sabah neşesi

429 27 10
                                    

Sabah gözümü açtığımda, Cenan'ın boyun girintisinde saklanmış vaziyetteydim. Kafamı oradan kaldırıp mışıl mışıl uyuyan suratına bakarken, gülümsemeden duramamıştım. Dün gece resmen beni kendi isteğiyle öpmüştü. Umarım bu bir rüya olmazdı. Hoş, hiçbir rüya bu kadar güzel de olamazdı. Sevdiğim adam beni öpmüştü daha ne isteyebilirdim ki? Yüzünü doyasıya incelerken, elaların açılmasıyla hafif ürpermiştim. Cenan ifademe karşılık sırıtmış, gözlerini gözlerime kenetlemişti.

"Günaydın."

"Günaydın." Dedim gülümseyerek.

"İyi uyuyabildin mi? Sıkıştırmadım seni değil mi?"
Yalnızca kalbim sıkıştı beyefendi, hiç merak etmeyiniz.

"Hayatımın en huzurlu uykusuydu desem?"

Söylediğim şeyle gözleri parladı adeta.
"Sık sık tekrarlayalım o halde."

"Sen de memnun kalmış gibisin.."

Bana doğru yaklaştı yüzü ve fısıldadı.
"Yanımda bebek gibi kokup usul usul nefes alıp veren bir canlı varken nasıl huzursuz olabilirim ki?"

Yanaklarımın kızarmaya başladığını hissettim çünkü alev alev yanıyordum. Gözleri yanaklarıma doğru inince gülümsemiş ve kafasını yaklaştırarak sağ yanağımı sesli bir şekilde öpmüştü.
Şaşkınca yüzüne bakarken tekrar öpmüştü.

"Tamam Cenan yeter bak duyacaklar şimdi." Artık daha fazla kızarmak istemiyordum. Ondan yavaşça uzaklaşırken sırıtan yüzü normale dönüyordu. "Ben bi mutfakta yiyecek şeyler bakınayım. Uyanırlar onlar da zaten şimdi."

"Aman siktir et ya uyansın eşşekler, uyuyalım biraz daha biz."
Tamam bu fikir güzeldi ama ben uyandığım zaman çok fazla yatakta zaman geçiremiyordum.

"Bir faydam dokunmuş olur fena mı?"

Mızmız çocuklar gibi ofladı.
"Yavrum ben bu kokuyu biraz daha solumak istiyorum, sonra şey yaparız-"
Dudaklarını boynuma doğru getirirken gerilmiş ve kollarından sıyrılmıştım.

"Acıktım ama ben. Bu yüzden kahvaltı hazırlayacağım, tamam?"
Yataktan hızla kalkarak lavaboya koşmuş elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa ilerlemiştim hiç Cenan'a dahi bakmadan.

Kendi evimmiş gibi herşeyin yerini biliyordum. Genelde mutfakla ilgilenmeyi sevdiğimden arkadaşlarımın evinde de mutfak işlerini ben devralırdım. Dolaptan malzemeleri çıkarıp keserken bir yandan da çay koymuştum. Salatalıklar bitip domateslere geçecekken her iki yanımdan uzanıp tezgaha tutunan ellerle derin bir nefes almıştım. Cenan arkamdan eğilerek başını omzuma koymuş ve yaptıklarımı izliyordu. Domatesler de bitince bıçağı elimden sakince alarak kenara bırakmış ve beni kendine döndürmüştü.
Yüzündeki güzel gülümseme ile bana bakıyordu.

"Birileri aç kalmak istiyor sanırım." Dedim ellerimi omuzlarına yerleştirmeden önce.

"Sonunda sen varsan kalırız be aç, fark eder mi?"
Beni kalçalarımdan tutarak kucağına almış daha sonra ise tezgahın boş olan kısmına oturtmuştu.

"Cenan bak birisi gelecek şimdi. İndir beni."
Korkuyla fısıldamış ve kapıya doğru bakmıştım. Cenan ise boynuma doğru sokulmuş derin bir nefes alıp vermişti.

"Şurada top patlasa uyanmayacak ikiliden bahsediyoruz. Onların uyanmak için en az bir saati var."

"Diyosun?"
Söylediği şey bir nebze rahatlamamı sağlamış, kendimi ona doğru bırakmaya karar vermiştim ki içerden Emre'nin öküz gibi esneyiş sesi doldurmuştu evi. Ben hızla tezgahtan atlamış kesme tahtasının önündeki yerimi almıştım.

Çok geçmeden Emre de kapı girişindeki yeri almıştı zaten.

"Ne kaynatıyorsunuz bakayım siz öyle?"

"Çay. Çay kaynadı. Biriniz demleyin bakayım şunu."

Cenan bana yandan sırıtarak bakarken, çayı işaret ettim ve "tamam be" diye söylenerek ocağa gitti.

-

Hep birlikte kahvaltı yaparken, gerekli gereksiz her muhabbeti ediyorduk. Cenan tam karşımda oturuyordu bu yüzden arada gözlerimiz buluşuyor, sadece benim anlayabileceğim türden bir mimik yapıp gülmemi sağlıyordu. Ömer ekmek sepetine doğru uzanırken Cenan'a doğru bir soru yöneltti.

"Eylül ne oldu kanka? Hani şu flört gibi birşeyin vardı ya."
Ağzımdakini çiğnemeye ara vermiş ve dikkatle Cenan'ı incelemiştim. Çok güzel bir soruydu, ağzımdan almıştı.

"İlerletemeden bitirdik biz onu ya."

"Aaaa niye brom ya? Tam bana göre falan yapıyordun."

Kaşlarımı yukarı doğru kaldırarak 'öyle mi?' bakışı attım. Vay be tam kendine göre demek.

"Ne alakası var abicim ya? Ne zaman söylemişim öyle birşey? Ayrıca söylemişsem bile insanlar yanılabilir, öyle değil mi Arif'im sen birşey söyle."

"Doğru, insanlar yanılabilir Cenancığım ama bu kadar net konuşulup bitirilen ilişkiler de bilemiyorum pek mantıklı gelmedi bana."

Elindeki çatalı bırakarak parmak uçlarını birleştirdi.
"Bak yavrum benim, ilişki bile değildi. Yanlızca flört dönemiydi olmadı ve bitti. Bu kadar."

"Doğru söylüyor, ciddi birşey bile değilmiş. Boşverelim aman sana kız mı yok? Buluruz bir tane böyle kardeşime layık güzel bir kız."
Ömer elini Cenan'ın omzuna koyarak konuşurken, Cenan yalandan gülmüş ve elini omzundan çekmişti.

"Yok ya sağolun ama bu aralar hiç öyle kız arayayım kız bulayım triplerinde değilim-"

"Niye kardeşim gay misin sen?"

"Ne alakası var şimdi şuan?"

"Kızla şu aralar işi olmayan gaydir kardeşim. Erkeklik kitabına sığmaz."

Ömer de Emre'yi onayladığında Cenan gözlerini kısarak ikisine bakmıştı.
"Kim yazmış bu kitabı arkadaş ya benim niye haberim yok? Ayrıca be amına koduklarım siz de gaysiniz o zaman ben ikinizden de bir sevgili flört tarzı bir konu duymuyorum ne zamandır."

"Kız çok var da biz yapmadık. Al bak Arif'in de yok. Ona niye birşey demiyon? Çocuk yıllardır bir baltaya sap olamadı."

"Harbi lan Arif sen gay misin yoksa?"
Emre bana doğru eğilerek sorduğunda, çatalı elimden bırakmıştım.

"Ya ne alakası var sen de şimdi ya. Aynen bütün gayler toplandık. Ne gay muhabbeti yapasınız varmış ya. Gayim kardeşim mutlu musun?"

"Mutluyum tabi kardeşim. Etrafımdaki erkekleri alacaksın ve kızlar bana kalacak beni daha fazla ne mutlu edebilir ki?"

"Abaza beynini sikeyim senin."

-Bölüm Sonu-

just friends | arcenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin