SENİ SEVİYORUM 7. Bölüm

1.3K 53 45
                                    

Birbirini çok iyi tanıyan iki yabancı olmak, insanın tüm bildiklerini unutması gibi, diline gelen tüm sözlerin uçup gitmesi gibiydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Birbirini çok iyi tanıyan iki yabancı olmak, insanın tüm bildiklerini unutması gibi, diline gelen tüm sözlerin uçup gitmesi gibiydi...

Tüm karanlığımı aydınlatan adam, bana her ne kadar ışıksız gelmiş olsa da, hâlâ içime bir aydınlık veriyordu. Gözleri bana her ne kadar kırgın baksa da, ahvalimi çok fazla merak ettiğini okuyabiliyordum aşina olduğum bakışlarından. Sessizdik ve uzun bir süre öylece kalacak gibiydik. Ne benden bir ses geliyordu, ne de Akman'dan. Karanlık gecenin ortasında, baykuş sesleri, kurtların uluma sesleri vardı kulağımızda.

"Neden geldin?" diye sordum.

Karanlık gözlerinden bakışlarımı hiç çekmedim.

"Seni merak ettim.."

"Neden?"

"Bugün seninle konuşmak için fırsat kolladım ama, sen evden hiç çıkmayınca.."

Sözünü böldüm.

"Evden çıkıp belki de Turgut'la buluşurdum. Bekleseydin biraz daha.."

"Beylem.. Ben onu mu diyorum?"

"Sen ne diyorsun bilmiyorum ki Akman? Dün gece ardına bakmadan gidiyorsun öfkeyle, şimdi gelmişsin beni merak ettiğini söylüyorsun"

"Dün gece sadece buradan gittim ben. Senden gitmedim.."

Benden gitmemişti...

"Beni hiç dinlemedin.." diyebildim.

"Çok sinirlendim. Korktum. Seni görmeye gelmeseydim o adamın sana neler yapabileceğini düşündüm, çok korktum Beylem"

Dün gece gözlerimin önüne geldikçe, ben de ne kadar çok korktuğumu hatırladım. Ama yine de herşey benim suçum değildi.

"Benim sana yaptığım hiçbir açıklamayı duymadın. Kendi bildiğine odaklandın"

"Aklımda sadece Turgut'u öldürme düşüncesi vardı. Ne yaptığımı bilmiyordum. Özür dilerim Beylem"

"Akman.. Sen öfkelendiğin zaman beni görmeyecek misin?"

Sorduğum soru o kadar ağır bir soruydu ki. Koskoca bir devir, onca insan, çoğu zaman bu soru üzerinde tıkanıyordu. "Öfkeli olduğunda sevdiğini kırmak". İyi anlarda herkes iyi olabilirdi. Önemli olan zorda nasıl davrandığı, neler yaptığıydı.

Karşınızdaki insan sizi çok seviyor olabilir. Siz de onu çok seviyor olabilirsiniz. Ama yalandan sevmek kolaydır. Gerçek sevgi her koşulda birbirini dinlemek, anlamaya çalışmaktır. Bağırmak çığırmak haklılık göstergesi değildir. Ses yükselten insanlar cahildir. Bilgisizlikten dolayı söyleyecek kelime bulamazlar ve buldukları tek kelimeyi haykırırlar. Öfkeleri bir nevi kendilerinedir. Kendi cahilliklerine bağırırlar. Uzak durulması gerekir böylelerinden. Ama bir gerçek vardır ki, bizler böylelerini daha çok severiz. Alıştığımız bu bağırışlar bize iyi geliyor ne yazık ki... Ruhumuzu doyuran bu kötülükler alıştığımız minvalde devam ediyor. Biz de sesimizi bile çıkarmıyoruz. Bir adam, bir kadını kıskanıyor, hayran oluyoruz. Bir kadın, adama bağırıyor, iyi yaptı diyoruz. Ses yükseliyor, nasıl da güzel bağırıyor diyoruz. Bizler hangi sesle büyüdüysek, bir gün istemesek de o sesi özlüyoruz. Alıştığımız o hayat, o dünya biz nereye gidersek gidelim peşimizi bırakmıyor. Önce kendimizi düzeltmeliyiz...

KAHIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin