11.Bölüm

44 24 28
                                    

"Cesaret neydi korkusuz olmak mı? Bir uçurumdan atlarken ellerinin dahi titrememesi miydi?"

Karıncalar bana şaşkın şaşkın bakıyorlardı. Ben ise robot gibi öylece durmuştum.Etrafa baktım ben yerin dibindeydim. Karıncalar burda nasıl yaşıyorlardı?

Sanırım bunu düşünmenin zamanı değildi. Birazdan ölebilirdim. Üzerindeki şoku atlatan kocaman karınca konuşunca epey tedirgin olmuştum.
"Hey sen buraya hangi cesaretle geldin?"
Bunu söyledikten sonra bütün karıncalar bana gülmeye başlamıştı. Ben ise ne yapacağımı bilmiyordum. Gülmekte çok haklılardı. Bir kelebeğin karınca yuvasında olması çok gülüç bir durumdu.
İçlerinde çokta büyük olmayan diğer karınca konuşunca gülmeyi bıraktılar.
"Sanırım bu kelebek zekasız, buraya gelmek aptallık olur."
Diğer karıncalar yine gülmüş lerdi. Ne yapmam gerek hiç bilmiyorum. Bu durum beni aşıyordu.

Hinzla'nın söylediklerini aklıma getirmeye çalıştım. Şöyle söylemişti;
'Çıkmazdaysan düşmanlarınla dost olmalısın.'
Bu doğru olabilirdi ama ben karıncalarla nasıl dost olabilirdim ki?
Bizler farklıydık, onlar beni yiyerek beslenirlerdi. Ve sayıları çok fazlaydı. Kelebek ve karıncalar her zaman birbirlerine düşman olmuşlardır.

Tam umudumu kaybetmişken aklıma bir şey geldi. Benim buraya gelmemi cesurluğa bağlamışlardı. Duruşumu düzeltip bir korkusuz gibi konuştum;
"Sevgili karınca kardeşlerim, ben buraya ne kadar cesur olduğumu kanıtlamak için geldim."

Bu söylediğimden sonra aralarında fısıldaşarak konuşmaya başladılar. Bu konuşmaları bozan ise büyük karınca oldu. "Hey susun."
Herkes onu dinleyip susmuştu. O ise bana bakıp alaylı bir ses tonuyla konuştu.
"Peki madem Cesur olduğunu göstermeye geldin o zaman bir oyun oynayacağız eğer bu üç aşamalı oyunu geçersen sana zarar vermeyiz."

Nasıl bir oyun oynayacaktım bilmiyordum. Ama burdan çıkmanın tek yolu bu üç aşamalı oyunu geçmemdi. Ve bende tüm korkularıma rağmen Cesur rolü oynayarak bu oyunu oynamayı kabul ettim.
...
Oyundu kurulmuş ve başlamak üzere büyük karıncanın emrini bekliyorduk.
1.oyun kim daha Cesur?

Çok büyük olmayan karınca konuşunca ona odaklandım.
"Ben Bibo bu oyun en Cesurun kim olduğunu belirlediğimiz oyun olacak. Adaylar Yaşlı dede karınca ve Aggef."
Karınca konuşmasını bitirince yaşlı dede karınca beklediğimin aksine gerçekten yaşlı biriydi. Bu çok saçma neden benim karşıma yaşlı bir karınca çılarmışlardı? Bu bir cesurluk oyunuydu onu yenmem daha kolay olmaz mıydı?

Kara bir bulutun içine hapsolduğumda bi an oyunun hepten bitmiş olmasını istedim. Ama bu sanırım pek mümkün değildi.

...
Gözümü açtığımda Hinzla çiçeğine su veriyordu. Onu çok sevdiği yapraklarını öpmesinden belliydi.  Fakat bu kadar sevilen bir çiçek nasıl olur da hiç çiçek açmaz ve yaprakları neden  solgundur  anlayamamıştım.

Hinzla beni görünce çiçeğine hüzünle bakıp bana doğru yürüdü. Tam yanıma gelip beyaz koltuğa oturunca gözleri  uzaklara dalıp gitti. Sanki birilerini bekliyor ama kimsenin gelmiyeceğinden de emin gibi bakıyordu.
"Aggef çiçeğimi beğenmedin galiba?"
Hinzla sessizliğini bozunca korkularım da gitmişti. Onunla konuşmak en güzel şeydi. Bana bakıp ilk kez gülümsemişti. Bu an hiç bitmesin isterdim. Sanki gülmek en çok sevgili dostum Hinzla'ya yakışıyordu. Sanki gülmek onunla var olmuş gibiydi. Sanki gülmeyi en çok o hakediyormuş gibiydi.

"Hinzla senin çiçeğin biraz hasta gibi. Belki de yeni bir çiçek ekmelisin."
Hinzla çiçeğine bir kez daha bakıp sonra gözünden akan yaşı sildi. Onu üzmüş olmalıydım.
"Aggef bu çiçek çok cesur."
Bir çiçeğin Cesur olama durumu bana ilginç gelmişti. Çiçeğin yaprağına kondum ve inceledim. Damarları siyahlaşmıştı, yaprakları sararmış ve bir tane bile çiçeği açmamıştı.
"Hinzla Cesur olduğunu nerden anladın?"
Hinzla sorduğum soruya sevinmiş gibiydi. Sanki beklediği bir soruydu.
"Cesur olmasının sebebi merhameti."

Bu çok garip bir cevap olmuştu. Merhamet ve cesurluk doğru orantılı mıydı?

"Nasıl yani Hinzla?"
Hinzla bana çiçeği daha iyi kontrol etmem gerektiğini söyleyince, ben de her ayrıntısına dikkatlice baktım. Sonra bir şey fark ettim. Ve gerçekten de asıl cesurluk merhametmiş bunu anladım. Artık birinci oyuna hazırdım.

SEN Cesur hissediyor musun? Ya da şöyle söylüyeyim Merhametli misin?
Bunu anlamanın tek yolu kalbine sormak....

Kelebek Sırrı Where stories live. Discover now