20

7.6K 684 286
                                    

"Gözlerini hatırlıyorum, dokunuşlarını.. Sikeyim, çok basit."

Michael'ın mırıldanışlarını dinledim. Odada kendi kendine konuşuyordu. Küvetin üzerinde oturan Lola'nın saçlarını kurutuyordum. Saçları artık pembe değildi. Lola gülümsedi.

İçeriden kırılma sesleri gelince, titredim. Lola'nın bunlara maruz kalmasını istemiyordum. Onu kucağıma aldım.

"Haydi gel çamaşır asalım."

Lola'yı kucağıma aldım ve çamaşır odasına doğru gitmeye başladık. Michael sürekli küfürler ediyor ve odada bir şey atıp duruyordu. Ayağım ile kapıyı kapattıktan sonra, Lola'yı çamaşır makinesinin üzerine koydum. Kurumuş çamaşırları, telden alarak katlamaya başladım.

"Michael'ı hiç böyle görmedim."

Lola'ya çaktırmadan baktım. Parmağını ağzına sokmuş etrafı izliyordu. Kendi kendime konuşmaya devam etti. "Ona nasıl yardım edebilirim acaba?"

Michael'ın beyaz tişörtünü telden çıkartıp, silktim. Tişörtünü katlarken, acaba iyi hissetmesi ona bir hediye almanın mantıklı olabileceğini düşündüm. Evet, iyi hissetmesi için ona hediye alabilirdim. En azından, paranoyak davranışlarından biraz da olsa uzaklaşırdı.

Çamaşırları bitirdikten sonra Lola'yı kucaklayarak, odasına doğru yürüdüm. Lola, saçımla oynamaya başladı. Güneş giren odasına girdiğimde, içim açıldı. Odası çok hoş bir mordan oluşuyordu. Aslında lila idi. Halıyla kaplı olan zemine Lola'yı bıraktım. Lego gibi sert oyuncaklar yerine, yastık gibi yumuşak oyuncakların olduğu kutuyu aldım ve önüne yığdım.

Oyuncakların arasındaki zürafayı elime aldım.

"Merhaba ben Michael!"

Lola çıkardığım komik sesle, beni ilgili bir şekilde izledi. Bir tane daha oyuncak aldım. Daha ince bir ton kullandım. "Merhaba ben de Anasta."

Lola'lın ismimi söylemesi için heceledim."A-nas-ta."

Lola gülümsedi. Zürafayı ileri doğru yürttüm. "Naber Anasta?"

Elimdeki kurbağayı zürafaya doğru çevirdim. "Sanane Michael."

Zürafa: "Sana dün pislik gibi davrandığım için böyle yapıyorsun değil mi? Hohoho sen pisliksin, ben değilim."

Gerçekten, onun iyiliğini düşünmüştüm ve bebi dövmediği kalmıştı.

Kurbağa: "Ben emo ve özellikle punk yıldızı olan emoları, takmıyorum."

Zürafa: "Baksana haydi pizza yiyelim."

Kurbağa: "Hayır, sebze. LANET OLASICA SEBZEYİ YİYECEĞİZ!"

Kurbağa birden, zürafanın üzerine atladı. Onun üstüne çıktı ve kafasını yere vurdu. Sinirle kurbağayı, zürafa için bir silah haline getirdim. Zürafaya vurmak yetmemiş gibi zürafayı hırçınlıkla alıp duvara fırlattım.

Nefretten ne yapacağımı bilememiştim. Nefes nefese, Lola'ya döndüğümde ağzının açık olduğunu gördüm. Bana anlamsızca bakıyordu. Salyası dudağının kenarında kaydığında, karşımda duran küçük bedenini sarstım. Michael onun yüzüne öyle bir kar topu atmıştı ki Lola'nın beyin ayarları sıfırlanmıştı. Lola gözlerini kırpıştırdı ve ağzını kapattı.

"Ah Tanrım, yaşıyorsun."

Bana anlamsız gözlerle baktı. "Paba."

Kafamı salladım. "Demek böyle düşünüyorsun. Aslında haklı olabilirsin. Dün oldukça stresliydi. Belki de bugün yeniden konuşmayı denemeliyim. Denemeli miyim?"

married,young and childUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum