3.3

37.5K 2K 1K
                                    


Sizi hemen bölüme alıyor ve oyalamıyorum.

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin biliyorsunuz bir sonraki bölümüzün geliş tarihini erkene çeken en önemli etkenler..

Bir de bölüm sonunu okursanız sevinirim ✨

Bir de bölüm sonunu okursanız sevinirim ✨

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


***

Ömerden

Bitmişti.

Her şey başlamadan bitmişti sanırım. Öyle değil mi?

Bitiren bendim. Biliyordum. Onu arkamda göz yaşları eşliğinde bırakmak o bıçak yaralarını almaktan bile çok acıtmıştı. Bembeyaz yüzünde akan gözyaşlarının sebebi benim olduğumu bilmek gerçekten de acıtıyordu.

Abisi haklıydı. Ben ona kaostan başka bir şey veremezdim. Ada gibi kızlar benim gibilerle olmamalıydı. Bir kere o çok narindi. Yandığı gün teni nasıl da kıpkırmızı kesilmişti. Bembeyaz olan teni Ada'nın dalga geçtiği gibi pancara dönmüştü. Onu kucağımda taşıdığımda harıl harıl aradığım Ada'nın o olduğunu bilmiyordum. Ama o dalga geçse de onun canı yandığı kadar benimki de yanmıştı.

O gün maçta Ada Ertürk'ü nasıl da o sanmıştım ama...

Aptallıktı. İkiside birbirinden o kadar farklılardı ki bunu aslında Ada Ertürk'e baktığınız ilk anda bile anlayabilirdiniz. Bir kere birisi gece gibi simsiyah saçlara ve esmer tene sahipken diğeri Güneş gibiydi. Güneş kadar parlak ve güzel. Gülüşü öyleydi mesela. Ben ona her yaklaştığımda titreyen bedeni vardı. Utanınca kızaran yanakları. Bazen benimle inatlaşınca gelen asabiliği. Her şeyiyle Adaydı. Bana gecenin üçünde mesajlar atıp neredeyse sinir krizleri geçirmeme neden olacak olan Ada.

O gün, sonunda ona bir adım atabilmek için koridorda itiraf etmiştim. Bu hissettiklerim normal arkadaşça hisler değildi. En başta evet gerçekten de arkadaşımdı. Mesajlaşmalarımız sarıyordu. Kafa dağıtıyorduk. Onu bulmaya çalışmamsa kesinlikle benim sabr edemediğim ancak vazgeçmek bir yana, her geçen gün daha da hırslandığım bir oyundu aramızda. Güven veriyordu. Bedeninden huzur yayılıyordu. O taze bahar kokusu bana 'ev' gibi hissettiriyordu.

Benim aksime.

Sağlıklı bir ailede büyümüştüm. Kimilerine göre bazı noktalarımız sağlıksız gelebilirdi ama iyi bir dikiş tutturabildiğimizi düşünürdüm çoğu zaman. Süha abim benden neredeyse on yaş büyüktü. Bu yüzden kendi aramızda çoçukça kavgalarımız olmazdı. Olmazdı çünkü abim bana abilikten çok babalık yapmıştı. Kendisini bana karşı hep borçlu hissettiğindendi.

Abimle aramızda bu kadar yaş farkı olmasının bir nedeni vardı elbetteki. Annemler beni zamansız bir çoçuk olarak yapmamışlardı. Aksine tamamen planlı bir bebektim. Hatta öyle planlıydım ki doğumum bir amacı vardı.

Gecenin Ucunda |  TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin