Bölüm 20

11.1K 678 33
                                    

İyi okumalar. :D

Ömür annesinin kendisine sıkıca sarılmasıyla tuttuğu göz yaşlarını bıraktı. Çok bile dayanmıştı. Onlardan uzaktayken özlemini bastırabiliyordu ama yakınında anne kokusunu alıyorken çok zordu.

Annesinin de durumu ondan farksızdı. Bazı geceler kızını özlüyor ve hasretinden ağlıyordu. Ama o iyi olsun yeter ki diye avutuyordu kendisini. Çünkü kızını kaybetme korkusuyla yaşamıştı senelerce. O yaşasın da aralarına giren tek şey mesafe olsun diyordu.

Bertan ise sevdiği kızı o halde görmenin hüznünü yaşıyordu. Ne ara bu kadar duygusal bir adam olduğunu bilmiyordu ama Ömür kalbine hazanla gelmişti.

Annesinin Bertan'a dönen bakışları ile Ömür kendisini geriye çekti ve onları tanıştırdı.

"Keşke burada olsaydın her şeyim." Diye geçirdi içinden. Kardeşinin bu halini görse ne dalga geçerdi. Onu asla duygusal göremezsin demişti bir keresinde. Ama şimdi karşısındaki adamın o ilk gördüğü kara delik gibi bakışlara sahip adamla alakası yoktu.

Çırılçıplak tüm insancıl duygularıyla karşısındaydı.

Annesinin de hüzünlenen bakışlarından Sertan'ı ne kadar özlediğini anlamıştı. Daha fazla duygusallığı kaldıramayacağından babasının yanına geçti ve sıkı sıkı sarıldı. Yanaklarını sıkarak özlemini giderdi.

10 saatlik bir yolculuk geçirdikleri için yorgunlardı. Bertan'a kendi odasını vererek annesi ile yatacağını söyledi Ömür. Bertan her ne kadar itiraz etmek istese de yapamadı. Geçen gece kızın koynunda uyurken hep oraya ait olmak, hep orda uyumak istiyordu. Bir gece daha yalnız kalabilirdi herhalde.

**

Ömür'ün odası İstanbul'daki odası gibi Sertan ile olan resimleri ile doluydu.

Bertan resimlere bakarken Ömür odaya girmiş ve onunla birlikte resimlere bakmaya başlamıştı.

"Ondan hep seni dinlerdim. Sana bayılıyordu." Dedi Bertan. Ömür'ün arkasına geçerek ellerini karnına doğru sardı. Dudaklarını boynuna yerleştirerek kokusunu çekti içine.

Ömür belini saran ellere bıraktı kendisini. Kalbi hızlanmıştı. Genç adamı ilk gördüğü gün geldi aklına. Daha sonra onu gördüğünde hissettiklerini düşündü. Ona karşı hep farklı bir şeyler hissetmişti ve anlam verememişti. Sertan ile geçirdiği o güzel seneleri unutamazdı. İkisinin yüz benzerliği o kadar fazlaydı ki...Hiçbir zaman Sertan'a karşı böyle hissetmemişti. Bu hissin ne olduğunu yeni yeni anlıyordu. Bundan öncesinde Bertan ile bir savaştalardı. Şimdi ise müttefik olmuş bir birleri ile değil birlikte savaşma kararı almışlardı.

Kendisini sorgulaması gereken tek şey akıl sağlığıydı. Şimdi ise kalp sağlığından şüphe ediyordu. Ama biliyordu. Derinlerde bir yerlerde her zaman bu hissin ne olduğunu bilen bir yanı vardı. Sadece fark etmemişti.

Bertan'ın söylediği şeye cevap vermediğini fark edince, küçük bir oyun oynama kararı aldı.

"Öyle mi? Bana senin gereksizliğinden bahsederdi sadece. Sonra ise bir şey anlatmazdı. Bir iki kere sormuştum ama bırak o önemsizi demişti."

Bertan'ın yüzünü görmediğine şükretti. Yoksa yüzündeki gülümsemeyi saklayamazdı.

Bertan ise bir hayli ciddiye almıştı. Kardeşi arkasından mı konuşmuştu. En azından Ömür'e onunla ilgili bir iki güzel şey söylemiş olmasını ummuştu.

ÖMÜR "Tamamlandı"Место, где живут истории. Откройте их для себя