-18- Gerçek Olamayacak Kadar Güzel

7.7K 306 38
                                    

Multi : Gözde
Bölüm şarkısı : Charlie Puth ft. Selena Gomez - We don't talk anymore

Aslında bugün paylaşmayacaktım ama duydumki @ayseorn adlı okuyucumun doğum günüymüş. İyiki doğdun canım, bu bölüm senin şerefine hshshsh ♥♥♥

★★★

Huzur. 5 harf, 2 hece. İnsanın içinde duyumsadığı rahatlık duygusu, gönül rahatlığı, iç rahatlığı, baş dinçliği, rahatlık içinde bulunma durumu, dinginlik, çekişmesizlik. Çoğu kişiye göre tabi. Bana göre huzurun kelime anlamı; Egemen'di. Bu geceki huzuru hayatım boyunca hissedememiştim. Belkide bunun nedeni hislerimdi. Ama bu hisleri en az Egemen'i sevdiğim kadar seviyordum. İki sevdiğim şeyin bir arada olması kadar güzel birşey yoktu sanırım. Huzur ve Egemen. Birde yatağımla Egemen tabi.

Düşünceme gülümserken dakikalardır yaptığım gibi uyuyan Egemen'e baktım. Sanki Uyuyan Güzel masalı terse dönmüştü. O Uyuyan Yakışıklı'ydı ve bende onu öperek uyandıracak olan prenses. Gerçi kıyamıyordum.

Sabah olmuştu, okula gitmemiz gerekiyordu. Hastaneden yeni çıktığım için Yaman'ın beni göndermemesi çok olağandı ama Egemen'in gitmesi gerekiyor muydu bilemiyordum. Ayrıca o da hastaneden yeni çıkmıştı. Yani beni 30 saat bekleyerek benden çok yorulmuş olmalıydı. Onun benden daha çok dinlenmeye ihtiyacı vardı. Ah birde Yaman'ın birazdan kapıyı yumruklama ihtimalı vardı, n'apacaktım ben? Kesinlikle bugün işe beni görmeden gitmezdi.

Duvardaki saate baktığımda Yaman'ın kalkmasına yarım saat falan olduğunu gördüm ve dudak büzdüm. Bu yarım saati biraz daha huzura ermek için kullanabilirdim. Tabi burada birazda kendimi düşünüyordum. Odamda böyle bi meteor yatarken nasıl uyuyabilirdim ki? Onu izlemek varken. Güneş yüzümüze doğarken kollarımı beline sarmak varken... Hayat artık daha anlamlıydı.

Hala uyurken bana sarıldığında gülümseyerek başımı göğsüne koydum. Onun yanımda olduğu her an huzurluydum ben.
Kapının yumruklanma sesiyle gözlerim aralanırken kaşlarım çatıldı. Ben ne ara uyumuştum? Ayrıca kapı neden yumruklanıyordu? Bi dakika, bi dakika. Olamaz, Yaman! Yataktan zıplarcasına kalkarken Egemen hiç etkilenmeden uyumaya devam ediyordu.

Yaman'ın "Gözde?" diyen sesini duyduğumda telaş içinde "Aa, şey. Giyiniyorum" diyebildim. Oysaki dünkü kıyafetlerim hala üzerimdeydi.

"Neden giyiniyosun? Tüm gün yataktan çıkma, benim işe gitmem lazım" dediğinde yine yalan söyleyip "Duştan çıktım. Tekrar yatacağım, sen git" dedim. Bizim bağırmalarımız Egemen mırıldanmaya başlarken ağzım aralık kaldı. Bu adamın mırıltılarına bile aşıktım. Tabi şuan konumuz bu değildi.

Yaman "Tamam ben çıkıyorum. Sen iyisin değil mi? Yemek yemeyi unutma" demesiyle nefesimi dışarı bırakıp "İyiyim iyi. Unutmam" dedim. Rahatlamıştım resmen. Egemen'se benden daha rahat mışıl mışıl uyuyordu. Bu kadar sese uyanmadığına göre gerçekten yorulmuştu.

"Akşama görüşürüz" diyen Yaman'a "Görüşürüz" diye seslendikten sonra kanepeye oturdum. Ucuz atlatmıştım. Yaman'ın gittiğine emin olduktan sonra yerimden kalkıp banyoya girerek Egemen'in haberi olmadan girmesine karşın kapıyı kilitledim ve ılık bi duş aldım. Bu iyi gelmişti. Dişlerimi fırçalayıp odamdan aldığım rahat giysileri üzerime geçirdikten sonra baş havlusuyla tekrar odama geçtim.

Telefonumun alarmı bilmem kaçıncı kez çalarken Egemen'in yattığı yerden telefonumu fırlattığını gördüğümde ağzım kocaman açıldı.

"Napıyorsun?" diyerek bebeğimin -telefonumun- yanına giderken Egemen uykulu sesiyle "Kapat şu lanet şeyi" dedi ve yastığı kolunun altına alıp yüzüstü yattı.

BAĞIMLIWhere stories live. Discover now