11

1K 112 132
                                    

Şurada güncele gelmeme 7 bölüm kalmış, 11. bölüme gelmişim bölüm isimlerini eksik yazdığımı daha yeni fark ediyorum... Sorun değil, bu büyük bir şey değil. Önemli değil. Tamam.

Biraz yorgunum, hem bedensel hem ruhsal olarak her yanım ağrıyor. Çok konuşmayacağım.

Sadece bölüme bol bol yorum atmayı ve oy vermeyi unutmayın, iyi okumalar'

"Don't you see me now?
I think I'm falling, I'm falling for you,
Don't you need me?
I, I think I'm falling, I'm falling for you."

'

"Bu gece yönetimin gitmemizi söylediği restoranda yemeyeceğiz."

Michael telefondan yukarı doğru ona baktı, şu anda halen Colosseum'un özel turundaydılar. "Ne? Neden?"

Luke omuz silkti. "Çünkü istemiyorum."

"Ashton bunu biliyor mu?" Michael telefonu cebine geri koyarken sordu.

"Biz gösteriye çıkmayınca öğrenmiş olacak."

Michael Luke ile alay etti. "En kısa sürede bizim kaybolduğumuzu fark edeceklerinin ve odamıza gelip bizi zorlayacaklarının farkında mısın?"

Luke gözlerini devirmeden önce Michael'a 'Sen aptal mısın?' bakışı attı. "Otel odasında kalacak değiliz, aptal. George buraya çok uzak olmayan bir yerde sahneye çıktıklarını söyledi."

"The 1975'ten George Daniels mı?"

Luke esnerken başını salladı, jet lagın etkisi hala geçmemişti.

"Yani biz The 1975'i şey-"

"Üç saate. Otele döner dönmez hazırlanmaya başlasan iyi edersin, zaten bizi nereye götüreceğini jipteki adama söyledim."

Michael gerçekten kurallara karşı olmalarından yakınmak istedi ama The 1975'i hiç canlı görmemişti ve bunu yapmak için sağ bacağını satardı. Ağzını kapamaya ve Luke'un talimatlarını izlemeye karar verdi.

En kısa sürede odalarında olduklarında hazırlanmaya başladılar.

"Lu, duş alacağım tamam mı?"

"Hayır, ben duş alacağım. Seninki için zamanımız yok."

Michael kirli sarı saçlı çocuğa bir yastık atarken kaşlarını çattı. "Siktir git. Beğen yada beğenme o siktiğimin duşunu alacağım."

Luke hızla elbiselerini çıkardı ve perde arkasına koştu, sıcak suyu açtı. "Eğer çok fazla duş almak istiyorsan, benimle duş almak zorunda kalacaksın yani kapa çeneni ve giyin."

"Ah hayır, yanlış anladın."

Michael elbiselerini çıkardı, duşa girerek Luke'u hazırlıksız yakaladı. Sessizlik içinde diğeri orada değilmiş gibi davranarak duş aldılar, iki çocuk içinde bu çok zordu.

"Götün benimkine değiyor."

"Götüne başka bir şeyimin mi değmesini tercih edersin?"

Luke Michael'ın tepkisine gözlerini devirdi, ikisi de duşta birbirlerinden özel parçalarını saklıyor ve yapabildikleri kadar hızlı hazırlanıyorlardı, Luke her zamanki dalgalı saç stiline zahmet etmedi bile.

"Bu saçını beğendim, dalgasız. Bir adam gibi görünüyorsun."

Luke kamera flaşlarından gözünü kısarak arabaya binerken dudak büktü. "Genellikle ne gibi görünüyorum?"

Araba The 1975'in çalacağı yere doğru sürmeye başladı.

"Bir çocuk."

Luke şakayla Michael'ı ittirirken ondan bir kıkırdama kazandı, nedense, sarışının midesinde çarpıntı yaptı.

Araba yolculuğu sessizdi, Luke sadece twitter akışına bakarken, Michael favori gruplarından birini görmek ve tanışmak için kafasını toplamaya çalıştı. Bunu asla Luke'a itiraf etmeyecekti ama tüm bunlara ne olursa olsun devam etmişken, Michael Luke'un sevgilisi gibi davranmaya bayılıyordu. Kazandığı tüm avantajları seviyordu ve çoğunlukla

Luke'u seviyordu.

Luke'u seviyor muydu?

Hiç bunu düşünmemişti, her zaman yakında geçecek aptal bir hoşlantı gibi görmüştü. Tek problem geçmiyordu.

"Geldik." şoförleri rahatsız edici sesiyle söyledi.

Luke jipin sürücüsüne bahşiş verdi ve Michael'ın elinden tutarak onu girişe yönlendirdi. Sıradaki bazı insanlar onları çoktan tanımış ve duyamadıkları şeyler bağırmaya başlamışlardı, ama güvenlik onları George'un soyunma odasına götürürken ikisininde pek umurunda olmadı.

"Hey dostum! Nasılsın?" George dikkatini Michael'a yöneltmeden önce Luke'u görüp sarıldı.

"Sen Michael olmalısın ben-"

"Sahte ilişki." dedi Luke ve ellerini kirli sarı saçlarından geçirirken bir iç çekişle kendini koltuğa bıraktı.

"Ah şey, hala seninle tanışmak bir zevk Michael."

"Seninle de tanışmak bir zevk, müziğinin büyük bir hayranıyım."

Luke sohbet etmek için Ross'un odasına doğru yürürken George Michael'a hafifçe gülümsedi.

"Teşekkürler adamım, bu her zaman çok şey ifade ediyor."

Michael koltukta Luke'un daha önce oturduğu yere oturdu, bakınırken dudaklarının arasında bir sigara ile dolaşan kıvırcık saçlı adamı, Matty'i, tanıdı.

Kıvırcık saçlı adam onun yanına otururken, Matty sigarasından Michael'ı öksürten bir nefes aldı.

"George bu adam kim?"

"Luke'un erkek arkadaşı. Bira almaya gideceğim siz çocuklar bir tane ister misiniz? Heineken marka."

Michael 'hayır teşekkürler' mırıldandırken Matty hayır anlamında başını salladı, George odadan çıktı.

"Yani Luke yaptı mı? Siz çocukların yemek veya başka bir şey için dışarı çıkacağınızı sanıyordum."

Michael boynunu kaşıdı, orada Luke olmadan bir şekilde sinirli hissediyordu ve en kısa sürede geri döneceğini umuyordu.

"Şey, ilişkimiz aslında sadece bir reklam."

"Bekle, Luke erkeklerle değil mi?"

"Hayır, gerçekten değil."

"Erkeklerle olmadığını bulmak erkeklerle olduğunu bulmaktan daha şaşırtıcı."

-

Luke'un davranışları hakkındaki düşünceleriniz neler?

for the sake of fame ; mukeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin