Bölüm 11: 725

2.1K 270 258
                                    


Ƹ̵̡⁠Ӝ̵̨̄⁠Ʒ

Kırık camlarla kaplı yolu yalınayak yürür mü hiç insan? Bazen yürür işte, eğer yolun sonunda sevdiği varsa yürür. Sevdiği görmese de, arkası dönük gelmesini beklese de, kim onu suçlayabilir ki?

Fiziksel acı, geçicidir. Herkes bilir bunu. Yaralar iyileştikçe, sarıldıkça iyileşir. Bazen baktıkça hatırlayacak bir iz kalırken, bazense tamamen kaybolur. Ama insanın ruhunda açılan yaralar iyileşir mi öyle hızla?

Olsun. İnsan acı çekerek büyür. Acıyı da, mutluluğu da yaşar ki, mutluluğun değerini bilebilsin. Acıyla yürünen yolun sonundaki mutluluktur, gerçek mutluluk.

Ƹ̵̡⁠Ӝ̵̨̄⁠Ʒ

Hyunjin'in canı yanıyordu. Felix'e yalan söylediği, onu tek başına bıraktığı için derin bir acı içindeydi. Onu hemen görmek, yeniden sarılmak için deli oluyordu, ama gidemezdi.

Kendisi yüzünden ona zarar gelme korkusu, ona olan sevgisinden daha ağır bastı.

O gece, büyük bir kavgaya girdiler. Chan da, o da yaralar aldı. Ama olsun, birbirlerinin yaralarını sardılar, birbirlerine sarıldılar.

"Bırakalım bu işleri." Dedi Hyunjin, yanındaki koltukta uzanan Chan'a.

"Nereye bırakıyoruz, masaya mı?"

"Dalga geçme. Çok ciddiyim ben."

"Geldiler mi yine sana?"

Hyunjin kafasını kaldırıp Chan'a baktı. "Sen bırakmak istemiyor musun? Hiç korkmuyor musun Seungmin'e zarar gelir diye?"

"Korkuyorum, nasıl korkmayayım? Ama koruyorum işte onu, ondan uzak durarak. Ablanın yanında güvende."

"Özlemiyor musun?"

"Bunun konumuzla bir alakası yok. Koruyor muyum, koruyorum."

"Hep böyle mi olacak? Bir sıkıntı çıktığı anda evi barkı bırakıp inimize mi çekileceğiz? Biraz araştırsalar Seungmin'i, Felix'i bulmaları çok kolay değil mi?"

"O beyin yok onlarda. Bir süre ortalıkta gözükme sorun çözülüyor işte."

"Ben bu hayatı istemiyorum." Yüzünü ellerinin arasına aldı. "Bu son sefer. Bu sorunu çözdüğümde, her şeyi bırakacağım."

"Masaya mı?"

Hyunjin aniden kalktı, Chan'a doğru bağırdı. "Ciddi bir şey konuşmaya çalışıyorum! Bırakacağım dedim, senle ya da sensiz. Ben bu çöplükte yaşayamam artık."

Chan da yattığı yerden doğruldu, daha sakin bir tavırla konuştu. "Paçalarına yapışmış, seni kara deliğe çeken bir ton yaratık varken, tek bıraktığın şey düşmemek için tutunduğun o dal olur. O zaman da ancak ebenin amını görürsün. Mutluluğu falan hayal etme."

"Ben nasıl mutlu olacağım?"

"Söyledim sana, sevmeyerek. Bize fazla işte oğlum böyle şeyler. Aşkmış, sevmekmiş. Bak sor bana, eğer şimdiki aklım olsaydı Seungmin'le asla evlenmezdim. Tek yaptığım onu da kendimle beraber bu bataklığa saplamak oldu."

"Gideceğim ben."

"Cehennemin dibine kadar yolun var."

Ƹ̵̡⁠Ӝ̵̨̄⁠Ʒ

Üç gün... Felix, Hyunjin'in sesini duymadan üç gün geçirdi. Biliyordu, terk edilmediğini, Hyunjin'in geri döneceğini biliyordu, buna inanmak istiyordu ama zaman geçtikçe beynini kaplayan olumsuz düşüncelere engel olamıyordu.

Cherry And Lavender | Hyunlix [Omegaverse] ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin