En yakın arkadaşının hattını değiştirmesi sonucu, ona yeni numarasından mesaj atmaya çalışan Ada, aslında mesajı attığı kişinin bir yıldır hoşlandığı, okulun basketbol takımının kaptanı olduğundan habersizdir.
17.01.24
*ilk kitap illaki ufak tefek...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Love me like a desert rose Hold me like you can't let go Keep me safe when I come home
***
Pazartesi gününe gözlerimi onlarca bildirimle açtım. Hepsi Ömerden olan onlarca bildirim.
Şaşırtıcı.
Ama gerçek.
Ömer: Günaydınnn
Ömer: Uyandın mı?
Ömer: Saat kaç oldu uyuyor musun hala?
Ömer: Hafta sonu uykusuz kaldıysan demek :))
Ömer: Bak derse de geç kalacaksın.
Ömer: Seni almamı ister misin?
Ömer: Otobüsle gelme şimdi sabah sabah
Ömer: Hava da yağmurlu ıslanırsın.
Ömer: Uyanınca haber ver ben gelip alırım seni.
Ada: Uyandım.
Ömer: Günaydın sonunda.
Ömer yazıyor...
Ada: Sakın gelmeye kalkma Ömer!
Ömer gördü. Çevrimiçi.
Ada: Abim hala evde seni görmesin.
Ömer: Tamam sen çık dışarı ben seni aşağı taraflardan alırım.
Ömer: Abinin ruhu bile duymaz.
Sen öyle san. O yeşil gözlerinin içinde yatan kurmazlığı bir ben bilirim. Seni değil görmek kokunu alarak bile şecereni ortaya dökebilir kendisi diyemedim tabii.
Ada: Bu havada kendisine beni okula bırak diye yalvarmazsam anlar.
Ömer: E ama otobüsle gidiyorsun sen normalde.
Ada: Ömer sen beni niye otobüse biniyorum sanıyorsun?
Ömer yazıyor...
Ada: Hayır maalesef bana araba almıyorlar henüz :(
Ömer çevrimiçi.
Ada: Abime her sabah yaptığım 'beni okula götür' yalvarışlarım cevapsız kalıyor diye otobüslerde sürünüyorum.
Ada: Ona ısrar etmediğim zaman anlar her şeyi.
Ömer: Ben şimdi seni hiç okula götüremeyecek miyim?
Ömer: Birlikte gideriz diye düşünmüştüm.
Çok tatlısın. Yerim. Ama ikimizin de uzun yıllar yaşabilmesi için bazı şeylerden feragat etmesi gerekiyor. Mesela seninle olan araba yolculuklarından. Özellikle senin arabandan.