I Know You Want Me

*15* Shower

Tam olarak 2148 sözcükten bahsediyoruz arkadaşlar. Hayatımda yazdığım en uzun bölüm! Bir sonraki bölüm için de çok hoş bir banyo sahnesi yazmayı planlıyorum. Anladınız siz onu xx Keyifli okumalar. Ayrıca lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin. Yeni bölümün erken gelemsini istiyorsanız, yorum yapın :D Sizi seviyorum.

Elimdeki limonata bardağını bir dikişte bitirdim. Bardağı masaya gürültüyle bırakırken, karşımdaki Doniya ve Thomas'ı dikkatlice süzüyordum. Doniya, Thomas'ın kolunun altına girmişti ve birbirlerine, ışıl ışıl gözlerle bakıyorlardı. Abim Thomas, Doniya ile çıkıyordu! İnanabiliyor musunuz? Bayağı bildiğiniz 'sevgili' olmuşlardı. Normalde onlar adına mutlu olmam gerekirdi ama şu sıralar, sevgililerden hoşlanacak havamda değildim. Onlar mutlu oldukları için mutluydum ama yine de sevgililerden hoşlanmıyordum. Çünkü her sarmaş dolaş bir çift görsem aklıma Zayn geliyordu. Beni bırakıp gittiğini hatırlıyor ve içimi büyük bir boşluk kaplıyordu. Ona öfkeli değildim. Gitti diye üzülmüyordum da. Boştum işte. Ne hissedeceğimi bilmiyordum. O gittikten bir hafta sonra okul yaz tatiline girmişti. Zaten son günlerde çok uğramadığım üniversite biri öylesine bitirmiştim. Umurumda değildi. Benim daha büyük sorunlarım vardı.

"Seni seviyorum elma şekerim," dedi abim Doniya'nın burnunu sıkarak. Doniya da kıkırdayarak karşılık verdi. Gözlerimi devirdim. "Sanırım az önce ağzımın içine azıcık kustum."

Doniya ve Thomas bana döndüler. Varlığımdan hiç haberleri yokmuş gibiydi. Tabii onlar aşk sarhoşuydular. Benimle ilgilenmelerini beklemiyordum.

"Sen burada mıydın?" diye sordu Doniya şaşkın bir şekilde. Başımı onaylamayan bir şekilde salladım. "Tabii ki buradaydım elma şekeri."

Thomas son iki cümleyi duyduğunda, bana kötü kötü baktı. "Ayıp Seb, ayıp. Utan birazcık. Abinin sevgilisine söylediği kelimeyi çalamazsın."

Doniya bunun üzerine Thomas'ın dudaklarına yapışıp kısa bir süre onu öptü. Ardından geri çekilip "Bana taktığın lakabı savunman çok seksi bebeğim," dedi. Onların bu aşk olaylarını daha fazla kaldırabileceğimi düşünmüyordum. Yerimden kalktım ve sessizce yanlarından ayrılırken, Doniya'nın sesi beni durdurdu. "Hiç kaçayım deme Seb. Seninle Londra'ya gideceğiz."

Şaşkınlıkla arkamı döndüm ve abim ile aynı anda "Ne?" diye bağırdık. Kardeştik sonuçta, aynı tepkileri vermemiz gayet normaldi ama benim aklım, Doniya'nın dediği şeye takılmıştı.

"Neyden bahsediyorsun sen Doniya?" dedim kaşlarımı çatarak. Abim de beni onaylayan bir ses çıkardı. "Aynen. Neyden bahsediyorsun sen?"

"Kız kardeşinin evde sürünmesine razı olmayacaksın herhalde Thomas. Onu Zayn ile yüzleştirmeliyim ve onlar da bizim gibi mükemmel çift olmalılar," dedi Doniya, kendinden emin bir tavırla. Thomas ile ağzımız açık bir şekilde Doniya'ya bakıyorduk. Sonunda konuşan Thomas oldu. "Buna izin vermiyorum. Senin o maymun iştahlı kardeşin, benim küçük kardeşimi zaten bir kere terk etti. İkincisine de razı olmayacağım. Eğer giderse daha çok üzülecek benim kardeşim."

Abimi seviyordum. Onun zor zamanlarda yanımda olmasını, sürekli beni düşünmesini seviyordum. O, kesinlikle ideal bir abiydi. Harikaydı. Tabii hiçbir şey, işime burnunu soktuğu gerçeğini gölgelemiyordu. Onun bana karışmasını sevmiyordum. Ben, ne istersem onu yapardım. Tabii gitmek konusunda ben de onunla aynı fikirdeydim.

"O pislikle asla bir araya gelmeyi düşünmüyorum. Zaten beni görmek istediğini de düşünmüyorum Doni," dedim umursamaz görünmeye çalışarak. Onu görmek istiyordum. Bakışlarını özlemiştim. Beni seksi bulmasını özlemiştim. Dolgun dudaklarının dudaklarımın üstüne kapanmasını özlemiştim. Ellerimi siyah saçlarından geçirmeyi özlemiştim. Kısacası; onu özlemiştim. Ama umurumda değildi. O bana iyi gelmiyordu. Onunla asla ciddi bir ilişkim olamazdı. Filmlerdeki imkânsızlar gibiydi benim için. Onunla bir geleceğim olmazdı. Zaten beni istemiyordu da. Buna artık emindim.