12.1

1K 46 14
                                    

Bazen bir tvit bile bende ilham perilerini oyandırıyor.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Duralım, Güven. Biz duralım."
"Nas-nasıl yani, Neslihan. Neden ? Bak tamam haklısın içimdeki yabaniyi kontrol et--"
"Güven, lütfen duralım."
"Sevginden benden vaz mı geçiyorsun ? Bu kadar basit mi ?"
Kadın adama yaklaşmış ve tam dibine girmişti. Yanaklarını ellerinin içine alıp baş parmağıyla okşuyordu.
"Ben ne senden ne de sevginden vazgeçe bilirim, sevgilim. Ben bizden vazgeçiyorum, bizim mutluluğumuz başkalarının mutsuzluğu çünki"
Kadının ellerini tutan adam okşamıştı.
"Biz yeterince mutsuz olmadık mı? Mutluluğu hiç mi hak etmiyoruz, Neslihan"
"Güven...."
Kadını belinden kendisine çekmiş alnını alnına yaslamıştı.
"Bizden bu kadar çabuk vaz geçme nolur"
"Özür dilerim..."
Dudağı ve yanağı arasındakı yere öpücük kondurmuş ve gitmişti kadın.

••••

Gitmişti, beni öylece bırakıp gitmişti. Bizden vazgeçiyorum, duralım diyip gitti. Bense ondan kaçayım derken yine ona sığındım, yine onunla anımız olan mekana, 20 sene sonra evlenme teklif ettiğimiz mekana geldim. Doldurduğum içtiğim kaçıncı kadehdi hiç bilmiyordum, ama başım dönüyordu. Yanımdakı sandalyenin çekilmesiyle başımı çevirdim. Biliyordum o değildi o olsaydı kokusundan tanırdım. Yaman'ı görmemle kadehimi yenileyip tekrar manzaraya baktım ve kadehi dudaklarıma götürdüm. Tam içecekken Yaman kadehi almış masaya bırakmıştı.
"Baba, noluyor ?"
"Karışma, çoçuk sen"
Tekrar kadehi almamı durdurmuştu.
"Karışırım, ne oluyor ? Annem de evde perişan"
Öyle demesiyle gözlerim dolmuştu istemeden.
"Duralım dedi, Yaman duralım"
Anlamaz gözlerle bana bakarken bense eskilere dalmıştım.

••••

Arkadaşıyla sahilde yürüyen kız arkasındakı çoçuktan haberi yoktu. Aralarındakı bu anlamsız soğukluk onlar için zordu.
"e ayrılacak değilsin dimi, Nesli?"
"Hayır, tabi ki, Şebo ayrılamam ondan ben, fakat bir az soğuk davranıyorum ki, içindeki o "yabani"yi durdurmaya çalışsın yoksa zor olucak bizim için. Her seferinde korku içinde yaşamak istemiyorum."
Arkadaşının sırtını anlayışla sıvazlayıp koluna girmiş, irelilemiştiler. Bir az daha ireliledikten sonra peşlerine takılan serseriler yüzünden bir kaç metre uzaklıkta duran arabaya gitmek için adımlarını hızlandırdı kızlar. Bir az daha hızlı adımlarla giderken kavga bağrış seslerini duyup durmuştular. Kız üçlüyle kavga eden sevgilisini görür görmez onlara taraf gitmişti.
"Güven! Güven dur!"
Çoçuk kızı duymuyor gibiydi. Karşısındakı adamlarla var güclüyle kavga ediyordu. Şebnem'in hemen gidip korumaları çağırmasıyla gelen korumalar araya girip durdurmuştu.
"Güven, iyi misin?! Hm?! İyi misin?!"
Sinirden sesli nefes alıp veren çoçuk sevgilisinin gözlerine bakmıyordu. Biliyordu bakarsa eğer içindeki o asla sönmez dediği vulkan söner, dünyayı alt üst edecek hırsı yok olurdu.
"Güven! Sana diyorum!"
Kızın gözleri çoktan dolmuş, sesiyse titremişti. Korkudan titreyen elini sevgilisinin kaşına dikkatlice dokundurdu.
"Aslan, sen bana ilk yardım için gerekli şeyleri al getir"
Diğer iki adam Neslihan'ın peşine düşen adamların işlerini hall etmek için gitmiştiler.
"Gerek yok! Sen o şerefsizler nerde onu bana söyle!"
Gitmek için adım atarken koluna sarılan ellerle durmuştu.
"Dur artık, Güven! Dur!"
Ağlayarak ama içindeki siniri dışa vurarak demişti kadın.
"Otur şuraya hemen!"
"Ağ-ağlama...."
Kadının dediğini yapıp oturdu adam. Kadının da onun yanına oturmasıyla hemen sokulmuştu. Yanağına düşen yaşları parmağının tersiyle siliyordu.
"Ağlama, birtanem lütfen"
"Ağlatma o zaman, Güven! Ağlatma!"
Aslan Neslihan'ın istediklerini alıp getirmişti.
"Sağ ol, yanlız bırakın bizi"
Her kesin gitmesiyle kız çoçuğun yaralarına pansuman yapıyordu.
"Sevgilim, boşuna pansuman yapıyorsun, ağlayarak acıtıyorsun zaten canımı. Lütfen, ağlama. Özür dilerim, çok özür dilerim"
Hiç bir şey demeden pansumanını yapıp bitirmişti Neslihan.
"Peki sen, Güven?! Sen?! Acıtmıyor musun benim canımı hm?! Acımıyor mu canım?!"
"Neslihan...?"
"Ne?! Ne Neslihan?! Ya ben ben her gün ölüp ölüp diriliyorum ya, Güven! Kaçıncı bu ya kaçıncı bu!?"
"Sizi rahatsız ediyordu, Neslihan. Napsaydım?"
"Sen...sen beni mi takip ediyorsun?!"
Çoçuktan ses çıkmayınca bağırarak tekrar sormuştu.
"Evet ediyorum! Sen soğuk yaptığın için bana bir şey söylemiyorsun ben de merak ediyorum seni ve takip ediyorum. Tamam mı?!"
"Değil! Değil! Ben ben diyorum ki belki soğuk yaparım belki dayanamaz bensiz kalmaya da düzelir diyorum, sen ne olduğu belirsiz 3 tane insana tek başına dalıyorsun!"
"Ağlama"
"Ağ-lat-ma o zaman. Ağlatma! Her kes gibi sen de ağlatma! Her kes gibi beni korku içinde yaşatma o zaman!"
Her kelimesinde çoçuğun göğüsüne vuruyordu Neslihan. Sevgilisini bu halde görünce içi parçalanan Güven onu göğüsüne sarmıştı.
"Şşş, özür dilerim, bebeğim. Özür dilerim bir daha yapmayacağım. Duracağım söz---"
Çoçuğu itip uzaklaşmıştı kız.
"Duralım, Güven. Sen de ben de biz de duralım. Senin içindeki yabani durmayacak biz duralım"
"A-anlamadım ?"
"Anladın sen, duralım. Kendine iyi bak!"
Bu sefer giden kızken durduran çoçuk olmuştu.
"Böyle yaparak içimdeki yabani duracak mı? Hm? Sensizken hem de. Sensin onu durduran sen!"
"Pek bir ise yaramıyor belli! Eğer durduysaydım, sen bu halde olmazdın. Hoşcakal"
Çoçuk öylece sevdiği kızın gidişini izlemişti. Elinden bir şey gelmiyordu.

~GüvNes~/ "Tek Bölümlük Hikayeler" Where stories live. Discover now