6.1

865 38 6
                                    

Tenin tenime değdiği zaman ateşimiz dünyayı alevlendirecek

Yazardan not: "Evimiz kanlarla kaplı değil"

+18 sahne var

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Kadın 3 aydır boşanmıştı. 20 yıldır ona pranga olan evlilikten kurtulmuş ve hayatı yavaş-yavaş dinginliğe doğru ireliliyordu. 20 yıldır ilmek ilmek ördüğü her acı, her zorluk son buluyordu artık hem de tek bir hamleyle. Babasını kayp etmesi onun için büyük darbe olsada toparlanmıştı aslında. Hayata tutunmalıydı çoçukları için en önemlisi kendisi için. Koltuğunu geri doğru ittirip başını yaslamıştı. Boynunda hiss ettiği hafif uyuşukluğu gidermek için eliyle sıkmış rahatlamayla gözlerini kapatmıştı. Çalan telefonuna gözleri kayınca tekrar masasına doğru çekmişti tekerlekli sandalyesini. Arayan Ali'ydi.
"Efendim, oğlum"
"Anne, bu gün hep birlikte Ece de dahil evde olmayacağız, merak etme"
Aslında bu cümle bir çok anne için normal olsa da Neslihan'ın içine korku tohumlarını ekmek için yeterliydi.
"Oğlum-Ali bak...."
"Annecim, merak etme her şey normal sadece bizi merak etme kafanı dinle sen. Öpüyorum ve seni seviyorum"
"Ben de seni"
Telefonu kapatmasıyla masasına bırakırken gözleri takvime kaymıştı. 23 Ocak sevdiği adamın doğum günüydü. Yüzünde istemsiz gülümseme yerleşmişti. Her yıl onsuz ve acı dolu kucaklıyordu bu günü. Bir kaç kadeh şarapını alır ve kendisini odaya kapatırdı. Canı hiç bir şey yapmak istemezdi sahi unutmuşmuydu adamın doğum gününü ? Tabi ki hayır. Takvim yaprakları onun için sadece manasız şekilde geriye doğru katlanıyordu. Saate bakmıştı daha erkendi yani adamın doğum gününü kutlamak için geç kalmamıştı. Ayaklanıp kabanını koluna astıktan sonra tok topuk seslerinin odada, koridorda yankılanmasına izin vermişti.

Eve doğru gitmeden önce her zaman pasta yedikleri ve adamın en çok sevdiği pastahaneden pastayı almaya gitmişti. Adam hakkında öğrendikleri ve aralarında hemen erimeye müsait olan buzların erimesi onların yakınlaşmasına sebep olmuştu. Evli değildi, yani bir zamanlar evliydi de şimdi değildi. Aklında oluşan düşünceleri ve yüzünde yer edinen hafif gülümsemeyi kenara bırakmış ve adamın sevdiği pastayı alıp evlerine....ikisinin evine yönlenmişti.

Kapıyı kapatıp anahtarı montunun cepine bırakmış ve montunu asmıştı adam. Adımlarını istemsiz ve keyifsiz şekilde merdivenlere yönlendirmişti. Tam salona girecekken kadını elinde mumlu pastayla görmesiyle şaşırıp kalmış bu şaşırma ise yüzünde aptalca gülümsemeye sebep olmuştu.
"Neslihan...."
"İyi ki doğdun!"
Adama doğru yaklaşmış ve pastayı hafif öne doğru uzatmıştı.
"Önce dilek dile ama"
Adam gülmüş ve kadının demesiyle dileğini dileyip mumu üflemişti. Kocaman gülümseyen kadınla anlamıştı artık bir anda saçma sapan sorunlar yüzünden neden hastahanede bekletildiğini.
"Unutmamışsın, yani ben unutmuşsundur sandım"
"Unutmadım, yani doğum gününü unutmadım, unutmam da takvimin 23 Ocakta olduğunu unuttum o yüzden geç kutladım aslında"
Elindeki pastayı sehpanın üstüne bırakmış ve gülümsemesiyle adama bakmıştı.
"Ve evet eve bir az geç gelmen için Sema hemşireyle iş birliği yapmış ola bilirim"
Demişti sanki adamın aklında soruyu bilirmişcesine.
"Teşekkür ederim, ben senin nöbetin var sanıyordum"
Yüzünlerinde buruk gülümsemenin yer edinmesine izin vermişti ikili. Adam geçip koltuğa oturunca kadın tekrar gözlerini birleştirmişti.
"Yıllar sonra burda olduğun doğum gününü yanlız kutlama istedim, süpriz yaptım ben de"
Yanaklarının içini kemiren kadınla eş zamanlı adam pastanı dilimlemiş ve sehpanın üstündeki tek tabağa bırakmıştı.
"Brezilyan üsulu yapalım"
Kocaman gülümsemesiyle tabağı kadına uzatmıştı. Yandan gülüşünü adama sunan kadın yanına gidip oturmuştu.

~GüvNes~/ "Tek Bölümlük Hikayeler" Where stories live. Discover now