14

899 102 184
                                    

Bölümün özeti: İlk olarak 'ah canım, luke canım, oy canım' diyerek Luke'u övüyorsunuz, sonra böyle 'hadi canım' oluyorsunuz, sonra Michael'a kızıyorsunuz, daha sonra Michael'a hak veriyorsunuz, en sonunda Luke'a yine sövüyorsunuz.

Aslında şu son iki cümle bütün 14 bölümün özetlemiyor muydu? cjjcjxxz

Okuyun ve görün jcjcjskc

...


"Bu birlikte geçen son haftamız." Michael suyunu yudumlarken açıkladı. Lu, Michael ve Luke şu anda Chiara'nın evinde School of Rock'ı izliyorlardı.

"Öyle." Luke gözlerini önündeki ekrandan çekmiyorken söyledi. "Eğer onlarda birlikte olmak isterlerse, Lu ve Chiara ile dışarı çıkıp akşam yemeği falan yemeliyiz."

"Bu pantolonları giymek zorunda olduğum anlamına mı geliyor?" Lu, ona başını sallayan Chiara'ya bakarken sordu.

"Çifte randevuya ne dersin?" diye önerdi Chiara, Lu muhtemelen Chiara'nın yatak odasından pantolonunu almak için üst katta kaybolurken, kanepeden kalktı ve araba anahtarlarını kapmak için mutfak tezgahına doğru yürüdü.

"Siz çocuklar henüz... resmileşmediniz mi?" Lila saçlı kız, arkadaşının sorusunu görmezden geldiğinde Michael sordu.

"Nişanlıyız."

Michael oldukça rahatsız görünürken Luke neredeyse meyvesini boğazına kaçırıyordu. "Ve siz bize söylemek için zahmet etmediniz mi? Buda ne sik-"

Luke elini Michael'ın ağzına koyarak onun sözünü kesti. "Söylemek istediği şey sizin için mutlu olduğumuz."

Lu iki oğlanın şok edici ifadelerini fark ederek odaya döndüğünde, Chiara gözlerini devirdi. "Onlara çoktan söyledin mi? Onlara daha sonra söyleyeceğimizi düşündüm."

Chiara omuzlarını silkti. "Aslında beraber yaşıyoruz bu şaşırtıcı mı?"

"Pekala, Luke aslında her gece benim evimde uyuyor ve biz birlikte bile değiliz." Luke başını sallarken Michael söyledi.

Chiara kapıyı yürüyerek yenilgiyle elini kaldırdı. "Nereye gidiyoruz?" Konuyu değiştirmeye çalışırken sordu.

Luke tam bir felaket olsa da, Michael'ın ve onun ilk buluşmasının bulunduğu restoranın ne kadar iyi olduğunu hatırlayan küçük bir çocuk gibi gülümserken Michael ve Lu omuz silkti.

"Michael, Temakinho'yu hatırlıyor musun?"

Kuzgun saçlı oğlan gözlerini küçük bir gülümsemeyle devirdi. "Nasıl unutabilirim?"

"İyi bir restoranttı, oraya gitmeliyiz."

İki kız başını salladı ve Chiara kapıyı açtı. "Ben sürüyorum."

Restoran neyse ki Chiara'nın evinden çok uzakta değildi bu yüzden Lu'nun şükran duyduğu sadece 10 dakika kaldı çünkü Michael ve Luke'un klimayla uğraştığı beş dakika daha hayatta kalamazdı.

"Bu hiç mantıklı değil! Bu araba cehennem kadar sıcak ve siktiğimin arabamın penceresini açmak istiyorum."

"Aracın penceresini açarsan, klima işini göremez. Zor değil bunu anla-"

"Geldik!" Baş ağrısının kaynağını keserken Chiara bağırdı.

Chiara park etti ve hepsi dört kişilik bir masa istemek için yola çıktı, şanslarına, masa mevcuttu.

"Daha önce burada bulunmamıştım." Chiara suşi yerini seyrederken söyledi.

"Güzel bir yer." Luke çoktan menüyü kontrol ederken söyledi.

for the sake of fame ; mukeWhere stories live. Discover now