8.3

813 35 23
                                    

Eskiden değerimi bilememişsin vah, vah, vah.

therabiailayda 'ya ithafenn🧡

Yemeklerini yedikten sonra evden çıkmıştılar hastahaneye gitmek için
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Gece yarısını geçmişti ve ikili hastahaneye doğru gitmistiler. Arabada ikisinden de ses çıkmıyordu. Bulundukları o andan sonra kadın utanıyordu. Tamam içinden ne kadar ilk değil, gayet normal bir şey, kaç kere adamla yaşamıştı o anları gibi cümleleri tekrar etse de hatta tekrar etmekten beyninin ağrıdığını hiss etse de yine de elinden bir sey gelmiyordu. Böyle düşünürken hastahaneye varmıştı ikili. Kadın arabadan inerken adam nazik şekilde kolundan tutmuştu.
"Neslihan, durur musun bir dakika ?"
"Noldu, Güven ?"
Kadının minik ellerini kendi ellerine haps etmiş, baş parmağı ile okşamaya başlamıştı.
"Evde olanlar...."
"Güven....."
"Lafımı bölme, lütfen. Evde olanlar için sen ne düşünüyorsun bilmiyorum, ama benim için çok özeldi, Neslihan. Bence biz bir birimize yeteri kadar geç kaldık. Bundan sonra ne olur neler olur bilemeyiz. Güzelim, ben seninle olmak istiyorum tekrar. Korkmadan, çekinmeden elinden tutmak, gözlerine bakmak, saçını okşamak istiyorum. Rahat rahat öpmek istiyorum seni. Yanımdayken sana uzak olmak o kadar yoruyor ki kalbimi, ruhumu, bedenimi. Sen de o anları anlık heves gibi düşünme lütfen, izin ver hep elini böyle tutayım"
Bir elini kadının yanağına getirmiş okşamıştı. Kadın gülümseyerek başını adamın eline yaslamış, dudaklarını bastırmıştı.
"Haklısın, Güven. Biz bir birimize 20 sene 5 ay 4 gün 7 saat geç kaldık. Artık kendi hayatımıza bakalım"
"O zaman utanmana gerek yok, yani ilk değil biliyorsun"
"Ya..."
Koluna elini yumruk yapıp vurmuştu.
"Eşeksin ya!"
"Ben eşek ?"
"Evet, sen eşek"
İki elini kadının yanağına koymus kendisine çekip dudağına öpücük kondurmuştu.
"Şapşal"
Cilveli şekilde kıkırdayıp arabadan inmişti. Adam da indikten sonra kadının elinden tutmak isterken kadın napıyorsun der gibi bakmıştı.
"Güven...çoçuklara söyleyim, bizden duysunlar."
"Tamam, hayatım. Nasıl istersen."
Çoçukların odasına gelmiştiler. Uyuyor ihtimali için dikkatlice kapıyı açmış, sessiz şekilde içeri girmiştiler. Yaman Ali, Alaz, Rüya uyumamış, Asi ise kaç gündür uykusuz olmanın verdiği yorgunlukla koltukta uyuya kalmıştı.
"Çoçuklar, nasıl hiss ediyorsunuz kendinizi ?"
İkisinin de alnından öptükten sonra Rüya'nın yanına geçmişti.
"İyiyiz, annem merak etme."
"Aynen iyiyiz iyiyizde, anne ben artık taburcu mu olsam acaba hm?"
Annesinin keskin bakışlarından sonra anladım dercesine kafasını yellemişti.
"Canım, siz Asiyle gidin yarın gelirsiniz"
Rüya'nın saçlarını okşarken demişti. Adamsa merak etme hall edeceğim ben der gibi Alaz'a gülümsedi.
"Neslihan teyze, aklım kalır"
Alnından öpüp gülümsemişti kadın.
"Merak etme burdayım ben, yorgunsunuz hem de baksana Asi'm de uyuya kalmış yorgunluktan"
Şevkatle koltukta uyuyan kıza bakmıştı.
"Evet, Rüya hadi ben sizi bırakayım. Yorgunsunuz"
"Çok iyi olur, bu serseriler için kendinizi yormayın bu kadar"
Bir ağızdan Yaman Ali ve Alaz "anne" demişti, fakat Neslihan onları o kadar da kale alır gibi gözükmüyordu.
"Asi, kızım..."
Kısık sesle alnına gelen saçları hafif şekilde geri iterek seslenmişti.
"Asi, güzelim uyan"
Gözlerini açan kız yüzüne vuran ışıktan dolayı gözünü kısmıştı. Neslihan'ı görer görmez doğrulmuştu.
"Neslihan teyze...."
"Birtanem, çok yoruldun Güven sizi bıraksın"
"Yok ya...aklım kalır...gidemem ki"
"Yanlış cevap, Asi"
Bu sefer Güven aralarındakı dialoga dahil olmuştu.
"O cevabı az önce Rüya söyledi. Gereği düşünüldü ve bu serseriler için kendinizi yormamanıza karar verildi"
"Sen de mi baba ya"
İsyan eden çoçuğa karşı ellerini sanki teslim olurmuşcasına kaldırmış ve omuzlarını ben bilmem dercesine kendisine çekmişti.
"Hakim hanım doktor Neslihan Soysalan ne derse odur. Hadi kızlar"
"Ha yani sen de hanımcıyım diyorsunnn"
Yaman Ali'nin gülerek söylediği sözle Alaz ne alaka der gibi bakmıştı. Tabi Neslihanın da gözlerinde çok mu belli ediyoruz diye okunuyordu. Üzerindeki bakışlarla susmuştu Yaman Ali.
"Tamam, sustum"
Rüya ve Asi'yi evlerine bırakmak için Güven de gitmişti. Neslihan ve oğulları yanlız kalmıştı.
"Hazır baş başa kaldık sizin bir ifadenizi ala bilirim bence"
"ııı hayır, Neslihan sultan alamazsın, çünki hastayız biz"
"Abisi son zamanlardaki gibi şimdi de çok güzel konuya dokundu. Kesinlikle katılıyorum"
Kaşlarını çatan kadın iki oğlunun üstünde gözünü gezdirmişti.
"Durum ciddiyetinin farkında değilsiniz siz galiba. Alaz abini vurdun sen, ölüyordu. Kendin yaralıydın sana da bir şey ola bilirdi. Farkında mısınız ? Hm Yaman ?"
Ne kadar söylemeyi sevmesede mecbur şekilde dile getirmişti o sözleri. Her iki oğlu mahcub şekilde bakarken Alaz extra utancla bakıyordu.
"Anne, haklısın. Ne desende zaten ben yaralanıp ölmeye bir adım yaklaşmasaydım, vicdan azabından ölürdüm her halde."
"Hayır, Alaz. Sen doğru olanı yaptın. Zaten ben istedim senden beni seçmeni"
Sinirle nefes veren kadın ayaklanmıştı.
"Bravo! Alkışlayalım bi de sizi isterseniz. Sence konu senin seçimin mi, Alaz hm ? Konu sizin başınızdan büyük işler yapmanız ya! Konu bu! "
"Anne---"
Kendisine müdahile etmeye çalışan oğlunu durdurmuştu. Biliyordu çünki hemen yumşayacağını, fakat kadın yaptıklarının hesapını sormak istiyordu oğullarına.
"Ne anne, Yaman?! Ne anne?! Ben ikinizi de kayp ediyordum ya! İkinizde ölüyordunuz!"
Yaşadığı olayları sanki tekrardan yaşayan kadının hemen gözleri dolmuş, sesi titremeye başlamıştı.
"Siz gelmiş bir birinize hak kazandırıyorsunuz! Bitti artık o günler! Bundan sonra hepinizin üstünde gözüm! Hepinizin! Bunu bana bunu bize geri de kalanlara yaşatmaya hakkınız yok! Duydunuz mu?! Duydunuz mu diyorum!"
Onay bekleyen annelerini başlarıyla onaylamış, suçlu çocuk moodlarını açıp başlarını aşağı eğmiştiler.
"Burdan çıkalım daha detaylı konuşacağız. Dinlenin siz"
Tüm ışıkları kapatıp sadece loş ışıkları yakmıştı.

~GüvNes~/ "Tek Bölümlük Hikayeler" Where stories live. Discover now