*4* Mine

2.8K 197 29
                                    

Zayn araba sürmeyi biliyor arkadaşlar... Yani en azından benim hikayemde :)

 "Zayn?" dedim kaşlarımı kaldırarak. "Burada ne işin var senin?"

Bana hiç bakmıyordu. Emmett'a odaklanmıştı. Yüz hatları kasılmış, çenesi gerilmişti. Dudağının bir köşesi seğirdi. "Böldüm mü?"

Emmett, gözlerini Zayn'in korkunç bakışlarından çekti ve bana döndü. "Bu Doniya'nın erkek kardeşi değil mi Seb?"

"Bu soruyu yanındaki kıza değil bana sorman gerekirdi. Her neyse. Arkadaşınla bizi tanıştırmayacak mısın Seb?" dedi Zayn. Sesi sorar gibi çıkmıştı ama ben altında saklanmış emir cümlesini hemen yakalamıştım.

"Zayn, bu Emmett," dedim kısaca. Emmett donuk bakışlarla Zayn'e bakıyordu. "Ve Emmett, bu da Doniya'nın erkek kardeşi Zayn."

Emmett gözlerini kıstı. Zayn'le birbirilerinden hiç hoşlanmadıkları bin kilometre öteden anlaşılabilecek cinsteydi. "Sen zengin çocuklarla takılmıyordun mu en son? Seb'in yanında ne işin var?"

Zayn bakışlarından taviz vermedi. "O benim ablamın arkadaşı. Kimin yanında durup durmayacağım seni ilgilendirmez... Edd."

"Adım Emmett," diye düzeltti Emmett. "Ayrıca, Seb ile takılacaksan bu beni ilgilendirir. O... O benim arkadaşım. Gidip o zengin züppelerle takıl ve Seb'i rahat bırak."

Zayn, ben ne olduğunu anlamadan ayağa kalktı ve yanımdaki sandalyede oturan Emmett'ın yakasına yapıştı. Etrafa baktığımda, kantinde oturan herkesin bakışlarını bize çevirdiğini gördüm.

"Bir daha işime burnunu sokarsan seni çok fena yaparım Ten!" diye bağırdı Zayn. Emmett, Zayn'in ellerini yakasından ittirdi ve ayağa kalktı. "Benim adım Emmett!"

"Adının ne bok olduğu umurumda değil!" diye kükredi Zayn. Duruma hemen müdehale etmeliydim yoksa bunlar birbirini döveceklerdi.

Sandalyemden kalkıp aralarına girdim. "Niye böyle yapıyorsunuz? Sakin olun biraz. Zayn! Emmett!"

Zayn beni kolumdan tuttuğu gibi sandalyeye itti. Emmett ve Zayn bakışlarını bana çevirip aynı anda "Sen karışma," diye kükrediler. Tekrar birbirlerinin gözlerini içine bakınca Zayn derin bir nefes verdi. "Sana sadece bir kez söyleyeceğim. Sebastian'dan uzak dur. Benden de öyle."

Zayn koluma yapıştı ve beni düştüğüm sandalyeden kaldırıp kantinin çıkışına doğru çekmeye başladı. O sırada Emmett Zayn'i durdurdu. "Durmazsam ne olur?"

Zayn kolumu bıraktı ve hızlı adımlarla Emmett'ın yanında bitip suratına yumruğu geçirdi. Ben ağzım açık onu izlerken, ilk defa bu kadar çaresiz kaldığımı fark ettim. Doniya nerelerdeydi acaba? Ve bu sersem ne halt yemeye çalışıyordu?

"İşte bu olur piç kurusu!" diye korkutucu bir sesle kükredi Zayn. Emmett yerdeydi ve Zayn gerçekten ona sağlam bir yumruk geçirmişti. Ben olanların şoku ile donup kalmışken, sıcak parmaklar kolumu kavradı. "Gidiyoruz."

Beni çıkışa doğru sürükledi. Kolumu o kadar sıkıyordu ki onu ne kadar durdurmaya çalışırsam çalışayım, başarılı olamıyordum.

Okul çıkışına vardığımızda durdu ve bana alev saçan gözlerle baktı. "Ne? Ne? Ne? Ne istiyorsun Seb?"

Dudaklarımı birbirine bastırdım. Şu an itibariyle ondan gerçekten korkmaya başlamıştım. Bir anda, popo ovan çocuktan vahşi bir canavara dönüşmüştü. Eh, bu canavarın bazı çekici yanları vardı ama... Tanrım! Ne düşünüyordum ben?

"Onu neden dövdün?" dedim tereddütsüz bir şekilde. Bana tek kaşını kaldırarak baktı. "Yeterince açık değil mi?"

"Değil," dedim kısaca. Kalbim beynimi, benden uzak durmadığı için dövdüğü konusunda ısrarcı davranırken beynim bunu kabul etmemekte kararlıydı.

"Onu uyardım. Ama o salak gibi dediğimi yapmamayı tercih etti. Sana öyle bakan her erkeği sikerim. Belasını da, gelmişini de, geçmişini de... Hepsini sikerim."

"Nasıl bakıyordu ki?" dedim safça. Ben hiç gözlemleyememiştim. Hem neden benim için birini dövüyordu ki? Bu kötü çocuk tiplemeleri de neyin nesiydi?

Derin bir nefes aldı ve bıraktı. Gerilmiş yüz hatları biraz da olsa da yumuşamıştı. "Sahiden, erkeklerle takıla takıla bütün kız duyguların körelmiş senin."

Elini alnına vurdu ve bal rengi gözlerini gözlerime dikti. "Bu gerçekten çok seksi, Sebastian. Çok seksi."

Ağzım açılırken ne söyleyeceğimi düşündüm. Ne söyleyebilirdim ki? Adam benim için birini yumrukluyor, ve bana seksi diyordu. Sen de çok seksisin. Hadi gel sarılalım, diyecek halim yoktu ya.

"Şimdi," dedi. Kolumu tekrar sıkıca kavradı ve beni ilerideki siyah arabaya doğru sürüklemeye başladı. "Seninle bir işimiz var."

Arabanın kapısını açtı ve beni içeri itti. Ben koltuğa düştüğümde ise kapıyı sertçe çarparak kapattı. Kendisi de sürücü koltuğuna geçti ve arabaya çalıştırdı. Tekerlekler gıcırdadı ve araba yola fırladı.

Birkaç dakika sessizce durduktan sonra bakışlarımı Zayn'e çevirdim. "Nereye gidiyoruz Zayn?"

Bana cevap vermedi. Hiç sabırlı bir insan değildim. "Bana cevap verir misin? Nereye giidiyoruz?"

Yine cevap vermedi ve ben de onu kızdırmak için bir şeyler düşündüm. "Emmett en azından beni dinliyor."

Direksiyonu kavrayan eli sıkılaştı. "Siktiğim Edd'inden bahsetme bana! O şerefsizin adını ağzından duymayacağım. Senin ağzın sadece benim ismimi söyleyebilir!"

"Manyak mısın?" dedim. Hangi ara bu kadar egoistleşmişti? "Ağız benim değil mi? Kimin adını söylersem söylerim. Hem onun adı Edd değil, Emmett."

Arabanın ani bir şekilde fren yapmasıyla öne doğru savruldum. "Sikerim böyle işi! İn aşağı!"

Ben yerimden kıpırdamayınca arabadan indi ve benim kapımın önüne gelip açtı. Kolumu tekrardan kavradı ve beni arabadan çıkardı. Ona kötü kötü baktım. "Hayvan mısın Zayn?"

Söylediğime aldırmadı. Arabanın kapısını kapadı. Ardından bedenini bedenime bastırdı ve ben araba ile onun arasında sıkıştım. Kaşlarımı çatarak ona baktığımda yarım ağız gülümsüyordu.

"Ağız senin falan değil," dedi kısaca. Elleri kalçamı kavradı ve bedenini bedenime bastırarak beni daha çok sıkıştırdı. Gözlerine baktığımda, bal rengi gözlerinin koyu kahverengi olduğunu gördüm. Eliyle topuzumu tutturan tokayı çekti ve çıkardı. Saçlarım omzumdan aşağı dökülürken gülümsemesi gözlerine ulaşıp, derinleşti.

"Gerçekten, bana kafa tutmana bayılıyorum. Erkek gibi olmana da öyle. Bu... Bu çok seksi Sebastian," dedi nefesi yüzümü okşarken. Deniz ve çimen kokusu tekrar burnuma doldu. Çok güzel kokuyordu. Sadece o gibi kokan bir parfüm bile yapabilirlerdi.

Parmakları çenemi kavradı. "Seni bizim evde ilk gördüğümde de aynen bunu düşünmüştüm. Vahşi bir kaplan gibisin ve yaptığın her hareketle birlikte içimdeki kötü adamı ortaya çıkarıyorsun. Ben normalde çok kontrollü biriyimdir."

Nefesi yüzümü yalamaya devam ediyordu. Nane kokusu burnumu gıdıklıyordu. "Kızlar gibi giyinmiyorsun ve onlar gibi davranmıyorsun. Bir erkeğin şimdiye kadar sana dokunmadığına da bahse girerim. Ama ağzından bir erkek adı çıktığında deliriyorum. Ah, bunun açıklamasını kendime bile yapamıyorum. Beni nasıl bu hale sokuyorsun?"

"Zayn," diye mırıldandım. Onu üzerimden itmek istiyordum. Ama bir yandan bunu yapmak istemiyordum da.

"O ağızdan sadece benim adımı duymak istiyorum Seb," diye hırladı. Çenemi yukarı doğru itti ve gözlerimin içine derin bir şekilde baktı.

"Hayır," dedi. "O ağız benim."

Ardından dolgun dudaklarını usulca dudaklarıma bastırdı.  

I Know You Want MeWhere stories live. Discover now