyordu.

"Cenan bunlardan alalım çok tatlılar."
Ellerimi her ikisinin üzerinde gezdirirken bu halime gülmüş ve bedenlerimizi seçip sepete eklemiştik. Şortlu olanı kendime almıştım. Kardan adam Cenan'a çok yakışacaktı. Şimdiden düşündüklerimle kendi kendime güldüm.

Birkaç tane daha mağaza gezmiş ve eteği sonunda bulmuştuk. Dizimden bir ya da iki parmak üzerindeydi ama bu boy öncekine göre çok daha kabul edilebilirdi.
En çok da Cenan için.

-Bölüm Sonu-

just friends | arcenWhere stories live. Discover now