17

8.2K 626 127
                                    

Bayan Clifford Lola'yı içeriye götürürken, Joardn ve Michael birbirlerine sarılarak bağırmaya başladı. Ağaç evden indim ve Michael'a baktım.

"Sen nasıl bir aptalsın?"

Lola'nın suratına kar topu attığı için hâlâ kızgındım. Michael beni takmamıştı bile. Joardn bağırdı. "Oğlum, ilk defa kazandık!"

Michael bağırarak zıpladı. Mutlulukları yüzlerinden okunuyordu. Bay Clifford bize doğru geldi. "İlk defa."

Michael gülümseyerek bana baktı. "Anasta'nın şansına."

Kafamı sallayarak, onu onayladım. Ellerimi birbirine sürterken, konuştukları konuya dahil olmaya çalışıyordum fakat oldukça sıkıcılardı. Gözlerimi gökyüzüne, ağaçlara ve beyaz mucizeye çevirdim. Çok güzeldi. Kendi kendime gülümsedim. Kafamı çevirdiğim an da Michael'ın bana baktığını fark ettim.

Kafasını arkaya doğru salladı. "Haydi gel sana sıcak bir şeyler bulalım."

İşte bu fikir beni etkilemişti. Gülümseyerek onu takip ettim. Evin sıcaklığı tenime yapıştı. Üzerimdeki ceketi çıkarttım ve botlarımı, kapı önünde duran paspasa iyice sürttüm. Mutfak genişti. Tam ortada bar şeklinde masa ve sandalyeler vardı. İçlerinden bir tanesine oturdum. Michael, hızlıca montunu çıkarttı.

"Şimdi sana insanlığın yapmış olduğu en mucizevi şeyi içireceğim."

Bu kadar iddialı konuşmasının ardından, beğenmişlikle ona baktım. "Nedir o?"

Eldivenlerini çıkartırken gülümsedi."Sıcak çikolata."

Kollarımı masaya koyarak onu izledim. "Pekâlâ şef Michael, sizi bekliyorum."

Michael muzip bir gülüş yaptı. "Öncelikle," ceketinin fermuarını aşağıya indirdi. "...soyunacağım."

Gülmemek için dudağımı ısırdım. Üzerinde sadece tişört ve pantolonu kaldı. Ellerini çırptı ve buz dolabından süt çıkarttı. Üst dolapların hepsini açarak kontrol etmeye başladı. Çikolata tozunu bulduktan sonra, sütü pişirmek için metal bir tencere çıkarttı. Joardn ve babası içeri girdiğinde, ikisi de titreyerek ceketlerini çıkarttılar.

"Michael bize de yap."

Bay Clifford kafasını salladı. "Evet!"

Tifanny ve Wes içeri girer girmez içeriye koştular. Joardn gülerek bana baktı. "Nasıl canlarına okuduk ama!?"

Kahkaha atarak ona beşlik çattım. Bay Clifford tam karşıma oturdu. "Demek, sen Anasta'sın ha?"

Gülümsedim. "Evet."

Kafasını salladı. "Çocuk bakmak nasıl?"

Michael ile mi? Berbat! Lola'dan daha çocuk. Sorumsuz. Bir gün eve kırmızı saçla geliyor ve bir bakıyorum Lola'nın da saçları pembe! Ayrıca Lola'ya kelime yerine küfür öğretiyor. Gizli gizli içki içirdiğini bile düşünüyorum. Yatağa yatarken, Lola'yı üç kez kontrol ediyorum.

1-Sarhoş mu?
2-Tek parça mı?
3-Kustu mu?

Kusmak demişken, gelişim çağında olan bir çocuğa sürekli olarak zararlı şeyler yedirmesini saymıyorum bile. Aklımdan bunlar geçerken, sadece gülümsedim. "İyi. Yani Michael olmasaydı bunu yalnız başıma yapamazdım."

Michael ocakta, sütü karıştırırken bana doğru döndü ve gülmeye başladı. O da biliyordu, neler demek istediğimi. Bay Clifford gülümsedi ve oğluna baktı.

"Gurur duydum. Hep beraber mi bakacaksınız?"

Kafamı hayır anlamında salladım. "Sadece bu aylar. Okul nedeni ile Michael ile bakıyordum. Fakat artık sadece Lola'nın gelişimi için. Küçük yaşta bu kadar yer değiştirmesinin, kötü olduğunu söylediler."

married,young and childDove le storie prendono vita. Scoprilo ora