*5* Ban

3K 196 16
                                    

 MoonLightArcher : Bölüm sana <3

 Beni usulca öpüyordu ve ben ne yapacağımı bilemiyordum. Resmen elim ayağım birbirine dolaşmıştı. Aslında ben öpüşmenin nasıl bir şey olduğunu bile hatırlamıyordum.

Ellerimi göğsüne yerleştirip onu itmeye çalıştım ama pek becerebildiğim söylenemezdi. Dudaklarıma resmen yapışmıştı. Bunun kötü bir his olduğunu söyleyemezdim ama beni öpmesi hiç doğru bir şey değildi. Kendimi ucuz bir fahişe gibi göstermeye niyetim yoktu. Ayrıca Doniya'ya böyle bir şey yapamazdım. O bana güveniyordu ve ben kardeşine karşı koyabilecek bir kızdım.

Onu sertçe ittim ve sonunda dudaklarımdan ayrıldı ve bana ifadesiz bir şekilde baktı. Gözlerimi kıstım. "Ne yaptığını sanıyorsun sen?"

Yamuk bir şekilde gülümsedi. "Hoşuna gitmediğini söyleyemezsin Seb. Bana karşı koyamadığını ne zaman itiraf..."

Suratına bir yumruk indirmemle sözü yarım kaldı. Sağ gözünü kapatırken küfürlerini sıralamaya başlamıştı. Bunu beklemiyordu tabii ki. Çoğu kızın yaptığı gibi bir tokat falan atabileceğimi düşünmüş olabilirdi ama asla ona yumruk atacağımı tahmin etmemişti. Eh, şuç ondaydı. Benim diğer kızlar gibi olmadığım zaten apaçık ortada değil miydi? Ben bir yıl boyunca boks eğitimi almış biriydim.

Yerdeki -Zayn'in çıkarttığı- tokayı aldım ve saçımı sıkı bir topuz yaptım. Zayn hâla gözünün peşindeydi. Tabii o güzel bal rengi sözlerin üzerine sıkı bir yumruk atmıştım. Başka ne yapabilirdi ki?

"Zayn?" dedim tatlı bir sesle. Küfür etmeye devam ediyordu ve sesimi duyunca ellerini gözünden çekip bana baktı. Sağ gözünün etrafı pembeleşmişti. Onu bu halde görmek hoşuma gitmiş değildi fakat umursamaz olmalıydım. Ama ona yardım de etmek istiyordum.

"Ne var?" diye bağırdı. Yerimden kıpırdamadan gözlerinin içine baktım. Resmen etrafa negatif enerji saçıyordu. "Bana yumruk attın!"

"'Aşkım' deyip sarılsa mıydım? Beni öptün geri zekâlı! Sence ben böyle bir şeye tepkisiz kalır mıyım!"

"Beni deli ediyorsun Seb," dedi sesini alçaltarak. "Ama bu yaptıklarına rağmen sence senden vaz geçecek miyim?"

Dudak büzdüm. "Sen kesinlikle kafayı sıyırmışsın. Diğer kızlar gibi beni de yatağına atamadın diye mi bu saçmalıklar? Seninle yatsam peşimi bırakacak mısın yani?"

Kafasını olumlu bir şekilde sallayınca ona bön bön baktım. Tekrar kendime geldiğimde yüzümü buruşturdum. "Göt herifin tekisin Zayn!"

Bana yaklaşıp, beni tekrar arabayla kendi arasında sıkıştırdı. Gözünü unutmuş gibiydi. "Bu bir oyun, güzelim. Bana istediğimi verebilirsin, sana istediğini verebilirim. Eğer bu işi yokuşa sürersen senin zararına olur. Çünkü benden etkileniyorsun ve sana tükürdüğünü yalatmak zorunda kalacağım. Gerçekten, sonunda kaybeden sen olacaksın."

"Kendinden ne kadar da eminsin," dedim tiksinerek. Beni duymamış gibi yaptı. "Benimle seks yapmayı sen isteyeceksin. Hiçbir zorlama olmadan."

"Sen o yumruğun daha ağırını hak ediyorsun. Piç," dedim öfkeyle. Ben ve onunla seks yapmak? Tamam, çekici olabilirdi. Gözleri, yüz hatları, bakışları, kasları ve vücudunu saran dövmeleri onu karşı koyulmaz gösterebilirdi ama burada benden bahsediyorduk. Benim adım Sebastian'dı! Kendini kolay kolay erkeklere kaptırmayan kızdım. Ve şu an benimle oyun oynayan kişi en yakın arkadaşımın erkek kardeşiydi. Lanet dünya!

Dudaklarını yaladı ve birkaç saniye bakışlarım dudaklarında takılı kaldı. Bakışlarımı tekrar gözlerine çevirdiğimde beni yakaladığını fark ettim. Onun dudaklarına bakarken yakalanmıştım!

Hızla onu ittirdim ve arabanın kapısını açıp içeri girdim. Bu kadarı da fazlaydı. Eğer içeri girmeseydim kesinlikle kasıklarına bir tekme geçirmeden rahat duramazdım. Kıkırdayarak sürücü koltuğuna yerleşirken ona bakmadım. Gerçekten! Oyuna bir- sıfır önde başlamıştı. Orospu çocuğu!

***

"İşte bunlar da; Doniya, Waliyha ve Zayn," dedi Trisha albümdeki resmi işaret ederek. Resme bakarken kıkırdadım. Doniya, Waliyha'yı kucağına almış, tatlı bir poz vermişti. Waliyha'nın bebekliği ise çok şekerdi. Zayn ise elinde oyuncaklarıyla kameraya yanaklarını şişirerek bakmıştı. Şimdiki haliyle bu hali arasında pek bir fark yoktu. Ama eskiden... Tatlıydı. Şimdi ise biraz şey... Seksi olmuştu.

Düşüncelerime göz devirirken Doniya elleriyle yüzünü kapatıp homurdandı. "Anne! Yeter artık. Seb'e o fotoğrafları göstermeye devam etme."

Trisha tatlı bir şekilde omuz silkti. "Sen karışma bakayım. Bu Sebastian ve benima aramda. Değil mi Sebastian?"

Kafamı salladığımda Doniya onaylamayan bir ses çıkardı. "Annemle iş birliği yapmandan nefret ediyorum Seb!"

Trisha bana gülümseyerek baktı. "Doniya küçükken de böyleydi. Her zaman çok utangaçtı."

"Beni yeterince rezil ettin anne! Biraz da Zayn'i rezil et," diye mızmızlandı Doniya. O sırada merdivenlerden ayak sesleri geldi ve kafamı o tarafa çevirince Zayn'i gördüm. Buraya gelmeme ikna olmamın tek sebebi Zayn'in burada olmayacak olmasıydı ve göründüğü üzere Doniya beni kandırmıştı. Aklıma arabadaki zamanlar geldi. Bunlar yaşanalı bir haftayı geçiyordu. Bu süre zarfından Zayn ile hiç karşılaşmamıştım. Ta ki bugüne kadar.

Zayn gelip inadına yanıma oturdu. "Benim rezil edilecek bir yanım yok ki. Küçükken de aynı yakışıklılığa sahiptim ve şarkı söylemeyi çok severdim. Tabii güzel ablam geceleri söylediğimde yanıma gelir 'Şarkı söyleyemiyorsun, uyu artık' derdi. Evlerinde bir cevher sakladığından haberi yoktu tabi."

"Hala söyleyemediğini düşünüyorum Zayn," dedi Doniya, karşı çıkarak. Trisha kıkırdadı ve ben de gülümsedim. Doniya insanları gerçekten kelimeleriyle dövebiliyordu. Ve bu huyunu çok seviyordum.

"Çok mu komik?" dedi Zayn ben ve annesine bakarak. Trisha cevap vermeyince iş bana düştü. "Çok komik. Aynı lisedeki bir arkadaşıma benizyorsun. Senin gibi saçma sorular sorardı."

"Bu soruları sormam için binlerce kız sıraya girebilir biliyor musun?" dedi bana sırıtarak. Yüzümü buruşturdum. "Onlar sana tapıyor, bense iğreniyorum."

"Ya," dedi yarım ağız gülerek. Kafamı sallarken kapı çalındı. Doniya bakmaya gitti ve döndüğünde mavi gözlü bir çocuk -adam, her neyse işte- vardı yanında. Saçları çakma sarıydı ve Amerikan bayrağı baskılı bir tişört giiyinmişti. Zayn heyecanla yerinden kalkığ çocuğa sarıldı. "Niall!"

Birbirleriyle kucaklaşırken onları izledim. Adından fark ettiğim üzere, çocuk onun grubundan biriydi. Zayn'in aksine çok sempatikti. Gidip yanaklarını sıkma isteği uyanıyordu içinizde.

Trisha ile de sarıldı ve Trisha'nın telefonu çalması üzerine yanımızdan ayrıldı. Niall bana döndüğünde, ben hâla koltukta oturuyordum. Bana dişlerini göstererek sırıtttı ve ben de dayanamayıp sırıttım. Ardından ayağa kalktım ve bana elini uzattı. Elini sıktığımda beni baştan aşağı süzüyordu. "Zayn'in arkadaşı mısın?"

"Sence bir öküz ile arkadaşlık eder miyim?" dedim Trisha'nın gitmesini fırsat bilerek. Zayn'in bana kötü kötü baktığını hissedebiliyordum. Niall dediklerim üzerine kahkaha attı. "Evet, ben de o öküzle şarkı söylerken biraz zorlanıyorum."

"Niall," dedi Zayn uyarıcı bir şekilde. Niall gülmeyi kesti. Ben Niall'a tatlı tatlı bakarken Zayn ikimizi birbirimizden uzaklaştırdı. "Birbirinize öyle bakmayı kesin!"

Zayn'e baktığımda kaşlarımı çatmıştım. "Nedenmiş?"

"Sikeyim," dedi Zayn öfkeyle. "Çünkü birbirinize öyle bakmanızı yasaklıyorum!"

I Know You Want MeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin