BÖLÜM 19

114 11 122
                                    

"Çünkü hayat;birinin tüm kalbiyle
senin yanında olduğunu bildiğinde
güzelleşiyor.."

Can Yücel

❤️

Leyla Bozkurt;

"Kesin yolda otobüsü durdurup,özellikle beni alır götürürler değil mi anneciğim?" Dedim telefonda başıma gelebilecek her şeyi sayan anneme."Ama bir tek beni,yalnızca beni.Bir sürü insan içinden sadece beni kaçırırlar." Diye ekledim.

"Dalga geçme anneyle,terliğimi uçururum şimdi oraya görürsün haa." Dedi canım annem.

Abimlerin yanına gitme çabasındaydım ama annem sanki otogarda darlamamış gibi, biraz da yolda darlayayım şunu demiş ve aramıştı.Yola çıkmadan önce söylediği ne varsa,aynılarını şimdi de tekrarlıyordu.

"Ne! Dalga geçmek ve ben mi? Ayrıca ben o terlikten kurtulmak için gidiyorum anne hatırlatırım." Sesimin dozunu kaçırdığım için,ünlü bir sanatçı gibi bütün gözler üzerimdeydi şu an.

Ne var canım,ben de kendimce ünlüyüm.

Gözlerimi hayranlarımdan- ay pardon otobüs sakinlerinden çekip yolu izlemeye koyuldum."Abin beni aratmaz orada haberin ola..Neyse kapat hadi işim var benum." Dedi ve telefonu kulağıma kapattı. Görüntülü konuşmadığımız için yüzüme kapatamamıştı. Onu da zevkle yapardı da neyse.

Abimin haberi olmadığı için kendi başıma gitmem gerekiyordu lojmana.Süpriz yapmak değildi amacım.Beni otogardan alması için emir verecektim ama telefonu açmamıştı.
Şansını kaybetmişti,yapacak bir şey yoktu.
Görevda olduğunu düşünerek üstelemedim tabii ki. Ne kadar iyi bir kardeşim ya.

Boynumda asılı olan kamerama bir şey olacak korkusuyla uyuyamamıştım da zaten.
Aklıma kameramı alması için abime ne kadar dil döktüğüm gelince uyumamak kesinlikle doğru bir fikir diye düşündüm.

Otobüsün sarsılarak durması ile,ön koltuğa çarpmaktan son anda kurtulmuştum.İleriye bakarak ne olduğunu anlamaya çalıştım.
Herkes benim gibi şaşkın görünüyordu.

Şoför indikten bir süre sonra kapılar açılmış içeriye yüzleri maskeli adamlar girmişti.
Sırayla herkesin kimliğine bakmaya başladıklarında, itiraz etmek üzere ayaklandım.Kimse neden karşı çıkmıyordu bunlara?

"Hayırdır kardeşim ya! Dağ başı mı burası?" Diye bağırdım.Adamlar camdan dışarı baktığında birisi cavapladı sorumu.

"Dağ başı." Safça konuşması sinirimi bozmuştu.Ben bilmiyordum sanki dağ başı olduğunu!

"Sen kimligini ver bakayım hele." Diye atıldı bir başkası bozuk türkçesiyle.

Ay hoşt,kimliğimi istiyor bir de. Salak!

"Uza kardeşim.Sana verilecek kimlik mimlik yok bende." Diye baş kaldırdım.Sert adımlarla bana doğru yürüdüğünde,elbette karşılık vermek üzereydim.Yanımda ki teyzeyi aşmam gerekiyordu öncelikle.

"Ya teyze bütün havayı bozdun ama ya." Kısa süren isyanımdan sonra çıkabilmiştim.
"Havanı yesinler senin kızım..Torunuma alacağım seni." Dediğini işittim teyzenin. Dişleri olmadığından anlamam zaman almıştı."Yani teyze kaç saattir yoldayız yeni mi geldi aklına torunun.Bir fotoğraf gösterirdi insan." Evet bu sırada adamlar bizi izliyordu. Çok güzel,bölmeyin konuşmamızı. Adam olun.

"Kesin kes bu gızdır aradıgımız ha. Alın şunu." Diye emir verdi diğerlerine."Pardon. Aradığımız derken..Yani benim gibi birini herkes ister ama,aramak falan.Ne bileyim değişikmiş." Dedim dalgaya vurarark.
Altıncı hissim bayağı kuvvetliymiş benim ya.
Otobüsü durdurdular,beni alacaklar..sadece beni.Yalnızca beni.Bir tek beni.

VİSÂL Where stories live. Discover now