6

2.2K 96 12
                                    

Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır..
          ~Mustafa Kemal Atatürk

****
Medya: Poyraz Demir

****

Aybüke'den

Gözlerimi yavaşça açtığımda hiç bir şey umrumda değildi. Onlar nasıldı. "Siz iyi misiniz" çıktı dudaklarımdan zorlukla. Hepsi bana dolu gözlerle bakıyordu. "Biz iyiyiz Aybüke sen nasılsın asıl" titreyen sesiyle konuşan Umay'a bakıp gülümsedim. "Ben iyiyim" dedim. Başımı kapının olduğu yere çevirdiğimde Bilge Kağan yüzbaşıyla göz göze geldim. Bana niye öyle bakıyordu bu adam. Pişmanlık mıydı o gözlerinde gördüğüm duygunun adı.

Burak uyandığımı doktora haber verdikten sonra içeri giren doktorla herkes sustu. "Nasılsınız Aybüke hanım" gülümseyerek sordu soruyu. Bütün tim Bilge yüzbaşı da dahil hepsi adama öldürecekmiş gibi bakıyor. Umay kızım sende mi be. "İyiyim doktor bey" dedikten sonra bir kaç tetkik yaptı. "İyi görünüyorsunuz, herhangi bir sıkıntı görünmüyor eğer böyle devam ederse bir hafta sonra taburcu olabilirsiniz" nee bir hafta mı. "Doktor bey biz onu iki gün yapalım lütfen bir hafta duramam burada" timden hemen itiraz sesleri yükselmeye başladı. "Ateş susuyor musunuz iyileşince ben mi kökünden susturayım" sonunda sustular. "Aybüke doktor ne dediyse o bir hafta buradasın" bu bana ismimle mi seslendi ben mi yanlış duydum. "Komutanım duramam" gözlerimi gözlerine diktim. "Bu bir emirdir üsteğmen" al başladık yine. "Emredersiniz Komutanım" aynı rütbede olsak sana emir vermeyi gösterirdim de aynı rütbede değiliz. Doktor odadan çıktıktan sonra üstümü değiştirdim. Acıktığımı hissettiğim için Burak ve Görkem'in aldığı yemeklerden yedim. Kimse bana hastane yemeği yediremezdi.

Bir hafta sonra;

Sonunda bugün bu lanet yerden çıkıyordum. Bu bir haftada her gün yanımda biri kaldı asla yalnız bırakmadılar neymiş kaçarmışım. Çocuk muyum ben tamam kaçardım ama hastane üstüme üstüme geliyor sevmiyorum ne yapayım. Evde de yatabilirdim. Üstünü değiştirdikten sonra dikişlerime dikkat ederek ayağa kalktım. Kalktığım an başım döndü. Tam yatağa düşecektim ki belime birinin kolları dolandı. Kafamı çevirip baktığımda Bilge yüzbaşı olduğunu gördüm. Şuan çok yakındık. "Sağolun komutanım" deyip geri çekildim. O ise cevap vermedi. Odadan çıktığımda bir koluma Mert diğerine ise Umay girdi. "Lan ben yürüyebiliyorun çıksanız mı acaba kolumda" diye küçük bir teklifte bulundum. Onlar ise bunun teklif değil emir olduğunu anladılar. Maşallah çok zeki çocuklarım. Tam yürümeye devam ediyordum ki bu sefer başkası girdi koluma. Koluma giren kişiye baktığımda sabır çektim. Bilge yüzbaşı şuan beni yürütüyor. Ulan adam sal beni. Biliyor emir veremeyeceğimi adi herif.

Arabaya bindiğimizde yanıma Umay, sürücü koltuğuna Mert, yolcu koltuğuna ise uzun uğraşlar sonunda Burak oturdu. Eve doğru sürmeye başladı arabayı arada dikiz aynasından Umay'a bakıyor. Bu çocuk bazen cidden unutuyor bizim asker olduğumuzu. "Mert önüne bak koçum önüne bak" büyümüş gözleriyle bana baktı ve "Emredersiniz Komutanım" dedi. Eve vardık sonunda. Apartmanda asansör olmadığı için beni yukarıya Emre kucağında çıkardı. Görkem kapıyı açtı içeri girdim ve kapıyı hepsinin yüzüne kapattım. Ay bebek miyim ben her dakika dibimdeler. "Komutanım kapıyı açar mısınız lütfen" sizce bana söker bunlar. "Siktirin gidin lan kapımdan yeter bir haftadır rahat bırakmadınız hallederim gerisini ben her şey için sağolun" kapıyı açmadan konuştum. Sonunda gitmişlerdi. Salona geçip koltuğa uzandım.

Uyuyakalmışım şimdi uyandım ilaçlardan galiba. Açıkmıştım Allah'tan dolapta hazır yemeklerden vardı. Yavaş adımlarla mutfağa geçip dolabın kapağını açtım. İçinden yiyebileceğim bir şeyler alıp ısıttım. Geri yavaş yavaş salona geçip yemeğimi yemeye başladım. Yemeğimi bitirip tepsiyi mutfağa götürdüğüm sırada telefonuma mesaj geldi.

ASENA VE BOZKURTWhere stories live. Discover now