16

1.3K 63 23
                                    

"Bir bak tarihe, Türk'e baş kaldıranın sonu ne olmuş!!"

*****

Bugün yeni karargahta ilk günümüz. Saat şuan altı buçuktu. Yarım saat sonra karargaha gitmek için yola çıkacaktım. Uyandım, güzel bir duş aldım. Üniformalarımız karargahtaydı oraya gidince giyecektik o yüzden sivil gidecektik oraya. Duştan sonra üstümü giyinmek için odama geçtim. Üstüme crop ve pantolon takımı giydim. Ayaklarıma beyaz bir spor ayakkabı giyip kombini tamamladım. Saçlarımı açık bıraktım.

Üstümü giyindikten sonra belime silahımı taktım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Üstümü giyindikten sonra belime silahımı taktım. Ev ve arabamın anahtarını da alıp evden çıktım.

Apartmandan da çıkıp arabama ilerledim. Bilge'yi ise dün hiç görmedim. Arabamı çalıştırıp karargaha doğru yola çıktım. Evime biraz ters yerdeydi ama evimi taşımayı istemiyordum.

Karargah'a vardığımda saat yedi kırk beşti. Arabayı durdurup indim. Kapıya doğru ilerledim. Kapının önüne geldiğimde bütün timin burada olduğunu gördüm. İyice yaklaştığımda Bilge yüzbaşıyı göremedim.

"Günaydın gençler." Diye geldiğimi belli ettim. "Günaydın komutanım." Hepsi aynı anda konuştu. "Ee nasılsınız."

"İyiyiz komutanım da şu kapıda ki arkadaş geldiğimizden beri gözlerini ayırmadan bize bakıyor." Gözleriyle girişi gösterdi Mert.

"Niye ne yaptınız yine."

"Valla bir şey yapmadık komutanım."

"O zaman niye bakıyor size böyle bakışları pek hayra alamet değil."

"Bilmiyoruz komutanım geldiğimizden beri böyle." Mert'i onaylayıp Umay'a döndüm. "Üzmüyor dimi seni." Başımla Mert'i gösterdim. Umay'dan önce Mert söze atıldı. "Aşk olsun komutanım niye üzeyim ben sevdiğimi." Umay kızarmaya başladı bile. "Bana bak lan sıkıyorsa üz bu kızı." Öyle bir tonda söyledim ki yutkunduğunu gördüm, olsun ayağını denk alsın.

Saat'in sekiz olmasına beş dakika vardı. Ve Bilge yüzbaşı sonunda gelmişti. Sakallarını kesmiş, üstünde ise siyah bir tişört ve siyah bir pantolon vardı. Gözlerinde yine aynı tonda güneş gözlükleri vardı. Çok hoş görünüyodu. "Günaydın Ateş." Diye girdi sohbete. "Günaydın komutanım." Lafa ilk Emre girdi. Sonra hepimiz sırayla 'Günaydın' dedik. "Ee artık içeri girelim." Onu onaylayıp kapıya doğru yürüdük.

Kapıya geldiğimizde nöbetçi erlerden biri karşıladı bizi. "Buyrun kime bakmıştınız, ziyaret içinse bu saatte almıyoruz." Dedi. Bizi ziyaretçi sandı ya la. Bizim ziyaretçiye benzer halimiz mi var kızım neremiz ziyaretçi bizim. Doğru valla neremiz ziyaretçi bizim. Tam konuşmaya başlayacaktım ki Bilge yüzbaşı benden önce davrandı. "Biz ziyaret için gelmedik aslanım buraya yeni atanan Ateş Timiyiz." Ateş timi diyince er şok olmuş bir şekilde bize bakıyordu. Birden kendini düzeltip hazırola geçti. "Kusura bakmayın komutanım buyrun geçin." deyip kapıyı açtı. İçeri girdik sonunda.

ASENA VE BOZKURTWhere stories live. Discover now