BÖLÜM 14

153 13 37
                                    

"Sen hayatımda hatırı sayılır
tek konuydun."

Stefan Zweig

🩷

Göktuğ BOZKURT ;

Gözlerimizin birbirine denk düştüğü o an, anlamıştım kaderimizin bir yazıldığını.

O gözlerde kendimden bir parça gördüm,ben o gözlerde evimi gördüm.Hayatım boyunca bir kez bile başıma gelmeyen ve gelmeyeceğini düşündüğüm o şeyi yaşadım.

Aşk: Bu kelimenin tanımı vatan'dı benim için. Meğerse aşk o'ymuş,onun varlığıymış.
Aşk,onun gözlerinde saklıymış.

Zerda; Altın gibi sarı,kayısı çiçeği. Kayısı çiçeğim.

Göktuğ; Gökyüzünün sancağı demekti. O benim sancağımın hükümdarıydı.O benim göğümü delip geçen kayısı çiçeğimdi. O benim gönlümde taht kuranımdı.

Hiç ummadığım bir anda,beklemediğim bir zamanda karşıma çıkarmıştı hayat onu. Bu denli içime işleyeceğini bilemezdim. Zamanla her şeyim olmdu.Vatanım oldu..

Şehit olmak istedim hep.Ama Allah şahit ya, gözlerinde biraz daha kaybolup gitmek için,
o güzel yüzüne biraz daha dalmak için bunu artık o kadar çok istemiyorum. Kader de yazılana karşı çıkılmaz elbet,ama sen; bana onunla geçireceğim bir ömür nasip et Allah'ım.

"Komutanım seni bekliyoruz hadi." Diye bir ses işittim,bu ses Toprak'a aitti.Akif'in nişanı için bir oyun havası öğrenmeye çalışıyorduk.
Dinlenmek için oturup kaldığım koltukta aklımdan bir sürü düşünce geçince de  unutmuştum onları.

Ayaklanıp yanlarına ilerlediğimde hepsi yerini almış,benim de yerime geçmemi bekliyordu."Hele şükür." Diye mırıldanan Akif'in ensesine bir tokat yapıştırdığımda, elini uzatmış çakmamı bekleyen Tufan'a ilişmişti gözlerim.

Akif'le didişmek,saçma bir şekilde hoşuna gidiyordu.Gözlerimi devirip olduğum yerde beklerken,o da aynı hareketi yaptı.

Müzik başladığında Akif'in kafamıza soka soka öğrettiği hareketleri yapmaya başladık.

"Olmuyor abi olmuyor.Daha çok çalışmamız lazım." Arkasına dönüp yüzümüze konuştu.

"Bir günde anca bu kadar.İşine gelirse." Dedi Tufan ona meydan okuyarak. "Ayrıca küçücük yerde olacak iş mi bu?" Dedi ama cevap alamadı.

"Olmayan tam olarak ne komutanım?" Diye soran Tuğrul iyi bir noktaya değinmişti.

"İlerlememiz lazım bu hareketi yaparken."
Yakınmaları bitmezken konuştum.
"İlerliyoruz ya." Fısıtıma kulak vermeyip aynı şeyleri tekrar etmeye başladı.

"Bakın,sol ayağınız ileri,diğer ayağınız da sağa sola hareket edecek." Hepimizin  yüzünü tek tek inceleyip,anlayıp anlamadığımızı çözmeye çalıştı.

"Anladık arkadaş ya,niye mala anlatır gibi anlatıyorsun." Diyen Cihan kollarını göğsünde bağlamış ters ters bakıyordu.

Akif daha cevap veremeden kapı açıldı.İçeri giren Serkan'dı.

"Oo ekip toplanmış bakıyorum." Diye giriş yaptı.Uzun zamandır görevde olduğu için onunla pek görüşemiyorduk ve özlemiştik de.İstihbarattan sorumlu olduğundan dolayı sürekli yeni bir görevdeydi.

VİSÂL Where stories live. Discover now