küslük

367 26 2
                                    

"İki saattir sizi bekliyoruz. Ne yapıyordunuz içeride?"

Konferans salonundan çıkarken Emre iğneleyici bir ifadeyle Cenan ve bana bakıyordu. Ben de Cenan'a döndüğümde, Emre'ye doğru bakmış ve oflamıştı.

"Emre ne caz yaptın ya. Anca giyindik konuşmanın arasında."

"Yine eliniz değil ağzınız çalıştı dimi lan?"
Bu sefer Ömer konuştuğunda, Cenan'ın yüzünde garip bir sırıtış oluşmuş ve onaylamıştı. Kaşlarımı çatarak ona bakarken, o başıyla 'doğru ama' diye işaret etmişti.
Dışarı çıktığımızda Selen'e veda etmiş ve yola devam etmiştik. Karnımız aç olduğu için bir yere gidip oturmaya karar verdik. Sohbetler, şakalar ve şiddet eşliğinde geçen 15 dakikanın ardından gördüğümüz ilk dürümcüye girmiş ve birer soslu döner siparişi vermiştik. Cam kenarında bir yere geçip oturmuş ve dönerleri beklemeye başlamıştık.

"2 gün sonra drama çalışmamızı sunacağız. Repliklerinizi ezberlersiniz. Final notu olarak geçecekmiş Yılmaz hoca."

"Doğru. Sıkı çalışıp hallederiz ya. Benim replikler tam zaten. Sadece etek değişikliğine gireceğim." Diye konuştum.

"Niye lan?"

"Niyesi mi var oğlum? Görmedin mi eteğin boyunu?"
Cenan söze atladığında, sesi biraz fazla çıktığından Emre ve Ömer şaşkınlıkla bakmıştı. Abi gelip dönerleri tek tek önümüze koyarken derin bir sessizlik hakimdi.

"Afiyet olsun gençler."

"Eyvallah abi."
Emre hepimizin adına konuşmuştu. Abi gittikten sonra Ömer konuştu.

"Kanka külotlu çorap giysin birşey olmaz. Nereden bulacağız lise eteği şimdi?"

"Sen giy kardeşim o zaman. Allah Allah. Külotlu çorapmış.. aynı bok."

Emre kollarını göğsünde birleştirerek kısık gözlerini bize sabitledi.
Bakışlarında ölüm vardı sanki. Üşüdüğümü hissettim.
"Cenan hayırdır abi? Ömer giyince okeysin yani? Ne bu tavırlar? Farkındaysan tiyatro oyunu oynayacağız. Arif bu etekle Taksim'de fink atmayacak."

Cenan'ın yavaş yavaş sinirlendiğini ve biraz daha uzarsa bu mesele kötü sonuçlar doğuracağını hissettim.
"Kabinde giyinirken cidden rahat edemedim oğlum. O an yanımda Cenan olduğu için ona söyledim durumu. O da kendisinin bana daha oluru olanını bulacağını söyledi. Sonuçta oyun hepimiz için önemli, hareket edemeyen put gibi duran oyuncu kimin gözüne hoş gelebilir ki?"

Emre hala aynı ifadeyle gözlerini ikimiz arasında dolaştırırken derin bir nefes almış ve dudaklarını ıslatmıştı.
"Anladım. Bul kanka o zaman ne diyeyim. Haklı yani rahat edemediyse yapacak birşey yok."

"Hadi hadi daha fazla soğutmadan yiyelim şunları."

-

Akşama doğru vedalaşıp evlerimize ayrılmıştık. Feci yorgun hissediyordum. Cenan ona gitmem konusunda bir teklif yapmıştı ama evde bazı işlerim olduğunu söyledim. Aklımda sadece yatağıma uzanıp uzun bir süre tiktok izlemek vardı. Anca o şekilde dinlenebilirdim.

Odama geçeceğim sırada telefonum çalmış, adımlarımı tekrardan salona çevirmiştim. Çantamın içinden telefonumu alıp ekranına baktığımda Oğuz 12-C nin aradığını gördüm. Kendisi liseden arkadaşımdı ama neden birden arayası tutmuştu ki?

"Alo?"

"Alo kardeşim? Tanıdın beni değil mi?"

"Tanımaz olur muyum Oğuz? Numaran hala kayıtlı. Naber nasıl gidiyor? Aramazdın sen, hayırdır?"

just friends | arcenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin