24

1.1K 51 1
                                    

"Ey kahraman Türk kadını sen yerde sürüklenmeye değil omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.."

****

Benim cümlemle beraber tim onaylayan sesler çıkardı. Tek onaylamayan ama bir şey de demeyen Bilge'ydi. Ve bunu belli ediyordu bakışlarıyla. Bana bakıyordu konuştuğumdan beri. Ama olmaz da demiyordu çünkü o da biliyordu en kolay ve risksiz yolu buydu. İçimden bir ses ise şuan bir şey demese bile ilk baş başa kaldığımız anda bunun konusunu açacağını söylüyordu ve ben genelde yanılmazdım. "O zaman plan basit şöyle yapıyoruz," konuşmaya başladım. "Davet bir otelde olacak o yüzden en yakın ve balo salonuna direkt görüşü olan bir otel bulacağız hem hazırlanmak hemde Umay'ın konuşlanması için. Bunu yarın hallederiz. Adamı izleme işi sende Emre hem seversin." Göz kırptım Emre'ye aslında hiç sevmezdi. "Mert sende davetin düzenleneceği salona girip orayla ilgili bilgi edineceksin. Umay sen kıyafetleri hazırlayacaksın. Bende Bilge komutanla çevreyi kontrol edip uygun oteli bulduktan sonra silah ve mühimmatı oraya yerleştireceğiz." Bakışlarım Bilge'ye döndü. Planı ben yapmıştım ama ondan onay almalıydım. O da dikkatlice önünde kağıtlara bakıyordu. Muhtemelen planı tartıyordu kafasında. Kafasını kağıtlardan kaldırıp bize döndü. "Güzel plan bunu uygulayalım yarın akşam da parti anında herkesin yapacaklarını ayarlarız. Yarına kadar herkes dosyasına çalışsın." Deyip ayağa kalktı. "Plana yarın başlıyoruz." Ve odadan çıktı.

Bilge çıktıktan sonra bende herkese iyi geceler deyip odama geldim. Umay, Mertle sinemaya gidecekmiş. Bunlar iyice o yapış yapış çiftlerden oldu. Allah'ım sen beni koru. Odaya girince ilk olarak üstümü değiştirdim. Rahat bir şeyler giydim. Telefonumu ve sigaramı alıp balkona çıktım.

Balkonda olan sandalyeye oturdum. Telefonumu ve sigaramı da masaya koydum. Çakmağımı unutmuşum hemen gidip içeriden alıp geldim. Bir sigara yaktım. Ankara, çok güzel görünüyordu buradan. Burası benim ilk acıma, ilk gözyaşıma, ilk hayal kırıklığıma, ilk mutluluğuma şahitti.

Sigaram bitince bir tane daha yaktım. Onu yaktıktan sonra bugün karakolda olanlar geldi gözümün önüne. Biz öpüşmüştük. Ve artık sevgiliydik. Kulağa çok değişik geliyor. Hayal gibi ama bir o kadarda gerçek. Yıllar sonra yeniden bu duyguları hissetmek. Tekrar doğmuşum gibi. Garip.

Üçüncü sigaramı tam yakmıştım ki kapı çaldı. Umay değildi çünkü kapıyı çalmazdı anahtarı vardı. Ya Bilge ya da oda servisiydi. Bir şey istemediğime göre kesin Bilge. Balkondan çıkıp kapıyı açmaya gittim. Kapıyı açtığımda beni bir adet Bilge karşıladı. Ben demiştim. "Hoş geldin."

"Hoş buldum güzelim girebilir miyim?"

"Tabi ki." Deyip kapının önünden çekildim girebilmesi için. O da hemen girdi zaten içeriye. "Balkon kapısı niye açık hasta olursun."

"Balkonda oturuyordum." Bana sanki uzaylı görmüş gibi baktı. "Bu kıyafetle kızım sen delirdin mi."

"Ne varmış halimde ya."

"Üstündekiler incecik zatürre olmaya mı çalışıyorsun sen." Hemen balkon kapısını kapattı ve klimayı açtı. "Odada kalorifer var ya birde çalışıyor niye açtın onu."

"Çalışıyor ama hala soğuk içerisi hasta olmanı istemem o yüzden açık kalacak."

"Üşümüyorum ki ben."

"Olsun." Öküz herif.

Klimanın kumandasını bırakıp kendini odadaki koltuğa attı. Bende tam karşısında olan yatağıma geçip oturdum. "Evet Bilge bey siz ne için gelmiştiniz?"

"Gelmem için sebebe mi ihtiyacım var."

"Yok ama merak ettim."

"Seni özledim." Ha böyle dümdük.

ASENA VE BOZKURTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin