GB - 11

4.1K 204 2
                                    

Bazı şeylerin değişmesi gerektiğine karar verdim ve 11. Bölümü oturup en baştan yazdım. Umarım bu bölümü sever ve yorum yaparsınız. Şimdiden teşekkürler:)

Nisan~

Dayanılmaz bir zil sesiyle yatağımdan fırlamıştım. Çalan bende hep sökme isteği uyandıran kapının ziliydi. Sinirlenmemek elde değildi. Gözlerim uykudan açılmıyordu. Zorlukla saate baktım.Ah! Hadi ama saat daha dokuzdu.

Sarhoş gibi odadan çıktım. Kapının önünde birkaç saniye ayılmak için duraksadığımda birinin bana "Günaydın" demesini baklemiyordum, hemde hiç beklemiyordum. Çığlık atmaya başladığımda korkmuş görünüyordu. Ağzımı kapatıp beni hızla duvara yaslayınca başımı vurmuştum. Sessizce inlerken sinirle bana bakıyordu.

"Saçma tepkiler vermeyi keser misin?" 

Bir dakika üstsüz müydü o? Amanın yanlızca pijama altı vardı. Bakmamak için gözlerimi kapayıp derin bir nefes aldım. Söylemek garipti ama hoş bir vücudu vardı. Hızla elini ağzımdan çektim. Alev saçan gözlerle ona baktım ama o benimle ilgilenmiyordu bile. Aşağı inmek için hareketlenince onu durdurup ısrarla çalmaya devam eden kapıyı açmak için aşağı indim.

Kapıyı açıp karşımda bizimkileri- Deniz, Sarp, Hakan'ı- görmek bende şok etkisi yaratmıştı. Şaşkınca onları izlerken Deniz memnuniyetle gülümsüyordu. İşte gerçek süpriz diye buna derdim. Seviçle gülerken kendimi Sarp'ın kollarına attım. Beni sararken gözyaşalarım istemeden dökülmeye başlamıştı. Bunu anlamış olmalıydı ki saçlarımı okşuyordu, tıpkı bir ağabey gibi.

Deniz ile Hakan" Biz insan değil miyiz?" diye söylenirken Sarp'tan zorlukla ayrıldım. Önce Hakan'a daha sonra da sıkıca Deniz'e sarıldım. Bu süprizi ona borçluydum. Geri çekildiğimde "Siz nereden çıktınız?"diye sorarken üstsüz Mete merdivenlerden inmişti.

"Gelen kimmiş Nisan?"

Deniz kolumun yanından başını uzatıp içeriye bakarken şok olmuş gibiydi.

"Nisan kendini aşmışsın! O tatlı şeyin evde ne işi var?"

Deniz'in yaptığı imadan yanaklarım kızarırken gözlerimi devirdim." Şapşal olma, o yeni ev arkadaşım."dedikten sonra arkama dönüp Mete'ye baktım. Üzerinde bir tişört olmasını yeğlerdim, bu şekilde dikkatimi dağıtıyordu.

Yanıma gelip diğerlerine gülümserken Deniz Mete'yi yiyecekmiş gibiydi. Sarp dostça gülümserken, Hakan oldukça rahatsız bir ifadeyle Mete'yi süzüyordu. Mete kibar bir şekilde gülümseyip tanışıyorken Deniz içini çekti."Daha hazırlanmamışsın bile, bana söz verdin unutma."

Yüzümü buruşturdum. Ben yine neyi unutmuştum?" Hazırlanmak... "Sana ne için söz vermiştim?" Gözlerini devirdi."Pikniğe gidecektik ya..." dediğinde ona masumca gülümdisedim. Mete dün bende akıl mı bırakmıştı.

"Siz gidin, ben hazır değilim." dediğimde Deniz bıkkınca" Mazeret bulmaktan vazgeç. Hepimiz senin için o pikniğe gidiyoruz." derken "Sarp ve Hakan'ı ikna etmek de inan kolay olamadı"diye ekledi ikisine bakışlar atarken.

Gülerken bir Mete'ye bir Deniz'e bakıyordum. Onu bırakıp gitmek istemiyordum. Sarp ikilemimi anlamış gibiydi." Bence Mete de gelse çok güzel olur, sınav sonrası moral gibi."

Herkes dönüp Mete'ye bakarken o zorlukla gülümseyebilmişti. Bu konunun hala canını sıktığının farkındaydım. Destek olmak istercesine kolumu beline dolayıp başımı omuzuna yasladım. Kolunu bana dolarken düz bir sesle "Olur." dedi.

Hazırlanmak için içeriye girdiğimizde diğerleri salona geçmiş, bizde birlikte yukarı çıkmıştık. Birbirimize tek kelime etmeden odalarımıza girerken aklımdan 'bu sınav konusunun açılmaması için önlem almalıyım' diye geçirmiştim. Mutsuz olması hoşuma gitmiyordu. En rahat kotlarımdan giyip üzerime bol bir tişört giydim. Odadan çıktığımda Mete'le karşıkarşıya geldim. Başımı kaldırp ona bakarken beni duvara yaslamıştı.

Gülümse BanaWhere stories live. Discover now