25

9.9K 709 508
                                    

Sidney Opera binasından aldığımız balona baktık. Balona bağlanan notu aldıktan sonra balonu havaya bıraktım. Ben notu açarken, Michael hayranlarıyla ilgileniyordu. Hepsine tek tek sarılıp fotoğraf çekilmeye başladı.

Sidney Opera binasının arkasında olan bir alışveriş merkezi var. Orada Michael'ın nefret ettiği ama Anasta'nın almayı çok sevdiği tezgahta, bir şey bulacaksınız.

Michael, hayranlarının arasında kahkaha atarken nefes aldım. Birkaç hayran arkalarına dönüp bana baktı. Çoğunun yüzü düşmüştü. Biri yanıma geldi.

"Aman Tanrım, Anasta!"

Elimdeki kağıdı arka cebime sıkıştırırken, derin bir nefes aldım. "Ben o değilim."

Hepsi yaptığım espriye gülerken, çoğu hayran Michael'ın yanından ayrılıp bana doğru gelmeye başladılar. "Lola, Michael'ın ağabeyinin çocuğu değil."

"Evet, benim de ablamın çocuğu."

Hepsi anlamış gibi kafa salladılar. Michael benim yanıma geldiğinde, dikleştim.

"Lola'ya beraber bakıyordunuz ama Michael konserlere gidiyor."

Gülümsedim. Hayranlar ne ara muhabir olmuşlardı? "Lola'ya sadece ben bakıyorum artık. Michael'ı daha fazla işinden alıkoyamazdım."

O an Michael'ın gözlerine baktım. Michael hızlıca yutkundu ve toparlamak için açıklama yaptı. Gözlerimi devirerek arabaya doğru yürümeye başladım. Michael, koşarak yanıma geldi.

"Büyük ihtimalle fotoğrafımız internette dolaşacak."

"Bir punk rock ile yaşamaya alışmıştım."

Yaptığım vurguyu anladığında gözlerini kıstı. Ön koltuğun kapısını açtığım gibi içeri girdim. Arabada henüz yalnızken fısıldadım. "Ne yapıyorsun Anasta!"

Kalçamı hafif kaldırıp arka cebimden kağıdı aldım. Emniyet kemerimi takarken, Michael arabanın içine yerleşti ve ona kağıdı uzattım. Sıkıntı ile iç çekerken kağıdı okudu.

"Benim nefret ettiğim."

"Benim sevdiğim." Diye mırıldandı.

"Porno kasetleri olabilir mi Anasta?"

Ona baktım. "Benim sevdiğim bir şey olacak Michael."

Ellerini hemen kaldırıp beni onayladı. Hızlıca arabayı çalıştırdı. Belki markete gittiğimizde hatırlardık. Ayaklarımı koltuğuma çıkarttım ve yolu izledim. Arabanın içinde rahatsız edici bir sessizlik vardı. Aslında çok şey söylemek istiyordum. Beynimde milyonlarca cümle vardı ama tek yapabildiğim susmaktı. Sanki yorulmuşum gibiydi. Konuşmaya bile dayanamayacak gibi hissediyordum.

Onu istiyordum. Yeniden hayatımıza dönmesini istiyordum ama istemiyordum. Parmaklarımı saçlarıma geçirdim, göz ucu ile ona baktım. Aramıza giren soğukluğu hissettim.

Ve diğer korkumu o an anladım. Ya bir daha eskisi gibi olamazsak? Hep mesafeli kalırsak?

Alışveriş merkezine geldiğimizde Michael'ı beklemeden arabadan indim. Arkamı dönüp onun gelip gelmediğine baktım. O da bana bakıyordu. Derin bir nefes aldım ve hızlıca önüme döndüm. Bu nasıl bir işkenceydi? Alışveriş merkezinin tam ortasında kocaman bir oyuncak ev vardı. Çocuklar oyun havuzunda oynuyor ve gülüyorlardı.

married,young and childWhere stories live. Discover now