23

496 53 3
                                    

Luke'un elleri, mükemmel şekilde düzeltilmiş saçlarında gezinip onları tamamen karıştırırken terliydi. Stilisti bu görüntü yüzünden sızlandı ama sarışın onu umursamadı ve bakışlarını elinde iki içkiyle yürüyen Michael'a doğru yöneltti.

Luke ve Michael'ın ilişkilerine başka bir şans daha vermesinden bu yana bir ay geçmişti ve bugün tüm dünyanın ilişkilerini öğreneceği gündü. Resmi bir açıklama ya da bunun gibi bir şey yapacak değillerdi, sadece ikisi arasında bir şeyler olduğunu düşünen insanların miktarı göz önüne alındığında saklamanın işe yaramaz olduğu konusunda anlaşmışlardı.

Luke, Miley Cyrus tarafından evsiz LGBTQ+ gençleri için düzenlenen bir hayır etkinliğine katılıyordu ve Michael'ı yanında götürmeye karar vermişti. Projeye 600 bin dolar bağışta bulunmuştu, bu yüzden Miley bir konuşma yapmasında ısrar etti, böylelikle erkek arkadaşı ona içkisiyle birlikte yürürken ön sıradan Alicia Keys'in performansını izliyordu.

Michael yanına oturdu, ona yeşil bir içecek verdi ve ceketini düzeltti. "Gergin görünüyorsun."

Luke bir iç çekiş bırakmadan önce yutkundu. "Öyleyim."

Michael kolunu diğer oğlanın etrafına sardı ve onu bir gülümseme ile kendine çekti. "Olmamalısın. Harika olacaksın."

"Konuşmamı okumadın bile." Sarışın gözlerini devirerek söyledi.

"Yine de sen yazdın, iyi olmak zorunda."

Luke, siyah saçlı çocuğun yorumuna gülümsememeye çalıştı ama berbat bir şekilde başarısız oldu. Eğer birkaç dakikaya büyük bir haber haline gelmeseler Luke muhtemelen Michael'ı öperdi.

Alici Keys, kalabalığa teşekkür ederek ve herkese bağışta bulunacağı yeri hatırlatarak şarkısını bitirirken Luke ve Michael, hemen ayağa kalkıp alkışladılar.

Sıradaki oydu.

Miley Cyrus, Alicia'yı sarılır ve yanağını öperken sahnenin ortasına doğru yürüdü. Alicia sahneden ayrıldı ve Miley mikrofonu eline aldı. "Şimdi derneğimize 600 bin dolar cömertçe bağışta bulunan büyük bir arkadaşıma bir hoşgeldin rica ediyorum: Luke Hemmings."

Luke ayağa kalkıp sahneye yürürken bacaklarını jöle gibi hissediyordu. Miley ona sıkı sıkıya sarıldı ve bir "teşekkür ederim" fısıldayarak sahne arkasına yürüdü.

Oda etkinliğin bir parçası olarak seçilen hayranlarla birlikte büyüktü, yüzlerce ünlü ve kameraların gözü ondaydı. Mikrofonu dudaklarına yaklaştırmadan ve konuşmaya başlamadan önce bir sessizlik vardı.

"İyi akşamlar, burada olmaktan onur duyuyorum. Miley'in yaptığı şey çok harika ve bunun bir parçası olmaktan dolayı mutluyum."

Gözleri, iki başparmağını kaldıran ve ona gülümseyen Michael'a yöneldi.

"Bazılarınız biliyorsunuz, bazılarınız bilmiyor olabilirsiniz bu yıl açıldım." Kalabalık hemen tezahüratlar ile birlikte alkışladı. Aldığı bütün desteklere gülümsedi, gözlerinin yaşarmaması zordu.

"Benim için çok garip bir deneyim oldu. Bu oğlanla daha yeni tanışmıştım ve aniden bir kıza baktığımda hissedebileceğim şeyler hissettim. Çok korkmuştum. Kendi başıma kendimle savaşıyordum çünkü etrafımdaki herkes bana koşulsuz sevgi ve destek gösterdi. Onların destekleri olmadan, şu an nerede olurdum bilmiyorum, bu yüzden Happy Hippie Vakfı'na bağış yapmaya karar verdim."

Bakışları, ona dikkatle bakan Michael'a geri döndü.

"Sevdiğin ve güvendiğin insanlar tarafından kabul edilmemenin nasıl bir his olduğunu hayal bile edemiyorum, kimse bunu deneyimlememeli. Bu yüzden ebeveynlerinin bunu öğrenip onları kapı dışarı edecek korkusuyla cinsel kimliklerini her gün bir sır olarak tutan dışarıdaki bütün çocuklar: Size LGBTQ topluluğunda yeni bir aile bulacağınıza söz veriyorum. Birini bulacaksınız. Sizi hak eden koşulsuz sevgiyi ve desteği bulacaksınız."

Luke aşağıya bakar ve ne kadar şanslı olduğunu düşünürken kalabalık tekrar alkışlıyordu. Çok şanslıydı.

"Ama gitmeden önce, erkek arkadaşım hakkında, kafa karışıklığı ve kendinizi kabul etme hakkında yazdığım bir şeyi okumak isterim."

Kalabalık tezahürat yapmaya devam etti, bazı insanlar ayağa bile kalktı. Luke okumaya başladı.

"Botları kapının yanında,
olması gereken tek yer.
Yüzükleri tezgahta,
o gittiğinde takıyorum.

Gururlu,
Utanmadan çığlık atıyor,
yüksek sesle,
pervasızca.

Kötücül bir yalan,
kendime olan tüm inancımı kaybetmemi sağladı,
Başarmaya çalıştım.
Bunu kendimiz yaptık.

Şimdi el ele tutuşuyoruz,
Çizgileri sayıyorum.
İyileştiriyoruz.
İyi olacak.

O Brooklyn caddesindeki kız gibi değil.
O başka bir kız gibi değil.
Asla olmasını istemiyorum."

Kalabalık tekrar alkışlamaya başladı. İnsanlar ayağa kalktı ve sevinçle bağırmaya başladı, hatta arkadaşları bile, hatta Michael.

"Çok teşekkür ederim, bu çok şey anlam ifade ediyor. Happy Hippie dot com'da bağışta bulunmayı unutmayın, iyi geceler."

Neredeyse sahneden koşarak kaçtı ve kendini Michael'ın kollarına attı, gözlerini kapadı. Michael onu sıkıca tutarken neredeyse kulağında bağırıyordu. "Çok iyiydin!"

"Kapa çeneni."

Michael kucaklamadan kendini geri çekerken yüzünü Luke'un yüzüne yaklaştırdı, böylelikle ona şişmiş gözlerini ve kırmızı yanaklarını gösterebilirdi. "Dostum şuna bak! Bunu sen yaptın!"

Luke, yanağını öperken gülümsedi ve sandalyeye otururken Michael'ı yanına geri çekti. "Seni seviyorum, biliyorsun değil mi?"

"Biliyorum. Sanırım bende seni seviyorum."

"Sana şiir yazdım diye gözlerin sulandı yani kapa çeneni."

"Beni yakaladın."

Luke bu anı dünyadaki hiçbir şey için değişmezdi.

...

Bu kitaba veda ediyoruz dostlarım.

Son bir epilogue bölümümüz kaldı. Ve sonra gerçek bir kitapmışçasına kapağını kapatıp kütüphanemizin raflarına tozlanması için bırakacağız. Ama umarımki arada bir kapağını açıp belki sevdiğiniz bir kısmı belki de birkaç bölüm okuyacak kadar sevmişsinizdir bu kitabı.

Şimdiye kadar yanımda olduğunuz ve beni sabırla beklediğiniz için sizlere teşekkür ediyorum.

Başka kitaplarda görüşmek dileğiyle.

Unutmayın #son1epilogue

for the sake of fame ; mukeWhere stories live. Discover now