*Finale*

2.2K 168 56
                                    

Bu final için üzgünüm. Ama size devam ettiremeyeceğimi, sona bağlayacağımı, artık yazamayacağımı söylemiştim. Ve hikayede seks yaktıkları anı anlatmadım. Çünkü bu anı LOTNO hikayeme saklıyorum. Şimdiye kadar, hiçbir hikayemde tamamen bir cinsel birliktelik yaşadıkları an yazmadım. Bunda da cüret edemedim kusura bakmayın. Zaten mükemmel bir final değil, okuduğunuzda anlarsınız. Ama yine de, umarım beğenirsiniz. Ve bu hikaye boyunca, her daim yanımda olduğunuz için teşekkür ederim. Sizi seviyorum. Hoşça kalın.

Final bölümünü, hikayenin ilham ışığı olan Damla'ya ithaf ediyorum. O, bu hikayenin bana kazandırdığı en güzel şey. Ve hep öyle kalacak. 

Şafak vaktiydi.

Gökyüzünü hoş bir kızıllık sarmış, odanın içine vuruyordu. Yatakta, Zayn'in gömleğiyle otururken dışarıyı izliyordum. Üzerimdeki gömleği, ondan çaldığım ilk kıyafet değildi. Onun kıyafetlerini giymeyi seviyordum. Fakat bu seferki, bana komik hissettirmiyordu. Garip hissettiriyordu.

Seviştikten sonra adamın gömleğini giyen kadınları hiç anlamamıştım. O durumda olsam da, yine anlamıyordum. Bu gömleği giymiştim, çünkü gömlek güzeldi. Ve o gibi kokuyordu. Başka bir açıklaması yoktu.

Bakışlarımı yatağıma çevirdim. Zayn, çıplak vücudu çarşaflara sarılı bir şekilde uyuyordu. Uzun kirpikler, elmacık kemiklerini gölgeliyordu. Saçları darmadağınıktı. Ama bilirsiniz, o yine güzeldi.

Gözlerini açıp bana baktığında, yüzünde hoş bir gülümseme belirdi. Doğruldu ve yanağıma bir öpücük bıraktı. "Uyandın ve beni izliyorsun, öyle mi?"

Omuz silktim ve cevap vermedim. Konuşmaya niyetim yoktu. Dün hayatımın ilk seksini yapmıştım ve o kadar çok çığlık atmıştım ki, boğazımın patlamadığına şükrediyordum.

"Sebastian," diye fısıldadı. Çenemi tutup ona bakmamı sağladı. "İyi misin sen?"

"Bence," dedim. Boğazıma bir ağrı saplandı. Sesim kısılmasa iyiydi. "Artık gitmelisin."

Kaşlarını kaldırdı. "Beni kovuyor musun?"

"İstediğini aldın." Bakışlarımı kaçırdım. "Beni elde ettin. Kaba tabirle, beni becerdin. Şimdi için rahattır. Gidebilirsin. Yalancı bir hassasiyet göstermeni beklemiyorum senden."

"Cidden böyle mi düşünüyorsun?" diye öfkeyle soludu. Gözlerinden ateş saçıyordu sanki.

Kafamı salladım. "Böyle düşünüyorum, çünkü böyle olduğunu bana sen söyledin."

"Sana dediğim tüm sikik cümleleri unut Sebastian. Yalan söyledim. Aramızdaki şey, bu çok farklı... Senin ve benim aramda olan cinsel çekimden çok daha farklı bir şey."

"Beni yine bırakıp gideceksin Zayn. Hep öyle yaptın. Şimdi niye açıklıyorsun? Niye yanımda durmaya çalışıyorsun?"

"Sen aptalsın," diye bağırdı. "Seni sevdiğimi göremiyor musun?"

Sustum. Sustuk. Gözlerimi büyüttüm. Bu, bana beni sevdiği ile ilgili bir şeyler söylediği ilk andı.

Dudağıma bir öpücük bıraktı. "Seni seviyorum."

Bu da, bana doğrudan "seni seviyorum" dediği ilk andı.

"Ne?" dedi gülerek. "Bana yumruk atmayacak mısın?"

"Sevgilin?" diye sordum. "Kıçına tekme mi atacaksın onun?"

"Çoktan attım bile." Kendini yatağa bıraktı ve beni de beraberinde çekti. Çıplak göğsüne düştüğümde, belimi kavrayıp beni iyice kendisine yaklaştırdı.

"Yanımda olduğun sürece, sen ve ben dışında bir şey düşünmek istemiyorum Sebastian. Geri kalan her şeyi sonraya bırakacağım."

Kolumu bedenine sardım. Bir şey demedim.

"Benim kıyafetlerim sana cidden çok yakışıyor," dedi gülerek. "Sanırım ortaklaşa bir dolap kullanmalıyız."

"Boğazım ağrıyor aptal, beni konuşturma." Ofladım.

Kahkaha attı. "O çığlıklardan sonra, normal kalması tuhaf olurdu asıl."

Kafasına vurdum. "Sus."

Ağzının fermuarını çekiyormuş gibi yaptı ve hayali fermuarı gelişigüzel fırlattı.

Gülümsedim. O buradayken her şey güzeldi. Biz birlikteyken, her şey güzeldi. Mutluydum. Mutluyduk.

Ve geriye kalan hiçbir şeyin önemi yoktu.

I Know You Want MeNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ