prova

426 32 5
                                    

Medya

-

İnsan hasta olduğu zaman, sağlıklı günlerinin kıymetini ne kadar az bildiğini daha iyi kavrar. Aynı şekilde mutsuz olduğunda, mutlu anlarını hatırladıkça. Veya aşık olduğunda, rahat bir nefes alabilmenin özlemini çeker. Çünkü karşılıksız olduğu zaman en acı verici duygudur aşk. Yavaş yavaş bitirir. Kalbinin bir hiç üzerine hızlanması yorar bünyeyi. Çünkü aslında insanlar aşık olduğunda kalplerinin yarısını karşısındaki insana verir. Aynı şekilde karşısındaki insan da ona. Ama o kişide bu his yoksa; yarım kalple devam eder insan. Nefes almak bu yüzden güçtür onun için.

Yarınki drama sınavımız için hoca grupça oluşturmuş olduğumuz skeçleri oynamamızı istemişti ve bunun provasını yapmak için konferans salonunda buluşmuştuk. Skecimiz VR gözlük üzerineydi. Başrol VR gözlük takarak gelecekteki hayatından kesitleri izliyordu ve bu kişi Cenan'dı. Benim rolüm ise onun oğlu olmaktı. Herkes sahnesini oynadığında sıra bana gelmişti ve benim sahneye giriş şeklim koşarak Cenan'ın kucağına atlamakla başlıyordu.

"Arif koş kanka."
Emre içeriden bana seslendiğinde, ben "babaa!" diye bağırarak koşa koşa gitmiş ve tek ayağımdan güç alarak kendimi Cenan'ın kucağına atmıştım. Cenan baldırlarım ile kalçam arasındaki yerden tuttuğunda, tam tekrardan konuşacaktım ki Emre seslenmişti.

"Kanka biraz daha yukarı çık düşecek gibi duruyorsun. Tekrar alalım burayı."
Omuzlarından tutarak inmiş ve hafifçe öksürerek sahnenin arkasına geri gitmiştim.

"Gel."

"Babaaa!"
Bu sefer daha hızlı koşmuş ve kendimi biraz daha zıplatarak tam karnındaki yerimi almıştım ki biraz fazla çarptığımı anladım çünkü Cenan'ın dengesi bozulmuş, geriye doğru düşmüştü. Hasiktir.
Kalçam tam olarak kasıklarına geliyordu ve çarpmanın etkisiyle..
Cenan altımda yüzünün rengi bir değişik olurken ben utançtan mimik dahi yapamıyordum.

"Lan iyi misiniz kafanı çarpmadın di mi Cenan?"

"İyiyim iyiyim.. sıkıntı yok."

"Bende de birşey yok." Dedim ve Emre tekrar söze atladı.

"E abi niye üst üste yattınız o kadar?"

Doğru diyordu. Hızla ayaklanıp Cenan'a elimi uzatmış ve kalkmasına yardımcı olmuştum. Son bir kez daha atlamam istenmişti ve öfleyerek tekrar kenara çekilmiştim. Sanki evren benim üzerime oynuyordu anasını satayım. Artık utanma duygusu da kalmamıştı.

"Gel."

Koşarak gitmiş ve çok abanmayarak bir atlama gerekleştirmiş, cuk diye kucağına yerleşmiştim adeta. Elleri bu sefer belimin altında, kalçalarımdan tutunmuştu ve gözleri gözlerime doğru bakıyordu. Kollarımı omuzlarına sardığımdan yüzlerimiz arasında fazla mesafe yoktu ve bu beni feci geriyordu.

"Tamam bu sefer oldu, devam edelim kalan sahnelere."

İkimiz de yalnızca başımızla onaylamıştık.

-

Provalarımız çok iyi geçmiş ve yarınki sınava hazırdık. Evlere dağılmadan önce yemek yeme fikri ortaya atılmıştı ve şimdi hep beraber kokoreç yemeye gidiyorduk. Yol boyu sohbet etmiş vardığımızda ise siparişleri vermiş, kaldığımız yerden devam etmiştik.

"Yarın akşam bendesiniz unutmayın. Son sınavı birlikte çalışacağız."
Cenan söze girdiğinde, hepimiz onaylamıştık ama Ömer ona tek kaşını kaldırarak anlamamış bir ifadeyle bakmıştı.

"Senin yarın başka bir misafire sözün yok muydu? Dün kafeteryada demiştin."

Ne misafiri hangi misafir?
Ulan iki dakika boş bırakmaya gelmiyor ne ara konuştunuz amına koyayım ya?

"Hasiktiir ben onu unutmuşum. Ertelerim onu sıkıntı değil sınav daha önemli."

"Ajandası dolmasın sonra hanımefendinin?"

Hanımefendi? Kim ulan bu?
"Misafir kimdi Cenan? Yani tanıyor muyuz? Dün ben biraz erken ayrıldım sizden o yüzden konuyla alakalı pek bir fikrim yok da."

Cenan'ın bakışları bana dönmüştü.
Elinde ne ara yakmış olduğunu anlamadığım sigarasından bir duman aldıktan sonra cevaplamıştı.
"Geçen gün kafede tanıştık, arkadaşım."

"Biz de yedik." Dedi Ömer. Ağzımdan aldı resmen.

"Kim iki üç günlük arkadaşı eve davet eder? Bes belli flörtingaa." Dedi Emre kaşını gözünü oynatarak. Diğerleri kahkaha atmaya başladığında, yalandan da olsa gülmeye çalıştım. Cenan ise sırıtarak dumanını üfledi ortaya doğru. Nasıl heyecan yaptıysa dumandan rahatsız olduğumu bile unutmuştu o an.

Ben onun hakkında en ufak detayları bile aklıma kazımaktan gram gocunmuyorken, kız lafı geçince böyle unutuyordu kendini, beni.

-Bölüm Sonu-

just friends | arcenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin