4.Bölüm

80 66 7
                                    

"Savunmasız olduğum anda bir güç belirdi içimde, onu sen mi yaptın?"

Yapraklar rüzgarın etkisiyle çok yüksek sesler çıkarıyor sanki bir şeyler anlatıyor gibiydiler. Aslında ne kadar anlasalar da anlamamız imkansızdı.
Gözlerimi açtığımda ağaç kabuğunun içinde sıkışmış bir pozisyondaydım. Kanatlarım nihayet oluşmuştu. Ama az önce yaşadıklarım bir rüya değildi artık buna emindim. Başka bir kelebek bulup onunla konuşmam gerekti. Belkide bu yaşadıklarım normal şeylerdi.
Hızla kanatlarıma zarar vermeden ağaç kavuğundan çıktım. Güneş hala parlak olduğuna göre zamanım vardı.
Kanatlarımı harekey ettirip uçtum. Sanırım kelebek olmanın tek iyi yanı uçabilmekti.Ha bir de size hayranlıkla bakan insanları görmek. Bir yaşlı nenenin hayranlıkla bana bakışından sonra az ileride bir kelebek görmenin sevinciyle hızımı arttırdım. Kelebeğin yanına vardığımda beni umursamadığını sezmiştim ama onunla konuşmam şarttı.
" Merhaba ben Aggef. Sana bir şey sorabilir miyim?"
Tuhaf görünen kelebek yediği şeyi yutup bana baktı.
"Sor."
Bu gerçekten egoist bir kelebekti.Hayır yani zaten ölüceksin bu neyin havası.
"Ben bir insanla konuştum, sonra kelebekken tekrar tırtır oldum. Bunları sen de yaşadın mı?
Bana uzun uzun baktıktan sonra gülerek konuşmasını sürdürdü.
" Sen kafayı mı yedin bunları hiçbir kelebek yaşamıyor tabi ki.Git hadi başımdan."

Ordan uzaklaştığımda bunların bir rüya olduğu kanısına vardım. Ben sıradan bir kelebektim. Hepsi bu kadardı. Hinzla diye biri yoktu. Etrafıma baktım bir gurup karınca beni görünce hızla kaçıştılar. Ben  de bir gurup kuş görünce hızla o bölgeden uzaklaştım. Herkes birbirinden kaçma halindeydi. Bu bir düzen gibiydi. Anlamsız ama gerekli bir düzen.

Kelebek Sırrı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin