Bölüm 10: Korsan

2.4K 297 132
                                    


Ƹ̵̡⁠Ӝ̵̨̄⁠Ʒ

Felix, gece yarısına doğru tek başına uyandı. Üstü başı lavanta kokuyordu. Hatırlıyordu. O gün yaşanan her şeyi tüm detaylarıyla hatırlıyordu. O anki kadar cesur değildi, yüzünün kızarmasına engel olamadı. Ama tek başına uyanmayı bir an için gururuna yediremedi.

Onca güzel söz, onca iltifat, onca yaşanandan sonra, neden tek başınaydı? Saçma sapan düşünceler beynini sarmaya başlamıştı yine. Vücudu titredi, yüreğini bir korku kapladı. Hyunjin, istediğini aldıktan sonra ortadan kayıp olmamıştı değil mi? O diğerleri gibi değildi... Olmamalıydı...

Telefonuna seslendi. Telefonu cevap verdiğinde hızla eline aldı, lavanta kokulu adamı aramasını söyledi.

Telefonu kimse açmadı.

Pes etmedi, bir daha aradı. Saatin kaç olduğunu, Hyunjin'in nerede olduğunu bilmeden belki üç, belki dört defa... Hiçbir aramasında çağrısına karşılık bulamadı.

Yüreğinin karıncalandığını hissediyordu. Rahatlamaya, kendine gelmeye ihtiyacı vardı. Masasına gitti, çektiği sandalyesine oturdu. Siyah deri kaplı günlüğünü aldı. Nefesini kontrol etmeye çalıştı, dolan gözlerini elinin tersiyle sildi.

Ƹ̵̡⁠Ӝ̵̨̄⁠Ʒ

Sevgili günlük...

Hayatımda her şey o kadar yolunda gidiyormuş gibiydi ki, ne zaman bayır aşağı yuvarlanacağımı merak ediyordum. Çok korkuyorum...

Şimdiye kadar hiç yalnızlığın bu kadar canımı yaktığını hissetmemiştim. Çünkü hiçbir zaman yalnızlığı sorun etmedim. Şimdiyse en çok yalnız olmak istemediğim zamandı, yalnız uyandım. Geçen o harika günden sonra, bunu beklemiyordum.

Daha önce yaşamıştım bunu günlük...

Gönlümü çalmış o adam, sevdiğini söyleyip istediğini aldıktan sonra, yalnız uyandığım ilk değil bu. Nasıl hissettirdiğini unutmam çok uzun zaman almıştı. Tekrar mı yaşayacağım aynısını?

Lavanta kokulu adam, hiç diğerleri gibi değildi... Oysa ne oldu böyle? Neden bırakıp gitti beni? Saatin kaç olduğunu bilmiyorum, yüreğimin neden böyle sızladığını bilmiyorum. Bildiğim tek bir şey varsa, canımın çok yandığı.

Hani canımı yakmazdı, neden böyle doluyor şimdi gözlerim?

Ya da neden göğsüm sıkışıyor, kokusu burnuma her çalındığında? Lanet olsun, her yerim o gibi kokuyor şimdi. Ne düşüneceğimi bile bilmiyorum. Karamsarlığa kapılmamalıyım, değil mi? Lavanta kokulu adam, beni bırakamaz, değil mi?

Ƹ̵̡⁠Ӝ̵̨̄⁠Ʒ

Hyunjin ofise girerken, gözlerinden alev fışkırıyordu. Gece gelen ani bir telefonla, hızla Felix'in yanından ayrılmak zorunda kalmıştı. İlk gecesinde onu bırakmak istemiyordu. Ama çaresi yoktu.

"Ne oldu?" Diye sordu deri koltuğa öfkeyle otururken.

Chan, hemen karşısındaki koltukta, başını ellerinin arasına almış bir şekilde oturuyordu. Hyunjin'in geldiğini gördüğünde kafasını kaldırdı. "Hızlı geldin."

"Acil dedin, fırladım çıktım. Ne olduğunu anlat çabuk, acelem var."

"Hiçbir yere gitmiyorsun Hyunjin." Chan oturduğu yerden kalktı, ofis masasının önüne doğru harekete geçti.

Cherry And Lavender | Hyunlix [Omegaverse] ✓Where stories live. Discover now