GB - 14

4K 201 9
                                    

(Herkese iyi okumalar. Birazcık yorum görsem çok mutlu olacağım gerçekten. Yinede okuyan herkese kocaman sevgiler. Multimedia da Kerem var. )

Nisan~

Kendimi toparlama aşamasında fazlaca sevimsiz ve çekilmez olduğumun farkındaydım. Belkide bunun için evi terk etmişti. Bir seçenek daha vardı; zoru görünce kaçmıştı. Basit ve kesin bir yargıydı. Emin değildim, tek bildiğim gitmiş olmsı ve ne yaptığını deli gibi merak ettiğimdi.

İtiraf etmesi garipti ama beni bu kadar çabuk bırakıp gitmesinden dolayı hayal kırıklığına uğramıştım. Onu bir daha görebilecek miydim? Sanmıyordum, belkide ailesiyle barışmıştı. Eğer öyleyse benim gibi sürekli depresyonda olan bir arkadaşı ne yapsın ki? Hem de ailesine gitmek varken...

Üzülmemin bir anlamı yoktu, onu umursamamazlıktan gelen bendim. Şimdi cezamı çekmeliydim. Gidecek yerim yoktu, zaten evdeki eşyaları bırakıyordum. Yanlızca bavulum ve ben vardım. Başka bir şey yoktu. Alıp götürsem bile koyacak bir yer olmadıktan sonra neye yarardı?

Haftaya evleniyordu. Birazdan evden çıktığımı görmek için geleceklerdi. Bir kez daha alçalacak ve iğleneyici bakışlara maaruz kalacaktım. Oyanındaki boyalı sürpüntü burnu dik bir şekilde bana bakacaktı. Bu duruma düşmek için ne yapmıştım ben? Hatam katıksız salak olup kendimi önemsememiş olmamadı. Kendimi biraz düşünseydim, şimdi bu halde olmazdım.

Tamam Kerem'e perde çekmek gerekti. Bu sefer içten gelerek söylüyordum. Onu unutacaktım, bu eve ve sokağa adımımı atmayacaktım. Karşılaştığımızda ya görmezlikten gelecek ya da selam verip geçecektim.Yapacak bir şey yoktu.

Son kez odama çıkıp yatağıma oturdum. Buraya geldiğimde ne umutlarım vardı ama şimdi... Ellerim bomboştu. Son şansımı da kaçırmıştım, geriye dönmemek üzere. Mete'ye bu kadar alışmışken yokluğu bana zor gelecekti. O, Kerem'i unutmamda yardımcı ilaçtı. Olmadan kendimi toplamam zor olacaktı ama heo Mete yoktu. Başımın çaresine bakmalıydım.

Yavaşça yataktan kalkıp bavulumu alıp aşağı indim. Aklıma birlikte temizlik yaptığımız zaman gelmişti. O zaman onu Kerem'le karşılaştırmadan yapamamıştım. Kerem asla ev işleriyle ilgilenmezdi ama Mete... Mutfakta üstüne yoktu. Yaptıklarını yemekten kendinizi durduramazdınız. Onu da yemeklerini de, espirilerini ve onu ne kadar kovalamamış, bağırmış ve kızmış olmama rağmen bitmeyen yüzsüz ama şirirn hallarini de özleyecektim.

Knu dağıldı, evet! Konu gerçekten dağıldı. Bir Kerem'den bir Mete'den bahsediyordum. Duygularım çok yoğundu. Bunun beni ne kadar etkilediğinin farkındadaydım ama Mete gitmişti ve Kerem'de evleniyordu. Yanlızdım, hayatıma ne oluyordu?

Kapının ziliyle kendime geldim. İşte gelmişlerdi, benim için gitme vaktiydi. İçimi çekip bavulu kapının girişine koyup kapıyı açtım. Açtığımda Kerem ve o kız karşımdaydı. Mideme saplana acıyı görmezden gelip derin bir nefes aldım. Kendimi kötü hissetmiştim. Doğruyu söylemek gerekirse bir an, ' Bu kızın yerinde ben olabilirdim. Neden olamadım? ' gibi bir düşünce geçmedi değildi ama bunu çabucak savuşturmuştum. Bu durum benim için yeterince zordu, birde ağlamam kendimi daha da düşük bir duruma sokmamı sağlardı. Bunu istemiyordum. 

Bir süre üçümüz bakıştık. Kız sabırsızlıkla Kerem'in elini çekiştirince artık gitmemi istadiklerini anladım. Ne yapalım, bana mutluluk dilemekten başka ne düşüyordu ki?

Bavulumu almak için içeriye dönmüştüm ki onun sesini duydum. Hızla bavulu kavrayıp arkama döndüm. Sinirli bir şekilde bahçedekilere bakıyordu. "Neler oluyor burada?!" diye bağırdı.

Kapıda bekleyen mobilya kamyonuna ve işçilere baktı. Bakışları oldukça sertti. İşçiler merakla bakıyor bir yandan da keyifle gülüyordu. Burada bir gerilim olacağı ortadaydı.

Gülümse BanaWhere stories live. Discover now