10

7.6K 606 74
                                    

Yüzüme yediğim sert bir tokat ile gözlerimi sıktım ve uykudan kalkmış olmanın verdiği iğrenç duyguyla yüzümü buruşturdum. Lola yatağın yanında bana attığı tokattan ötürü gülüyordu. Gülümseyerek gözlerimi açtım.

"Lola bak bunu her sabah yaparsan, evden önce Michael Amca'nı değil seni gönderirim."

Dağınık saçlarıyla kocaman gözlerini sağ yatırarak bana baktı. Gülerek onu kucağıma aldım ve yanaklarını öptüm. "Şaka yaptım küçük kraliçe, Amcacişkon önce gidecek."

Lola'yı kucağıma alarak, ortak banyoya yürümeye başladım. Lola'ya aldığımız diş fırçası oradaydı. Onunla bir geri bir ileri giderken, komidinin üzerinde olan telefonumu aldım. Lola'nın dağınık pembe saçlarında ki kokuyu içime çekerken, şu an kafası benim için tam bir lolipoptu.*

Banyoya girdiğim de, tezgahın üzerine Lola'yı oturttum ve diş fırçasına macun sıkarak ona verdim. Ona nasıl fırçalanması gerektiğini öğretmek için elime mavi fırçamı aldım. Bir aşağı bir yukarı yapmaya başladım. İlk başlarda anlamış gibi bana bakıyordu ama sonrasın da tek yapmış olduğu şey fırçayı nasıl yerim diye çabalamak oldu. Gülerek onun saç fırçasını aldım. Telefonumdan The Griswold -If You Wanna Stay şarkısını açtım. Her banyo edişinde saçlarında ki pembe boya akıyordu. Michael doğal boya kullanarak zekice bir şey yapmıştı. Altları lüle şeklinde olan saçlarını yavaşça taramaya başladım.

"There's this light upon my face to tell me something's about to change."

Bağırarak şarkıya eşlik ederken, Lola'nın saçlarını tararken dans ediyordum. Lola sadece kafasını sağa sola doğru sallıyor, aynada ki görüntüsüne bakıyordu. Şarkının nakarat kısmına gelmek üzereyken heyecanlandım, çünkü şarkının en güzel kısmı burasıydı.

"If you wanna stay!" Bağırdım ve tarağı yana koyarak ağzında diş fırçayla boğuşan Lola'yı kaldırıp dans ettim. Lola gülen gözlerle bana bakarken, küçük avuç içine elimi aldı.

"I will never miss you while I'm away!"

Michael ellerini açarak içeri girdi. Üzerinde yine hiçbir şey yoktu. İlk ona baktım ve sonra aynı anda şakıyı söylemeye devam ettik. Lola'yı tezgaha ayaklarını sarkıtacak şekilde oturttuktan sonra ellerimi kaldırarak dans ettim. "There's these crowns upon my faith."

Michael bana doğru bakarak şarkıyı devam ettirdi. "...to tell me something's about to change."

Onunla gülerek ellerimize saç fırçalarını aldık ve aynı anda şarkıyı söylemeye başladık. Michael twerk yapmaya çalışırken sadece kahkahalara boğuldum. Lola ise diş fırçasını çıkartmış gülüyordu. Michael ile nefes nefese kalana kadar dans ettik. İkimizde aynı anda Lola'nın gülen yüzüne baktık.

"Michael gülüyor."

Michael saçlarını arkaya attı ve bana baktı. "Tanrım, not ortalaması 4.0 olan bir kız olduğun nasılda belli (!)"

Gözlerimi devirerek Lola'ya açılamaya çalıştım. "Ko-mik."

Dün gece Michael ile izlediğimiz programda yaptığımız hareketlerin bebeklerde daha kolay söylenen kelime olduğunu açıklıyordu. Michael beni biraz yana itti. "Ko-mik. Haydi Lola diyebilirsin."

"Ko-"

Demesi ile kafamı kaldırıp bakmam bir oldu. Daha sonra küçük dolgun dudaklarını kapattı ve diş fırçasını attı. Michael ile birbirimize baktık. "İşe yaramıyor."

Derin nefes aldığım anda kapı çalmaya başladı. İkimizde dalgın bir şekilde birbirimize baktık. Michael Lola'yı kucağına alırken bende banyodan çıktım. Israrla çalan kapı yüzünden yüzümü buruşturdum.

married,young and childKde žijí příběhy. Začni objevovat