*9* Rain

2.5K 169 13
                                    

Bölümü Kadriye'ye ithaf ediyorum. Kendisi sınıf arkadaşım ve hikayemi okuyor! Ne kadar ironik olsa da; benim arkadaşım, bulaşmayın :D

 "Baloya gelmek zorundasın, küçük kardeşim," diyen Thomas'a aldırmadan internette takılmaya devam ettim. Bana kötü kötü baktığını tahmin ediyordum. Yaptığım şey beklemekti. Abim bana bu kadar ısrar ettiğine göre; kesinlikle gitmemden sağlayacağı bir çıkar vardı ve abim bir şeyi kafasına koydu mu, kesinlikle yapardı. Beni yatağımdan kaldırmak için ortaya bir tehtid koymasını ve nokta vuruşu yapmasını bekliyordum.

"Zayn ile aranızda bir şey olduğunu biliyorum. Öpüştüğünüzü de," dedi. Gözlerimi kocaman açarak ona baktım. Tamam, bir nokta vuruşu bekliyordum ama bu kadar sağlam olacağını beklemiyordum.

"Başta ondan kurtulmaya çalıştın ama o senden vazgeçmedi. Sen de sonunda ona kapılıp onu öptün. Hâlâ kurtulmak istiyorsun ama onu istemen, bu duyguyu bastırıyor. Değil mi, küçük kardeşim?"

Bu kadar şeyi bilmesine imkan yoktu. Ama söz konusu o ise, kesinlikle bilmenin bir yolunu bulurdu. Boğazımı temizledim. "The Originals'daki Klaus gibisin. İkide bir 'küçük kardeşim' deyip duruyorsun. En sonunda Klaus, kız kardeşini öldürmeye çalışıyor."

"Çünkü, adamın kız kardeşi, adamın en yakın arkadaşıyla kırıştırıyordu, Seb," dedi sakin bir şekilde. O an fark ettim ki bu kardeşler, bize benziyordu. Aman, her neyse!

"Baloya falan gelmiyorum," dedim kesin bir ses tonuyla. Gülümsedi. "Zayn'den kesin bir şekilde kurtulabilirsin. Bak, her ne kadar o, benim en yakın arkadaşlarımdan biri olsa da, küçük kardeşimi kartallara yem etmeye niyetim yok. Üzülmeni istemiyorum ve Zayn seni kesinlikle üzecek biri. Bu yüzden bir planım var ve sen de bu plana uymak zorundasın."

Duygulanmış gibi bir ses çıkardım. "Eğer gerçekten böyle düşünseydin kesinlikle ağlayabilirdim. Ne yani, şimdi de beni önemseyen havalarına mı büründün?"

Bana ciddi bir bakış attı. "Eğer Zayn, senden kendi isteğiyle vaz geçmezse onu aklının dahi alamayacağı şeyler yaparım. Ya benim dediklerimi yap, ya da bu işi kendim çözeyim."

"Hiçbir şey yapamazsın! Kafayı mı yedin?" dedim yataktan kalkarak. Kafasını salladı. "Neler yapabileceğimi bilmiyorsun ama kafanı zorlarlarsan bulabilirsin Seb. Senin için yapabileceğim şeyleri de biliyorsun. O, seni hak etmiyor. Sen, mantıklı bir mesleğe sahip, pislik olmayan, saf şeylere layıksın."

Yanıma geldi ve beni, alnımdan öptü. "Bugün, erkek gibi giyinme. Seni kız kıyafetleri giy diye zorlamayacağım ama kız gibi ol. Rolünü inandırıcı oynamalısın."

Odadan çıkmak üzereyken kolunu yakaladım. "Ne rolü? Bana ne yaptırmayı planlıyorsun? Seni gerçekten anlamıyorum."

"İstediğim çok bir şey yok aslında. Senin bir şey yapmana da gerek yok. Sadece eski aşıkları buluşturacağım, o kadar."

Ve odadan çıkıp, beni kafamda sorularla yalnız bıraktı. Dediklerini yapmalı mıydım? Büyük ihtimalle yapmalıydım. Ama içimde kötü bir his vardı. Bugünün sonunda Zayn'den temelli kurtuluyordum. Nedenini bilmediğim bir şekilde sevinemiyordum da. Lanet olsun, bana neler oluyordu?

***

Sandalyeye sinmiş, basık bir ortam olan bardaki insanları seyrediyordum. İnsanları dikizlemek pek adetim değildi ama kapalı bir alanda -ve bir çok insanın olduğu- birbirlerine sürtünen ve yiyişen bedenler gördüğümden, bu yaptığım kaçınılmaz oluyordu. Hem abim beni, balo diye kandırmıştı. Kesinlikle onu boğmak istiyordum.

Abim kolumu dürttü. Ona öfkeyle baktım. "Ne istiyorsun?"

"Erkek gibi gelme dedim. İnadına mı yapıyorsun bunu, Seb?" dedi bana ölümcül bakışlar atarak. "Ayrıca; Zayn'den kurtulmanı sağlamaya çalışıyorum, sen o herifin tişörtünü giyiniyorsun."

I Know You Want MeМесто, где живут истории. Откройте их для себя