3.1

866 37 0
                                    

Senin baban beni komaya soktu
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Zihninde yankılanan sesi susturmak için kadehini bir kere daha doldurmuştu. İçtiği sayısız kadehe rağmen susmuyordu aklındakı ses. Nasıl ola bilmişti iyi ki var dediği babası onun hayatını resmen kabusa çevirmişti. İçtiği rakı nemli dudaklarını daha çok ıslatırken bir dikişte bitirmişti kadehini. Efkarın onu kolları arasına aldığı zamanda ne ara düşüncelerine arkadaş olmak için içtiği şaraptan rakıya kadar yol almış ve sarhoş olmuştu kendisi de bilmiyordu. O şimdi ne anneydi, ne eş, ne doktor, ne de ki çok sevdiği babasının biricik kızı Neslihan Soysalandı. O, sadece Neslihandı. Önündeki mercan tabağına bakıp daha sonra karşısındakı boş sandalyeye bakmıştı buruk gülümsemesiyle. O kadar mekan dururken içindeki eskileri yad etme hissi ve umutlarla gelmişti buraya. Güven'in çoğu zaman burda olduğunu biliyordu fakat yine kader ondan yana değildi. Her zaman oturdukları masanın boş olduğunu fark ettiği an dudaklarına buruk bir gülümseme konmuş tüm dertlerini içinden atmak ister gibi derin nefes vermişti. Hayri babanın onu tanımasıyla kısa özlem giderdikten sonra yerini almış siparişlerini vermişti. İçmişti, içmişti, sarhoş olana kadar içmişti, ancak adam hâlâ burda yoktu. Geceye doğru gelirken mekan kaç kere dolup boşalmıştı haberi bile yoktu fakat kapanmaya son dakikalar olduğununda farkında değildi kadın.
"Teşekkür ederim, Hayri baba" -diyip eliyle kolunu sıvazlamıştı yaşlı adamın. Kadın ise yine Güven'in sesini duyduğunu düşünüp başını bile çevirmemişti elinde kadehle dalıp gittiği manzaradan. Sandalyenin sesiyle bir anda Güven'le karşılaşmayı beklemeyen kadın kaşlarını çatmıştı. Bir kolunu sandaleyey yaslayan adam kadının elinde tutmuş olduğu kadehi almış ve dudaklarına götürmüştü. Adamın yaptığı haraketle kaşları iyice çatılan kadın aklından geçenleri diline getirmek isterken adam onu öncelemişti.
"Bence, bu kadar içki sana yeter. Kalkalım artık"
Sarhoşluk nedeniyle sesi titreyen kadın hayır dercesine başını sallamıştı.
"Gitmiyorum, ben sen gide bilirsin"
Cümlesinin sonunda dudaklarından firar eden hıçkırık tam anlamıyla kadının sarhoş olduğunun göstergesiydi. Derin nefes veren adam ayaklanmış kadının yanına gitmişti.
"Beraber gideceğiz, Neslihan. Hadi mekan kapanıcak."
"Kapansın! Ben kendim açık bir mekan bulurum"
Kelimleri uzatarak söyleyen kadına gülmeden edememişti adam.
"Desene seni zor toplayacağız mekanlardan"
Kadının elini tutup kaldırmak isterken Neslihan diretiyordu.
"Ha illa kucağına al diyorsun. Tamam"
"Ne münasibet!"
Kadını kucağına almak isteyen adama karşılık kadın refleks olarak ayağa kalkmıştı fakat ayakta durma süresi 2 3 saniyeden fazla olmamıştı. Tökezleyen kadını sırtından kendine çeken adam kulağına eğilmiş nefesi kadının sarı saçlarından geçip boynuna temas etmişti. Kadının saçının kokusunu içine çeken adamla eş zamanlı adamın boy farkında dolayı boynuna gelen kadın sarhoşluğunu verdiği cesaretten mi, yoksa özlemden mi bilinmez ellerini adamın beline dolamış ve alnını adamın vücuduna yaslamıştı.
"Aslında çok yorgunum biliyor musun ?"
Dudağını öne doğru büzüp titrek sesle konuşan kadına karşılık elini kadının bacaklarının altından geçirip kucağına almıştı.
"Her şeyi düzelteceğim, her şeyi"
Adımlarını çıkışa doğru yönlendiren adam mekanın sahibine de baş selamı verdikten sonra mekandan çıkmıştı. Başını Güven'in boyun girdisine sokup ellerini ise sıkıca boynuna birleştiren kadının dudaklarından ara-bir hıçkırık kopuyordu. Adam bir kaç adımda varmıştı arabasına. Kucağından kadını indirmeden kendine yaslayarak kapıyı açan adam, kadını koltuğa yerleştirmiş kemerini takmıştı. Geri çekilecekken dünyanın en eşsiz manzarasıyla karşı karşıya kalmıştı. Saçlarının bir kaç teli yüzünde olan, dudağına sürmüş olduğu gül kurusu rengi ruju ufaktan dağılan kadın son derece tatlı ve çekici gözüküyordu. Gözlerini açıp kapayan adam içinden "Kendine gel, Güven" cümlesini tekrar edip kendi tarafına geçmişti.

~GüvNes~/ "Tek Bölümlük Hikayeler" Where stories live. Discover now