for the sake of fame ; muke

2

Tatildeyim ve elimin altında pc varken elimden geldiğince bölüm çeviriyim dedim çünkü çabucak Michael hikayeye girsin istiyorum heheee

İyi okumalar!

Not: Cashton kalbim bir balon gibi söndü...

...

Ashton sehpanın üzerindeki laptopa uzanırken Luke beyaz deri kanepeye oturdu.

"Pekala, Luke..."

Ashton masaüstünde "Olası LRH erkek arkadaşlar." adlı klasörü açarak iç çekti.

"Neden bunu tekrar yapmam gerekiyor? Neden bir kız arkadaş değil? Selena Gomez ile çıkıyor olsam kesinlikle harika olurdu."

"Olacağını biliyorum." önünde ki parlak ekrandan uzağa gözlerini alamayan Ashton onu yanıtladı. "Bu bir çok popülerlik kazandırır farkında mısın? Başka bir çocukla öpüşürken ki fotoğrafın tam anlamıyla interneti kırar."

Luke dilini dışarı çıkararak yüzünü buruşturdu. "Onu öpmek zorunda mıyım? Iyy."

Ashton onu görmezden geldi ve arkadaşının kucağına doğru laptopu taşıdı. "Bunlar takımımızın bulduğu bazı çocuklar. Seç birini."

Luke istemeden laptopu kucağına koydu ve fotoğraflar arasında gezindi. "Bu çocuklarda kim? Dördünü... biliyor gibiyim."

Ashton ilk fotoya tıkladı, kısa canlı mavi saçları ve bir çift gözlüğü olan bir çocuktu. "Bu Tyler Oakley. 26 yaşında bir youtubercı, açıkça bir eşcinsel ve seninle sahte bir ilişki içinde olmak istiyor, birkaç ay senin sinirlendirici göt kişiliğine tahammül edebilecek birisi."

Luke sadece gözlerini devirdi ve Ashton bunu bir işaret olarak diğer resme geçti.

"Bu Martin Batch, 21 yaşına bastı, biseksüel ve bir aktör. Birlikte bir filmde görünebilirsiniz sanırım... belki de-"

"Umurumda değil." Luke telefonunda aptalca bir tweet çekerken söyledi.

Kıvırcık saçlı adam arkadaşının yüzünü yumruklamamayı denerken inledi. "Çok sinir bozucusun. 5 saniyeliğine pislik olmayı bırakır mısın? Bunu senin için yapıyorum!"

Luke Ashton'a "bunu hiç istemediğini" gerçekten söylemek istese de, yapamayacağını biliyordu. Ashton inanılmaz bir menajerdi, şu anda muhtemelen o olmadan kimse olurdu.

"Özür dilerim, hadi geri dönelim... fotoğraflara."

Ashton ve Luke bir saat boyunca gay resimlerinde dolaştılar, bir tane bulmak mümkün değildi ki Luke yüzüne yumruk gelmiş gibi hissetmiyordu. Sonuçta Luke hemen hemen herkese yumruk atmak istiyordu.

"Neden hepsi youtuber? Orada youtuber olmak için eşcinsel olmanın gerekli olduğu yazılı olmayan bir kural mı var?"

Ashton omuz silkti. "Onlar hakkında çok şey bilmiyorum, Sarah onları seçmeme yardım etti."

"Yani senin 'özel takımın' kızın mı?" Luke bir kaşını kaldırarak kıkırdadı.

"Ve karım! Bry ve Sarah kesinlikle bu konularda benden daha çok bilgili."

"Evet her neyse, kaç resim kaldı?" Luke arkasından kollarını uzatarak esnedi.

"Ah, sadece iki. Sam Smith, onun kim olduğunu biliyorsun. İngiltere doğumlu, 23 yaşında ve bla bla bla."

"Ah benden hayır. İnsanlar muhtemelen ona odaklanır, bana değil." Luke bir kez daha yüksek sesle esnemeden önce söyledi ve en iyi arkadaşının omzuna başını dayadı.

"Bu son adayımızı bize getiriyor, benim en sevdiğim. Adı Michael Clifford, Avustralyalı ve 20 yaşında. Bry ile arkadaşlar ve birkaç sefer karşılaştım. Ayrıca senin müziğinin hayranı ve aynı müzik zevkine sahipsiniz. Onunla birlikte oldukça uyumlu olursunuz."

Ashton kuzguni siyah saçlı, solgun bir çocuğun fotoğrafını gösteren laptopu onun kucağına koydu. Siyah deri ceket ve siyah deri kot giyiyordu. Ashton'un karısı Bryana'nın yanında poz veriyordu, Luke muhtemelen bir model olduğu sonucunu çıkardı.

"Gay gibi görünmüyor..."

"Oh haklısın, fotoğraf çekimi için gökkuşağını getirmeyi unuttu!" Ashton alaycı bir tavırla söyledi.

Luke o gün milyonuncu kez gözlerini devirdi.

"Sanırım o yapabilir."