2.2

1K 30 7
                                    

"Hayatım, bence bizim 3 numarayı yapma zamanımız geldi de geçiyor"

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Şaşırmış ve kaşlarını çatmış şekilde kocasına bakan kadın en sonunda kahkaha atarak gülmüştü. Sonra adamın yüzündeki ciddiyetin farkına varıp;
"Sen...sen ciddisin? Yok gerçekten ciddisin..."
Bu sefer adam şaşırarak bakmıştı kadına
"Şaka olduğunu nerden çıkardın?"
"3. çoçuk meselesini nerden çıkardın sen?"
Kadının elindekileri tezgaha bırakan adam beline sarılmış, iyice kendine çekmiş, saçlarına burnunu daldırmıştı.
"Hayatım, bir kaç gündür düşünüyorum yani bir tane daha çoçuğumuz olsa ne olur yani nolucak ki ?"
Kadını ikna etmek için tüm şirinliklerini yapmaya çalışıyordu adam.
"Ha-hayır. Hayııır! Asla!"
"Ya ama neden, Neslihan yaa. Ne güzel 3 tane çoçuğumuz oluur. Belki kızımız, belki oğlumuz nolucak kii?"
Adama sen çıldırmışsın bakışlarını atan kadın tezgaha bıraktığı tepsiyi alıp mutfaktan çıkmıştı. Adam da oflayarak kadının arkasından.

Hep birlikte kahvaltılarını yaparken Neslihan Güven'le göz-göze gelmemeye çalışıyordu zira hemen elinde 3 tutup. Sürekli konuları 3-le bağlı şeylere getiriyordu.
"Oğlum, çiftlikte 3 tane ata binersin tamam mı? Kızımın saçına bu gün 3 tane toka takacağım ben dimi babacım. Metinlerin de 3 tane çoçukları var"
Gibi şeyler en sonunda Neslihan dayanamamış;
"Güven 3 saniye içinde susmasan, çok kötü şeyler olucak" -demişti.
Kadının bu zararsız tehditine karşılık elini ağzına götürmüş fermuar yapmıştı. Mercan'ın da aynı şeyi yapmasıyla masada her kes kahkaha atmıştı.

Güven'le Ali ata binmeyi öğrenirken Neslihan oturup onları gülümseyerek izliyordu. Bir taraftanda ata binmek isteyen fakat ata yaklaşınca korkan en sonunda oyalanmaya bir şeyler bulduğu için oyun parkında olan kızına bakıyordu. Oturduğu yerden kalkıp paytak paytak yürüyen çoçuğun yanına gitmiş ve son anda düşmesine mane olarak kucağına almıştı kadın. Kıkırdayarak annesine elindeki küçük çiçeği uzatan küçük kız annesi çiçeği alınca yanağını uzatmıştı öpmesi için. Kahkaha atıp kızının tombul yanaklarından öpen Neslihan kızıyla birlikte tekrar sandalyeye oturmuştu. O sırada Mercan hevesle annesinin gömleğini çekiştirerek açmaya çalışıyordu ki Neslihan elinden tutup durdurmuş sonra ellerinden öpmüştü. Küçük kız bir süre düşündükten sonra hevesle annesine seslenmişti.
"Ane! Ane"
"Efendim, annecim"
Saçlarını okşayarak yüzünden çeken kadın gülümseyerek cevap vermişti kızına.
"Ane baba bana şaymayı öyetti" (Anne, baba bana saymayı öğretti)
Kaşlarını belli-belirsiz çatan kadın. Kızını heveslendirmek için kocaman gülümsemişti.
"Öyle mi, annecim. Say bakalım"
Demesiyle çoçuk uzun kollu üstünün kollarını sıvamış ve parmaklarını sayıyormuş gibi devam etmişti.
"Biy, üş üş üş üş" ("Bir, üç, üç, üç üç")
Demişti önce teker teker sonra iki iki saydığı parmaklarını sayıp bitirirken. Derin nefes alan kadın içinden "Of Güven of" demiş sonra kızının yanağından makas alıp;
"Aferim, annecim ne güzel saydın sen öyle" -demişti.

Hep birlikte oturmuştular ailecek. Ali ata binince ne hiss ettiğini söylerken Neslihan aşık aşık Ali'ye bakıp saçını okşamıştı. Çoçuğun işaret parmağından tutup ayağa kalkmasını sağlayan küçük kız bir şey gösterdiği için elini uzatıyordu. İki kardeş gidince Güven sandalyesini karısının tam dibine çekip çenesini omzuna yaslamıştı.
"Eğer oğlunuza öyle bakmaya devam edeceksiniz kalkıp gidiceğim, Neslihan hocam"
Kıkırdayarak kocasına dönen kadın elini sakallarına götürmüştü adamın. Yanaklarını baş parmağı ile okşayıp muzip şekilde dodağını büzüp;
"Siz her sabah benim yerime kızınızı yatırınca ben bir şey diyor muyum, Güven hocam?"
Kendinden emin şekilde kadının avuc içlerini öpen adam;
"O, benim kızım"-demişti.
Öyle mi diye bakış atan kadın
"O da benim oğlum o zaman" -diyip elini çekmişti. Tam o sırada kadının elinden tutan adam ayaklanmıştı. Ne olduğunu anlamayan kadın napıyorsun bakışlarını atınca;
"Oğlum, kardeşinle ilgilen sakın bir yere kayp olma bir sorun olsa İlhan amcana söylersin" -diye uyarı da bulunan adam oğlundan olumlu yanıt alınca kadına bakmıştı bu sefer.
"Hadi kalksana, hayatım"
"Nereye gidiyoruz, Güven"
"At bineceğiz hadi"
Elinden tutup kaldırmıştı kadını. Eskiden hep geldiklerinde bindikleri ata doğru gitmiştiler. Önce Fırtınayı sevmiş, sonra ata binmek için gerekli kiyafetlerini giyinmiştiler. Neslihan'a binmekte yardımcı olan adam sonra kendiside binip bir elini kadının beline diğer elini de atın iplerine götürmüştü.
Fırtına ile her zamanki gibi gezen çift eski günlerini yad etmişti.
"İlk buraya seninle kavga ettiğimizde gelmiştik hatırlıyor musun?"
"Unutmak ne mümkün, Neslihan hanım"

~GüvNes~/ "Tek Bölümlük Hikayeler" Where stories live. Discover now