Bana doğru adımladığında ağaca bağlı olan atımı hızlıca söktüm. Tam atıma korkuyla biniyordum ki, genç adam bana seslendi.
"Tamam gelmiyorum korkma"
Gerçekten de gelmiyordu. Ellerini teslim olur gibi havaya kaldırmıştı.
"Korkmadım. Gidecektim zat...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
En ufak şeye ağlayan bir çocuktun. En ufak şeyde mutlu olan bir çocuk. İlk hislerin, ilk hissedişleriydi.
Yaşadıkça değiştin Arttıkça alıştın.. Şimdi en yoğun demlerdesin.
Büyüdün, hisler büyüdü, İlkler büyüdü.. Artık ağlayışların saklı, Gülüşlerin yalancı...
Ne zaman fark ettiğimi bilmediğim yalnızlık içinde büyümüştüm.
Hakikaten ne zaman yalnız olduğumu fark etmiştim?
Yediğim dayaklarda oluşan sessizlikler bana kimsesiz olduğumu öğretmişti. Koskoca evde birçok aile üyesinin yanında yapayalnızdım. Çocuk olduğum için eğlenmek istediğim bu evde sesimin kısılmasından, oyun istediğim yaşlarda ev temizlemekten "çocuk" olduğumu unutur olmuştum.
Çocuk olduğumu unutarak büyüdüğümü hissettiğim anda da, yalnız olduğumun farkına vardım. Çünkü beni seven birileri olsaydı, çocuk olmayı da başarmış olurdum.
Büyümek bende çok şey değiştirdi. Boyumu, kilomu, yaşımı, aklımı, kalbimi.. Ama tek bir şeyi değiştirmedi;
"Yalnızlığımı"
Günün birinde Akman'la karşılaşana kadardı bu mazi.. Yalnızdım, ona sığındım. Akman benim ilk hissedişlerimdi. Sevilmeye layık olduğumu ilk hissettiren kişiydi.
Her şeye rağmen benden vazgeçmeyeceğine tüm kalbimle inanıyordum. Karşısında annesi dahi dursa, beni seçerdi.
Ama bir insanda ümit nasıl tükenmiyorsa, içimize düşen kurt da kemirmeyi bırakmıyordu işte..
Akman ve ailesini güzel bir şekilde yolculadık. Şimdi evdeki herkes Akman hakkında, annesi ve babası hakkında tonlarca şey konuşuyordu. Ben de merdivende çökmüş öylece oturup, kara kara düşünüyordum. Kulağımda yankılanan sesler durmak bilmiyordu. Yengemin dedikoduları, amcamın arsalar hakkında söyledikleri, dedemin tasdikleri, babamın annemden istediği kahvelerin hala gitmemiş olması ve bu yüzden oluşan gerginlik.
"Susun artık yeter!" diye bağırmak istiyordum. Ama ne zaman bağırmıştım ki? Hep susan ben olmuştum.
Ya da kaçan..
Merdivenlerden hızlıca kalkıp dış kapıya yöneldim. Duymak istemediğiniz seslere kulağınızı kapatmak için yapmanız gereken tek şey uzaklaşmaktır.