BÖLÜM 7

288 30 4
                                    

Ne acıdır insanın bildiğini anlatamamsı.
"Ben" deyip susması,
"Sen"deyip,ağlamaklı kalması..

Nazım Hikmet Ran

💚

"Zerda,yardım et." Diyor bir ses.Sesin sahibini arıyorum ama bulamıyorum.

Karşıma geçiyor sonra.Ayça benden yardım istiyor.Üzerinde bomba yüklü yelekle insanların arasına karışmış, ona yardım etmemi bekliyor."Yardım et." Diyor sessizce.

Bir ses daha duyuluyor.Arkama dönüyorum bu sefer.Hatice dizlerinin üstüne çökmüş duruyor, arkasında boynuna bıçak dayayan adamdan kurtarmamı istiyordu onu.

"Kurtar beni.Ölmek istemiyorum." Diyor.
Ağlıyor hıçkırarak.
Ona doğru adım atacağım sırada,yanımda birisi beliriyor.Kollarımı tutup yürümemi engelliyor.

Tekrar bir ses duyuyorum.Yanımdaki kişi yok oluyor bir anda.Sesin sahibine çeviriyorum gözlerimi...Kiraz,beni çağırıyor
"Gel,gel beni koru." Diyor yalvararak.

Yanına gitmek istediğimde kollarımı tutan kişi tekrar beliriyor yanımda ve tekrar tutuyor kollarımdan.

Yardım edemiyorum,onları koruyamıyor, yanlarına gidemiyorum.

"Sıra sende." Bu sesin sahibi o adam.

"Kaçamazsın benden...Öleceksin." diye bağırıyor.

"Onlar gibi öleceksin." Kulağımın dibinden gelen sesin sahibini tanıyor ama onu bir türlü bulamıyordum.

"Öleceksin." Ses kesilmiyor.Olduğum yere çöküp ağlamaya başlarken kulaklarımı kapatmaya,sesi duymamaya çabalıyordum.

"Öldüreceğim seni."

"Öleceksin."

"Hiih." Diye sıçradım yattığım yerden.Derin nefesler alıp verirken boğuluyor gibiydim.
Ellerim boynuma gitti,sanki bir el boynumu sıkıyorda ben ondan kurtulamıyordum.

Ne ara dolduğunu anlayamadığım gözlerim yaşlarını akıtırken,odanın kapısı açıldı.
Tuana korku dolu bakışlarıyla yanıma geldi hızlıca.

"Zerda.İyi misin güzelim?" Diye sordu terden alnıma yapışan saçlarımı çekerken.

"Kâbus..kâbus gördüm." Dedim zorla.Ayağa kalkıp odadan çıktı,çok geçmeden elinde su dolu bardakla geri geldi.

Suyu yavaşça içirdi bana,bir çocukla ilgileniyor gibi davrandı.Konuşmadan saçlarımı okşadı şevkatle.Bir süre sonra gözlerim kapanırken,o hâlâ yanımdaydı.
Biraz daha bekledikten sonra kapının sesini duydum.

Hayatın akıp gittiğini seyrederken,acıların aslında bizimle kalmadığını ama bizim bir parçamız olduğunu anladım.Acı geçmiyordu
sadece zamanla alıştırıyordu insanı.
Bizi;bizden bir parça olduğuna inandırıyordu.

Ellerimi bacaklarıma dolamış,yatağın başlığına yaslamıştım bedenimi.Bu,bana o harabe yerde geçen günlerimi anımsatıyordu.Ben aynı bendim.Zaman ve mekan farklı olsa bile,ben aynıydım,acılarım aynıydı,yaralarım aynıydı.

VİSÂL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin