Ginny o öğlen Lily'nin kontrollerini yaptırmak için şifacısı Maria'yı görmeye üç çocuğuyla birlikte hastaneye gitti. Harry onunla gelmeyi teklif etmişti ama kız Jamy'i okula götürme görevinin onda olduğunu hatırlatmıştı. Özellikle böyle zamanlarda bizzat kendileri götürüp getiriyorlardı,Katie uyarılmış gerekli önlemler alınmıştı. Lily, kontrolleri hiç sevmemesi yüzünden yine kapıdan çıkarken hastaneyi ayağa kaldıracak şekilde ağlıyordu. Ginny çok ilerleyemeden bir koltuğa oturmuş artık kızarmaya başlayan kızını sakinleştirmeye çalışıyordu. İkizler arabalarında kemerlerinin izin verdiği kadarıyla kız kardeşlerine eğilmiş neden bu kadar ağladığını anlamaya gayret ediyorlardı. Arthur elindeki ses çıkaran oyuncağı onun gözünün önüne doğru sallarken Albus merakını dillendirdi.
"Anni neden ağlıyoy?"
"Hastane onu korkutuyor büyük ihtimalle hayatım, Rose'da böyleydi."
Hala kucağında susmayan kızı kollarında sallaya sallaya ayağa kalktı.
"Ane ben acıktım o da acıkmıştıy?" Arthur fikir yürütürken dudağını sarkıtmıştı.
"Çantamda çilekli süt var içmek ister misin Arthur kardeşin sussun hemen eve gidip mama yapacak annecik tamam mı?"
Kız bir yandan tek eliyle çantasındaki sütleri çıkarmaya çalışıyor bir yandan da kızını sıkıca tutuyordu. Sütleri ikizler için açıp onlar büyük bir iştahla içerken bu seferde emzirme önlüğünü çıkarıp kafasından geçirdi. Lily hazine bulmuş gibi susmuş karnını doyururken Ginny kızının sanki saatlerdir açmış gibi emmesini kıkırdayarak izliyordu. İkizlerden uzaklaşmadan minik adımlarla koridoru arşınlarken önlükten kafasını içeri sokmak zorunda kaldı. Çünkü gün geçtikçe sütü azalıyordu ve Lily çoğu zaman bu durumu kabullenemeyip annesinin canını acıtacak şekilde sinirini çıkarıyordu. Ginny kızının çatılmış kaşlarından beklenilenin olduğunu anlamış yerini değiştirmişti. İkizlerin oraya döndüğünde çocukların arabalarının önüne oturmuş onları seven kızıl saçlı kadını gördüğünde sinirle kadına seslendi.
"Hey!"
Ginny gülümseyerek ona dönen kızı gördüğünde farkında olmadan derin bir nefes aldı. Sarah, kızıl kızın saçlarının tonuna yakın bir renkle ona sersemce gülmesi yüzünden hızlıca onun yanına ulaştı.
"Ah,merhaba Gin, korkma yabancı değilim."
Sinsice bakışları yüzünden kucağında kızının olduğu için Merlin'e şükretti yoksa asasına uzanıp yarasa-umacı büyüsünü yüzünün tam ortasına yollardı.
"Ne işin var burda? Yabancı olmasanda çocuklarıma yaklaşmadan önce bana kendini göstermeliydin."
Kızıl kız sertçe ona bakmıştı bir yandan da kızını emzirme işini bitirmiş önlüğü çantaya doğru fırlatmıştı.
"Hatırlatırım burası bir hastane. Çocukları sevmemi bu kadar büyüteceğini düşünmemiştim, bana neden bu kadar sert davranıyorsun anlamıyorum. Seninle arkadaş olmaya çalışıyorum."
"Neden Sarah? Neden böyle bir gayret içine giriyorsun anlamıyorum benim yeterince arkadaşım var. Orda burda karşıma çıkan,beni rahatsız eden biriyle olacağım en son şey arkadaşlıktır."
Sarah ona ateş saçan gözlerden acayip zevk alıyor,damarına basmak için doğru anı bekliyordu.
"Seni kendime örnek alıyorum Ginny. Başarılısın,şanslısın,her kadının arzuladığı bir noktadasın. Böyle bir arkadaşın bana kazandıracağı çok şey olabilir."
"Bu yüzden mi saçlarını bu renge boyadın, bunu yaparak benim imkanlarıma mı sahip olacağını sanıyorsun?"
Kızıl kız tiksintiyle kızın saçlarına bakmış dalga geçer gibi konuşmuştu.
YOU ARE READING
Kızıl Güç (Ginny Weasley) (Harry Potter)
FanfictionÖlüm emrinin verildiğini öğrenen Ginny ona uzatılan yardım elini geri çeviremedi. Savaşın gizli tarafında kalan kızıl güzelin tek amacı güçlenmiş bir şekilde sevdiklerine geri dönmekti.