*13* Offer

2.3K 160 17
                                    

Hepinizin bildiği gibi, önceki bölüm silinmişti ve yeniden, fazlasıyla değiştirerek yazdım. Umarım bu bölümü beğenirsiniz. Sizi çok seviyorum; yorum yapan ve yapmayan hayalet okuyucularım :D

@BaharTomlinson: Sana çok çok teşekkür ederim. Beni sürekli yazmaya teşvik ettin. Sana minnettarım. Burada senin için yazmam gerek bir sürü şey var aslında ama beynim durdu. Seni geçekten çok önemsiyorum ve burada yarattığım dünyayı beğenmene çok seviniyorum. Umarım bu bölümü de severek okursun. Seni çok seviyorum <3

Üzerime bornozumu geçirdim ve ıslak saçımı kuruladım. Odamda ağlayarak geçirdiğim vaktimin birazını da banyoda ağlayarak geçirmeye karar vermiştim de... Çok şanssız bir şeydim ben. Hangi kız, hayatında hoşlandığı tüm erkekleri etrafından uzaklaştıran bir abiye sahip olurdu ki? Sorun cevabını hepimiz biliyorduk. Ben!

Banyonun kapısını açtım ve bir adım atıp banyodan, odama geçiş yaptığımda; gözlerim bal rengi gözlerle buluştu. Havlum, elimden kayıp düşerken ağzım beş karış açılmıştı. Zayn'in benim odamda, benim yatağımda ne işi vardı?!

Bana gülümseyerek bakıyordu. Vücudumu baştan aşağı inceledi. Bornoz, dizlerimin üzerinde olduğu için küfrettim. O burada olduğu için daha çok küfrettim.

"N'aber Sebastian?" dedi kendini beğenmiş gülümsemesiyle. Yatağımın üstünde oturuyor ve beni izliyordu. O yüzündeki sırıtışın silinmesi için kafasına bir süs eşyası geçirmek istedim ama ondan önce ona soracak sorularım vardı.

"Buraya nasıl girdin sen?" dedim kaşlarımı kaldırarak. Kafasını yana eğdi ve bana tatlı tatlı baktı. "Kapıdan."

"Abim seni evin içine asla sokmazdı. Ondan habersiz içeri girmenin de imkânı yok. Ne haltlar karıştırıyorsun sen ya? Çek git odamdan. Seni görmek istemiyorum. Def ol!"

"Haltlar falan karıştırmıyorum ben. Sadece iyi maymuncuk kullanan arkadaşlarım var. Abin de salonda kafayı bulmuş uyuyor. Yani sana ulaşmama engel olabilecek kimse yok bu dünyada. Seni rahat bırakmamı sağlayabilecek kimse de yok."

"Ayrıca," dedi ve eliyle bornozumu, ardından da saçlarımı gösterdi. "Islak saçlarla ve bornozla feci şekilde seksi gözüküyorsun. Burada benden başka bir erkek olmadığı için şanslıyız. Sonuç olarak; seni bu hâlde sadece ben görebilirim. Diğer erkeklere bulaşmana hiç gerek yok."

"Sen kaçık piçin tekisin," dedim burnumdan soluyarak. "Sana kaç kere daha söyleyeceğim; benden uzak dur! Senin işine yaramayacağımı biliyorsun. Ben seks yapamıyorum. Öpüşmeyi bile doğru düzgün beceremiyorum be!"

"Asıl güzel olan da o Sebastian. İlklerini benimle yaşayacaksın ve ben de sana hayatında yaşayabileceğin en güzel deneyimi yaşatacağım."

"Seninle yatmak istemiyorum! Ben kimseyle yatmak istemiyorum. 'Doğru insan' diye bir kavram vardır, bilir misin? İşte ben o doğru insanı bekleyeceğim. Sen benimle sadece yatmak istiyorsun. Amacın bu değil mi? Sadece yatalım ve aramızda hiçbir şey olmasın..."

Bana düz düz baktı. Yataktan kalktı ve tam karşımda dikildi. "Seninle yapmak istediğim tek şey bu değil. Neden bu olaya böyle bakıyorsun. Gözümde her şey seks değil benim."

Dudağımı dişledim. Eğer amacı sadece seks değilse neydi? Benden ne istiyordu? Bu şekilde yaşamaktan da sıkılmıştım ben artık. Peşimde sürekli bir Malik geziniyordu ve ihtiyacım olan en son şey; peşimde dolanan sorunlu bir Malik'ti.

"Her şeyini istiyorum. Bedenle alakalı değil bu. Ruhunu, bilinmeyen her duygunu, herkesten sakladığın sırlarını... Her şeyini istiyorum."

I Know You Want MeTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang