3.Bölüm

90 65 18
                                    

"Zaman denilen kavram insanlar ve kelebekler için farklıydı. Aynı olan tek şey saatti..."

Gözümü açtığımda bir yaprağın üstünde uzanıyordum. Ben ne yaşamıştım az önce. Neyse ki her şey normale dönmüştü. Artık dışarıdaydım. Uçmaya hazırlanacağım esnada kanatlarımın olmadığını fark ettim. Ama bu nasıl olurdu. Az önce kanatları olan bir kelebektim. Şimdi ise daha kanadı oluşmamış bir tırtırım. Bu çok saçma.
Değişimin sebebi neydi hisler mi, yanılsamalar mı, yoksa teselliler mi?
Ne yaşıyordum ben. Bir saat sonra kanatlarım oluşurdu. Ama ben bunu zaten yaşamıştım. Niye tekrar kanatlarım oluşuyordu anlamıyordum.
Kuş sesi duyduğumda buranın hiç güvenli olmadığını anlamıştım. Hızla olduğum yerden sürünerek bir ağaç kabuğunun içine girdim. Burası daha güvenliydi. Az önce sesini duyduğum kuş uzaklaşmış olmalı ki sesi gitmişti. Ne yapacaktım şimdi. Kanatlarım çıkmalıydı. Yoksa burda diğer hayvanlara yem olup ölücektim. Tam her şey düzelmişti. O odadan çıkmıştım. Ama şimdi daha belbat bir haldeyim. Sanki ben her yaşadığımın bir üst halini yaşıyordum. Ben ne zaman bu çok kötü desem daha kötüsü oluyordu.Artık kelebek olmak beni korkutuyordu.Kelebek olmak böyle bir şeymiş demek ki. Bir bilinmezlikmiş. Yorgunluğumu üstümden atmak için biraz uyumam gerekti. Gözlerimi sıkıca kapattım.
....
"Sana inanamıyorum Aggef zamanın yok ve sen uyuyorsun. Hadi uyan."

Sarsılmanın etkisiyle yerimden sıçradım. Gördüğüme ve duyduğuma inanamıyordum. Bu Hinzlaydı. Ve benim kanatlarım vardı. Ne olduğunu anlamıyordum. Saate baktım saat 13.00 bu nasıl olurdu. Saat geçiyor ama zaman durmuş gibiydi. Hinzla bir cevap bekliyordu. Ama benim verebilecek bir cevabım yoktu.
"Sen iyi misin Aggef."
Ne diyeceğimi bilmiyordum.Ben iyi değildim.
"Ölüceksin diye korkuyor musun?"
Kanatlarımı oynatıp ona baktım daha iyi görünüyordu. Ya da bana öyle geliyordu.
"Sanırım ölmemekten korkuyorum Hinzla."
Hinzla şaşırmış gibiydi. Söylediğimi anlamadığı gibi üstünde de durmamıştı.
"Aggef ben sana adımı söylemedim. Nerden biliyorsun adımı?"
Dahada tedirgin olmuştum. Bu nasıl olur Ben bu kızın adını nasıl öğrenmiştim. Ve bu odaya nasıl girmiştim. Ben en son bir tırtırdım. Şimdi ise bir kelebeğim. Üstelik insanla konuşan bir kelebeğim.
" Bak Hinzla ben hiçbir şey bilmiyorum. Yani senin adını nerden biliyorum onu da bilmiyorum.Ben bir hayalim. Evet senin kurduğun bir hayal."
Ne saçmalamıştım böyle. Hayal de nerden çıkmıştı. Ben bu kızla nasıl konuşuyordum.
"Biliyorum zaten sen bir hayalsin."
Hinzla benden uzaklaşıp, koltuğuna oturdu. Hemen eline mavi kalemi alıp bir şeyler çizmeye başladı. Acele eder gibiydi. Çizerken bana bakıyordu. Ne çizdiğine bakmak için ona yaklaştım. Beni çiziyordu. Bu daha önce olmuştu. Yani Hinzla beni daha önce çizmeye başlamıştı hatta yarım kalmıştı. Ben bunları nerden hatırlıyordum. En son biraz dinlenmek için uyumuştum bir tırtıldım ben.
"Bazen ne düşünüyorum biliyor musun Aggef."
"Ne düşünüyorsun?"
Elindeki mavi kalemi bırakıp pembe kalemi aldıktan sonra bana uzun uzun baktı. Gözleri anlamsızca dolmuştu.
"Bugün hiç bitmeseydi nasıl olurdu acaba diye düşünüyorum"
"Neden senin için bu kadar önemli ki bugün?"
Bakışlarını benden çekip resme odaklandı.
"Ölüceksin Aggef. Kendini kandırmayı bırak. Sen bir kelebeksin."
"Yanılıyorsun Hinzla ben senin uydurduğun bir hayalim."
Açık olan cama baktım. Bu cam ne zaman açılmıştı. Kanatlarım benden bağımsız bir şekilde hareket edip cama doğru uçmama neden olmuştu.
"Hinzla yardım et bana ben o karanlığa gitmek istemiyorum."

"Üzgünüm Aggef bir tek  karanlığa engel olamıyorum yani hayal kurarken.Aslında karanlığa kimse engel olamaz. Ama sevgili dostum unutma bu hayal ortak bir hayal. Belki karanlığa sen engel olup yeniden beni bulursun. Unutma resmin yarım kaldı. Bir an önce gel."
Karanlık beni içine çektiğinde yine aynı sesi duydum.
"saat 13.20 zaman tükeniyor Aggef. Hadi uç artık.."

Kelebek Sırrı Where stories live. Discover now